Güncelleme Tarihi:
Salih ÜÇTEPE/ADANA, (DHA) - ADANA'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 36'sı tutuklu 103 sanığın yargılandığı davanın 4'üncü günü sanık savunmalarıyla devam etti. Yönetimine kayyum atanan Yağmur mobilyanın sahibi tutuklu sanık Yağmur Akkülah, "Cezaevinde terörist diyorlar bize. Beni asın ama terörist demeyin" dedi.
Haklarında 'Terör örgütüne üye olmak' ve 'Terör örgütüne finans sağlamak' suçundan 25'er yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle dava açılan FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 14'ü firari, 103 işadamının Adana 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaları 4'üncü gününde sanık savunmalarıyla devam etti. Tutuklu sanıklardan avukat Ruhi Hallaçoğlu telefonunda çıkan ByLock programını hiç kullanmadığını belirterek, şunları söyledi:
"Burç Okulları'nın avukatlığını yapıyordum. 17-25 Aralık sürecinden sonra okula gerekli teşvikler verilmemesi nedeniyle davalar açtım. Bu davalar nedeniyle, hızlıca teslim etmeme gereken evraklar oluyordu. Bu evrakları daha önce Whatsaap üzerinden alıyordum. Ancak okulda bu whatsapp gruplarında hükümet aleyhine istenmeyen iletiler gönderildiği için ve bu gönderiler telefon hafızasında saklandığı için bu programı kullanmayı bıraktılar. Bu yüzden Ömer Ekinci, ofisime geldiğinde kendisine tepki göstererek evrakların hızlıca gelmemesi durumunda sıkıntı yaşayacağımızı ve alternatif kullandıkları bir program varsa onu vermelerini istedim. Ekinci'nin söylediği programı telefonuma indirdim. Logosu Whatsapp'a benziyordu. Ancak bu programı hiç kullanmadım."
'CEKETİNİ AL GİT DESE' GİDERDİM
Tutuklu sanıklardan Türkiye'nin en önemli mobilya üreticileri arasında yer alan Yağmur Mobilya'nın sahibi Yağmur Akkülah ise 40 yıllık şirketinin faaliyetlerini anlatarak, "Dünyanın 42 ülkesine ihracat yapan ve bin kişiden fazlasına istihdam sağlayan bir şirketim var. Şirketlerime tutuklandıktan sonra kayyum atandı. Alacaklı olanlar tarafından 9 mağazama ve 4 fabrikama haciz getirildi. Sadece 4 duvar kaldı. Ayrıca binlerce Euro'ya alınan makineler değerlerinin çok altına paralara satıldı. Devlet 'Ceketini al git deselerdi bu vatan için canım feda der giderdim" dedi. Terör örgütü üyeliğini kabul etmediğini söyleyen Akkülah savunmasına şöyle devam etti:
"Babam Faruk Akkülah Yurdu'nu ben yaptırmadım. Beni bu yurdun müdürü arayıp 'Babanızın adına hatim indirdik duasına katılır mısınız?' diye davet ettiler. Ben de bu yurda gittim. Bir defa da Kur-an okuma yarışması düzenlenmiş birincisine ödülü benim vermemi istediler. Bu yurda yılda 10 defa gitmemişimdir. Benim Fethullah Gülen ile sürekli görüştüğümü söylüyorlar. Eğer böyle bir şey ispat edilirse buradaki bütün sanıkların cezalarını üzerime almaya razıyım. Işık Dershaneleri'nden yatırım amaçlı hisse aldım. 17-25 Aralık'tan sonra düzenlenen Senegal gezisine katıldım. Burada dönemin Konya Valisi ile eşi de vardı. Madem suçtu, vali neden geldi. Ben işkolik bir insanım. Ankara'da 400 kişinin çalıştığı fabrikama bile ayda bir defa zor gidiyorum. Bir keresinde kızım bana 'Babalık para vermekle olmuyor. Bizimle ilgilenmiyorsun' dedi. Ben aileme vakit ayıramıyordum. Bu yapıya nasıl vakit ayırayım. Ben örgüt üyesi değilim. Biz şu anda vebalıyız. Cezaevinde terörist diyorlar bize. PKK'lılar havalandırmaya spora çıkabiliyorlar. Biz çıkamıyoruz. Beni Küçüksaat Meydanı'nda asın ama terörist demeyin."
Akkülah, mahkeme başkanının Fetullah Gülen ile görüştünüz mü? sorusu üzerine ise, "Ben o kapasitede, o çapta değilim. Gidip kapısından dönenler var. Benden büyük adamlar görüşemiyor" dedi.
Duruşma sanıkların savunmalarıyla devam ediyor.