IHA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2015 14:13
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ (MHP) ADANA İL BAŞKANI YUSUF BAŞ, ADANA MİLLETVEKİLİ ADAYLARINI BASINA TANITTI.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Adana İl Başkanı Yusuf Baş, Adana milletvekili adaylarını basına tanıttı.
Seyhan Oteli’nde yapılan basın toplantısında MHP İl Başkanı Yusuf Baş, adayları tek tek takdim etti. Adana’da iddialı olduklarını vurgulayan Yusuf Baş, “Terörün, yokluk ve yoksulluğun, ekonomik buhranın bitirilmesi, barış ve huzurun tesisi, güçlü bir Türkiye hedefiyle Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidarında Adana’mızı temsil edeceklerdir. Hepsine sağlık, sıhhat, hayırlar ve başarılar diliyorum” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Adana 1. Sıra Milletvekili Adayı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya ise, toplantıda kendisine yöneltilen soruları cevapladı.
Bir soru üzerine Karakaya, koalisyon hükümeti kurma konusunda çok samimi olduklarını ancak AK Parti’nin bu konuda tam aksine isteksiz olduğu görüşünü tekrarladı. MHP olarak 7 Haziran’dan itibaren 4 maddelik şartlarının olduğunu hatırlatan Karakaya, “MHP koalisyonda yer almayan, ya da hükümetin kurulmasından kaçan bir siyasi parti hiçbir zaman olmadı. Bu süreç milletin gözü önünde cereyan etti. MHP, 4 şartı ortaya koydu ki bunlar MHP’nin parti şartı değildi, Türk milletinin şartıydı. Türkiye’nin birliği, bütünlüğü, bölünmezliği konusunda ciddi endişeleri vardı, o endişeleri dile getiren ve muhataplarından garanti isteyen bir tutumu oldu. Bunlar bir koalisyon şartı da değildi. Dört şartın kabul edilmesi halinde değil eline gövdesini taşın altına koyacağını ifade etti. Özetlemek gerekirse, Anayasa’nın değiştirilemez dört maddesiydi, MHP’nin anlaşmaz ya da uzlaşmaz tavrı olarak ifade edilen. MHP, ‘ben çok sayıda bakanlık istiyorum’ demedi. Farklı bir takım isteklerde bulunmadı, bu temel dört şartı ortaya koydu. Ve Sayın Davutoğlu, Sayın Genel Başkanımızı mecliste ziyarete geldiklerinde aslında bir koalisyon teklifleri dahi olmadı. Dışarıda konuştukları ile içeride konuştukları tamamen birbirinden farklıydı. Sondan başlayarak, sayın cumhurbaşkanının anayasal sınırlar içerisinde kalmasını biz konu edemeyiz, yolsuzlukların üzerine gidemeyiz, açılım şimdilik buzdolabında ama arzu ederseniz adını değiştirerek tekrar uygulamaya koyabiliriz, ilk maddeyle ilgili hiçbir değerlendirme de olmuyor. MHP’nin koalisyona girmeme gibi bir tutumu kesinlikle olmamıştır. AKP daha başından erken seçimi hedef almıştır ama bir şekilde oyalama taktikleriyle sonucu bu noktaya getirmiştir. Bilakis MHP bu dönemde erken seçimin Türkiye için bir zehir olacağını, Türkiye’ye yapılacak en büyük kötülük olduğunu da ifade etmiştir. Bundan sonra sonuçlar değişmez ise bizim hedefimiz MHP olarak her şey bu kadar gün yüzüne çıktığı bir ortamda tek başına iktidara geleceğimiz şeklindedir. Hedefimiz budur ve şuanda ona kilitlendik. Farklı bir aritmetik ortaya çıkarsa onu o gün düşüneceğiz. Bana göre, tek başına iktidar olamayacak, 7 Haziran’a göre de önemli ölçüde oy kaybedecek olan AKP artık koalisyondan, eğer bir koalisyon ortamı olacaksa kaçması mümkün olmayacaktır” diye konuştu.
"TERÖRÜN BELİ DEĞİL MİLLETİN BELİ KIRILDI"
“Terörün belini kırdık” iddiası konusunda yöneltilen soruya karşılık da MHP Genel Başkan Yardımcısı Karakaya şu ifadeleri kullandı;
“Biz bu süreçte terörün değil, Türk milletinin belinin kırıldığını gördük. Türk milletinin belini kırdılar, terörün belinin kırıldığı yok. 2002’de aldıkları Türkiye’nin bugün geldiği hale bakın, 2002’de Türkiye terör konusunda ne haldeydi, bugün ne halde. 2002’de biz bölgeyle ilgili neleri konuşuyorduk, bugün neyi konuşuyoruz. Bugün bölünmeden, özerklikten bahsediyoruz. Gün yok ki şehit cenazesi olmasın, onun için tüm bunların müsebbibi AKP’nin hükümetlerinin bugüne kadar uyguladıkları çözüm diye, barış diye, kardeşlik diye bize yutturmaya çalıştıkları o ihanet projelerinin sonucudur. Aslında hükümet yetkilileri, o gün görevde olan devlet görevlileri, hepsi o süreçle ilgili ihmallerini, gafletlerini, hatta bir ölçüde ihanetlerini itiraf ediyorlar, arkamızı döndük diyorlar, eylemlerle, operasyonlarla ilgili yetki vermedik diyorlar, 100 kişinin altındaki gruplara müdahale edilmeme talimatı verdik diyorlar, işin bu tarafından bakıldığında o bölgede bir alan oluşturulduğu, PKK, onun şehir yapılanması var KCK, orada bir paralel devlet oluşturdu. Bunların hepsi anayasaya göre suçtur, biz MHP olarak da başta siyasiler olmak üzere tüm kamu görevlileriyle ilgili, görevlerini yapmamalarıyla alakalı suç duyurusunda bulunduk geçtiğimiz günlerde.”
Sandık taşıma olaylarına da değinen Mevlüt Karakaya, şöyle devam etti:
“Erken seçimin bu şartlara uygun olmadığını, yapılmaması gerektiğini ifade ettik. Bunu ifade etmekteki maksadımız da, özellikle sandık güvenliğinin olmadığı yönündeki kamu görevlilerinin ve siyasilerin ülkeyi yönetenlerin yaptığı açıklamalardı. Bugün siz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak belli
seçim çevrelerinde veya bir mahallede ben seçim yapamıyorum, ve bunun gerekçesini de güvenlik olarak ifade ediyorsunuz, bu gerekçeyle sandığı oradan alıp başka yere taşıyorsanız, bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin acziyeti anlamına gelir. Hatta bir başka açıdan, anayasanın 5. Maddesindeki devletin görevlerini gerçek anlamda, fonksiyonlarını yerine getiremediğiniz anlamına gelir. Anayasanın 6. Maddesindeki devlet egemenliğiyle doğrudan alakalı bir sorun haline gelir. Yani bugün burada siz buraya giremiyor, bir sandık koyup bir seçim yaptıramıyor, millet iradesini tecelli ettiremiyorsanız, o zaman o giremediğiniz yerde başkalarının egemenliğini kabul ettiğiniz gibi bir anlam da ortaya çıkabilir ki bu son derece tehlikeli ve yanlış bir durum olur. Biz MHP olarak şunu söylüyoruz, Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlüdür, vatan toprakları içerisinde devletin giremeyeceği yer yoktur, oralara sandık konmalı ve millet iradesinin tecelli etmesi için de her türlü güvenlik tedbirleri alınmalıdır. Bu yapılamıyorsa, aslında Türkiye Cumhuriyeti devletinin değil, o devleti yönetemeyenlerin acziyetidir.”
MHP’nin Adana milletvekili adayları sırasıyla şu isimlerden oluşuyor:
Mevlüt Karakaya, Muharrem Varlı, Seyfettin Yılmaz, Cahit Öztok, Sinan Gül, Adem Gündoğan, Mehmet Ali Arslan, İsa Ayanoğlu, İbrahim Sezer, Neslihan Uzun, Ayla Emrahoğlu, Hüseyin Yıldırım, Hatice Yüce ve Ersen Tüzener.