Güncelleme Tarihi:
ADANA, (DHA) - HAKİMLER ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 1'inci Daire Başkanı Halil Koç, "Yargı içindeki cemaat yapılanmasının hukuk dışı uygulamaları nedeniyle, yargıya olan güvende ciddi anlamda azalma meydana gelmiştir. HSYK'nın birincil görevi ve en önemli misyonu, bu yapılanma ile mücadele etmek ve bir daha yargı içinde bu tür yapılanmalara müsaade etmemektir" dedi.
'HSYK 2017-2021 Stratejik Plan' hazırlıkları çalışmaları kapsamında düzenlenen çalıştayların 5'incisi Adana'da gerçekleştirildi. 3 gün süren çalıştaya HSYK 1'inci Daire Başkanı Halil Koç, 1'inci Daire üyeleri Mehmet Durgun ve Rasim Aytin, 3'üncü Daire üyesi Ömer Kerkez, HSYK Genel Sekreteri Bilgin Başaran, tetkik hakimleri ile bölge adliyelerde görev yapan çok sayıda hakim ve Cumhuriyet savcısı katıldı.
'TOPLUMUN BEKLENTİSİ YARGI'
Çalıştayda konuşan Başkan Koç, hazırlanma aşamasında olan 2017- 2021 Stratejik Planı'nın yargıya ilişkin sorunları çözmekte yol gösterici olacağını, saydamlık ve hesap verilebilirliği de mümkün kılacağını belirtti. Koç şöyle konuştu:
"Bu plan HSYK'nın 4 yıllık anayasasını oluşturacak. Hakim ve savcıların temel görevleri toplumun adalete olan ihtiyacını karşılamaktır. Adalet beklentilerine cevap veremeyen bir yargı sistemi, toplumun algı ve vicdanında çok olumsuz etkiler bırakmaktadır. Toplumun bizden beklentisi sadece mesleğine odaklanmış, farklı projeler içinde yer almayan, kaliteli bir hakim, savcı ve yargıdır. Biz ne kadar kaliteli olursak, toplum nezdinde saygınlığımız da o kadar artacaktır. Yargı üzerindeki tartışmaları da ancak bu sayede azaltabiliriz."
'KARARLARIN MEŞRUİYETİ TARTIŞILIR HALE GELDİ'
Türkiye'de uzun süredir yargının hem güven hem de saygınlık sorunu olduğuna dikkat çeken Başkan Koç, bu nedenle de yargının sürekli tartışma gündemi oluşturduğunu söyledi. 2010 yılında halkın desteğiyle yapılan değişiklikle yargıda farklı bir vesayetçi anlayışın işbaşına geldiğini, bununla beraber toplumdaki iyileşme beklentisinin ümitsizliğe dönüştüğünü kaydeden Koç, şöyle devam etti:
"Yargı içinde tarafsızlığını yitirmiş, bazılarının otonom yapılanma olarak algılandırdığı, hepimizin cemaat yapılanması olarak düşündüğü bu yapıya mensup olan hakim ve savcıların verdiği kararların meşruiyeti toplum nezdinde tartışılır hale gelmiştir. Yargıyı bir takım kazanımlar elde etmek için bir araç olarak kullanmak isteyen bu yapının hukuk dışı uygulamaları nedeniyle, yargıya olan güvende ciddi anlamda azalma meydana gelmiştir. Böyle bir ortamda 2014 seçimleriyle bugünkü HSYK oluştu. Bu dönemde görev yapan HSYK'nın birincil görevi ve en önemli misyonu, bu yapılanma ile mücadele etmek ve bir daha yargı içinde bu tür yapılanmalara müsaade etmemektir. Meslektaşlarımızın şunu iyi bilmesi gerekir ki ne kendi ülkemiz ne de başka bir ülke, kendi içinde böyle bir yapılanmayı kabul etmez, edemez. Kiminin dini inançlarını, kiminin çaresizliklerini, kiminin zaaflarını kullanmak suretiyle bu yapının içine düşürülmüş kişilerin de, artık kendilerini bir şekilde sorgulamaları ve içinde bulundukları durumu tekrar gözden geçirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu yaptığımız mücadelenin haklı olduğu kanaatindeyiz. Yaptığımız tasarruflar da hep buna yöneliktir. Bu mensubiyet duygusu içinde verilen kararlar sonucu yargının aldığı yarayı tamir etmek de, bu döneme nasip olacak diye düşünüyoruz."
'AYM KARARI HSYK'NIN HAKLILIĞINI ORTAYA KOYDU'
Yaptıkları bazı tasarrufların toplumda sert algılanabildiğini belirten Halil Koç, "İki meslektaşımızın tutuklanması olayı ülke içinde infial uyandırmıştı ama bu arkadaşların Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı bireysel başvuru neticesinde, yüksek mahkemenin verdiği karar, HSYK'nın bu mücadelede ne kadar haklı olduğunu ortaya koymuştur. Bu arkadaşların verdiği kararlardan değil, yaptığı iş ve işlemlerin bir örgütsel yapı faaliyet içinde olduğu Anayasa Mahkemesi kararı ile netleşmiş, kesinleşmiş durumdadır. Bunun farklı bir izah yolu kalmamıştır" dedi.
FOTOĞRAFLI