IHA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2015 13:51
AK PARTİ ADANA MİLLETVEKİLİ ADAYI PROF. DR. TALİP KÜÇÜKCAN, TV A’DA YAYINLANAN ‘4. KUVVET’ PROGRAMINDA GAZETECİ NEDİM SOYLU’NUN SORULARINI YANITLADI.
AK Parti Adana Milletvekili Adayı Prof. Dr. Talip Küçükcan, “AK Parti milliyetçiliği hizmet milliyetçiliğidir” dedi.
TV A’da yayınlanan ‘4. Kuvvet’ programında Gazeteci Nedim Soylu’nun sorularını yanıtlayan AK Parti Adana Milletvekili Adayı Prof. Dr. Talip Küçükcan milliyetçiliğe bakışlarını tarif ederek, “Milliyetçilik dediğimiz şey insanla vardır. Sen insanını seviyorsan gerçek milliyetçi sensindir. Ve sen o insanların inşa ettiği mirasa sahip çıkıyorsan milliyetçisindir. Yoksa milliyetçilik hikayede kalır. AK Parti’nin milliyetçiliği hizmet milliyetçiliğidir. Vatandaşın ayağına devletin hizmetini götürme milliyetçiliğidir. Dayak atma milliyetçiliği değildir. Biz devlet baba dedik geçmişte dayak yedik. Biz şimdi de devlet baba diyoruz ama müşfik devlet baba diyoruz. Geçmişte devlet emreder millet tıpış tıpış yapardı. Şimdi millet emrediyor. Şimdi millet amirdir emreder, devlet hadimdir hizmet eder. Millet ne derse onu yaparız. Biz böyle bir devlet anlayışındayız. Halkına yukarıdan bakan bir devlet değil, elitist değil, seçkinci değil. Biz bu memleketin içinden çıktık” şeklinde konuştu.
“ESAS MİLLİYETÇİLİK VE VATANPERVERLİK BUDUR”
Çözüm sürecinin önemine değinen Prof. Dr. Küçükcan “1980’den beri yaklaşık kırk yıldır bu memlekette problem var. Problem yok muydu? Yoksa konuşmayalım! İnsanlarımız ölüyor muydu? Ölüyordu. Askerimiz ölüyor muydu? Ölüyordu. Bu memlekette kan akıyor muydu? Akıyordu. İnsanlarımızın bir kısmını birileri kandırıp zorla dağa götürüyor muydu? Götürüyordu. Peki, kim kaybediyordu? Biz kaybediyorduk! Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i biz kaybediyorduk! Bu devletin içinde yaşayan herkes kaybediyordu! AK Parti burada bir problem var ve ben bunu görmezden gelemem dedi. Eğer bu problem görülmeseydi bir gün öyle bir patlardı ki elimizde hepimizin canı daha fazla yanardı. AK Parti bu problemi 2002 yılında iktidara geldiğinde zaten elinde buldu. AK Parti çıkarmadı bu problemi. 1980’den beri ortaya çıkan terör meselesi, şiddet meselesi, bununla bağlantılı siyasal meseleleri kucağında buldu. Bunu hiç gündeme getirmeyebilirdi. Peki, hiç bahsetmesek, hiç gündeme getirmesek bu mesele çözülür müydü? Biter miydi? Biz dedik ki hayır böyle bir mesele vardır ve biz buna neşter vurmak zorundayız. Acısıyla tatlısıyla burada bir mesele var. Benim askerim ölüyor, benim vatandaşım ölüyor, benim kaynaklarım heba oluyor. Sen kendi insanım ölmesin, kaynaklarım heba olmasın, insanım birbirine kurşun sıkmasın diyorsan esas milliyetçilik ve vatanperverlik budur! Biz meseleyi böyle okuyor, bölücülük olarak, parçalanmışlık olarak görmüyoruz. Ama biz Kürtler adına siyaset yapanların bir kısmı da bunu görsün diyoruz. Kürtleri temsil ettiklerini söyleyenlerin bir kısmı etnik milliyetçilik yapıyor” diye konuştu.
“DEMOKRASİYE YAPILMIŞ BİR SALDIRIDIR”
Adana ve Mersin’de HDP binalarına yapılan bombalı saldırıları değerlendiren Prof. Dr. Kısacık, “Hangi parti olursa olsun bu tür saldırıları şiddetle kınıyoruz. Biz bunu sadece bir partiye değil bütün partilere yapılmış bir saldırı olarak görüyoruz. Hatta demokrasiye yapılmış bir saldırı olarak görüyoruz. Biz sandığa güveniyoruz ve sandıktan ne çıkarsa ona sonuna kadar saygılıyız. O nedenle bu süreci baltalamak isteyenlerin aslında demokrasiyi baltalamaya çalıştıklarını düşünüyoruz. Türkiye’de özellikle
seçim döneminde yapılan provokasyonların özellikle iktidar partisine bilhassa zarar vermeye çalıştıklarını düşünüyoruz. Şuanda hükümet olan parti biziz. Böyle bir ortamda provokasyon oluyorsa bilin ki bunu AK Parti’yi sevmeyenler, Türkiye’yi sevmeyenler yapıyor demektir. Bu provokasyonları yapanların iplerinin ucunun dışarıda olduğu kanaatindeyim. İçeriden değil. Türkiye’de hiçbir partinin bu şekilde demokrasi karşıtı olacağını düşünmüyorum. Bu işi Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaya çalışan kişiler, gruplar ve şer odaklarının yaptıklarını düşünüyorum. Seçimler bizim için bir festival, sandıklarda bizim namusumuzdur. Onları korumalıyız. Sandıktan ne çıkarsa sonuna kadar saygılıyız ve o sürece giderken yapılacak baltalamalar, provokasyonların hepsine karşıyız. Ama biz şunu gördük Türkiye’de demokratik yollardan mevcut iktidarı gönderemeyenler hep başka araçlar kulandılar. Bu o araçların bir başka versiyonudur” dedi.