Güncelleme Tarihi:
ADANA,(DHA) - ADANA-Seyhan Ziraat Odası Başkanı Cahit İncefikir, Türkiye'nin büyük ve küçükbaş hayvan üretiminde gelişmiş ülkelerin gerisinde kaldığını söyledi.
Tarım sektörleri arasında hayvancılığın, katma değer yaratma imkanı en fazla alan olduğunu belirten İncefikir, hayvancılığın; et, süt ve diğer hayvansal ürünler sanayii dışında, doğrudan hayvancılığa dayalı ilaç, yem ve hayvancılık ekipman sanayi kolları ile yeni istihdam alanları da yaratarak ekonomiye büyük katkı sağladığını kaydetti.
Türkiye'de hayvan üretiminin yeteri kadar olmamasının farklı sebepleri olduğunu dile getiren İncefikir, ''Ülkemiz, farklı iklim yapıları, değişik tür ve ırktan çeşitli hayvan varlığı ve halen büyük bir kısmı kırsal kesimde yaşayan nüfusu ile hayvancılık konusuna ayrı bir önem vermesi gereken konumdadır. Ancak son yıllarda bütün gelişmiş ülkelerde hayvansal üretimin toplam tarımsal üretim içindeki payı giderek artarken ülkemizde böyle bir artış sağlanamamıştır. Bunun nedenleri bakım ve besleme hataları, çevresel faktörler, hayvanlarımızın genetik kapasitelerinin yetersizliği ile hayvancılığa hala tarımın bir kolu ve tarımın sigortası olarak bakılmasıdır.
EN BÜYÜK GİDER, 'YEM'
Hayvancılık işletmelerinin en büyük giderini yem oluşturduğunu, buna rağmen çayır ve mera alanlarında büyük kayıplar olduğunu belirten İncefikir şöyle konuştu:
''Yem giderleri hayvancılığın bazı dallarında toplam işletme giderlerinin yüzde 70 ine kadar ulaşmaktadır. Mera şartlarında yapılan hayvancılık karlı bir hayvancılıktır. Bu nedenle hayvan beslemede önemli bir yeri olan çayır ve meralar büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde 1950’li yıllardan itibaren tarıma açılmış olan çayır ve meralar 40 milyon hektardan 12 milyon hektara düşmüştür. Bu azalmanın yanı sıra aşırı ve düzensiz otlatma sonucu mera arazileri ağır tahribata uğrayarak fakirleşmiş, verimliliğini kaybetmiş ve büyük ölçüde erozyona maruz kalmıştır. Mevcut meralar hayvan varlığımızın kaba yem ihtiyacını karşılayacak durumda değildir. Hayvancılığı gelişmiş ülkelerde kaba yem ihtiyacının yüzde 80-90’ı çayır meralardan karşılanırken, ülkemizde bu oran nadas alanları dahil yüzde 38’dir. Ülkemizde mera alanlarının azalmasının başlıca nedenleri, bu alanların işlemeli tarıma açılmasının yanı sıra erken ve aşırı, başka bir deyişle kontrolsüz ve bilinçsiz otlatmadır.''
HAYVAN VARLIĞIMIZ AZALIYOR
Ülkemizde büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığının sürekli azaldığına dikkat çeken İncefikir, sözlerini şöyle sürdürdü:
Hayvanlardaki bu sayısal azalmaya karşılık, et ve süt verimi sığırlarda kısmen artarken, koyun ve keçilerde bir artış gözlenmemektedir. Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında ülkemizin hayvan varlığı bakımından önemli bir potansiyele sahip olmasına karşın, hayvansal ürünler yönünden düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Türkiye’de yıllara göre sığır-manda-koyun-keçi varlığı incelendiğinde toplamdaki oran sığırda kısmen artarken, koyun varlığında azalma görülmektedir. Sığırcılıkta yem veya yem ham maddelerin alımı, işçilik, elektrik, su, temizlik malzemeleri, veteriner hizmetleri, vergiler, faiz ve sigorta primleri ki bunlar cari giderler olarak bilinirler. Bunlar yılın her döneminde harcama gerektirir. Bu giderlere karşılık besi işletmelerinin günlük geliri yoktur. Bütün giderler besi sonunda karşılanır. Sığırcılıkta karlı olabilmek ve işletmenin devamlılığını sağlayabilmek için işletmenin kaba yemlerini kendi arazisinden temin etmesi, kesif yemini kendisinin hazırlaması, işçiliğin aile fertleri veya güvenilir kişilerce sağlanması, eti ve sütü değerinde satması gereklidir. Sığırcılıkta karlılığı etkileyen en önemli etkenlerden biriside sürü büyüklüğüdür. 3-5 başlık bir işletmede kar beklemek zordur. Bu işletmelerde ancak aile fertlerinin iş gücü kar olarak kalır. Oysa 50-100 başlık işletmelerde karlılık daha fazla olur.''
KABA YEM AÇIĞI KAPATILMALIDIR
Adana'nın hayvan varlığının 780 bin küçükbaş, 248 bin büyükbaş olduğunu da belirten İncefikir, ülkemizdeki kaba yem açığının kapatılabilmesi için acil çalışma yapılması gerektiğini belirterek, ''Çayır ve meraların zamansız, aşırı ve düzensiz otlatılması engellenmeli, ıslahı üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. Meraların tespit, tahdit ve tahsis çalışmaları bitirilerek münavebeli otlatmaya geçilmelidir. Ekim nöbeti içerisinde yem bitkilerine yer verilmelidir. Anız atıkları hayvan yemi olarak değerlendirilmelidir. Sertifikalı yem bitkisi tohumu için verilen teşviklere devam edilmelidir. Yem bitkileri üretiminin artırılması için hububat ve endüstri bitkileri ile rekabet güçleri artırılmalıdır. Yem bitkileri ekiliş alanlarını artırmak için ekiliş alanlarına göre desteklerin kademeli olarak artırılması gereklidir. Silajlık yem bitkisi yetiştirme ve silaj yapımı konusundaki teşvikler artırılmalıdır. Balya silajı yapımı gibi yeni kaba yem muhafaza yöntemleri yaygınlaştırılmalıdır.''
FOTOĞRAFLI