Güncelleme Tarihi:
Adana’nın kültürel ve tarihi dokusundan ilham alarak eserlerini ürettiğini söyleyen Ömer Erdoğan, kentin özellikle son yıllarda turistlerin ilgi odağı olduğunu ve bu durumun artarak devam edeceğine inandığını belirtti. Adana’ya gelen ziyaretçilere kentin güzelliklerini sanat eserleriyle tanıttığını vurgulayan Erdoğan, "Ben bu küçük atölyemde, geleneksel ahşap işçiliği, oymacılık, sedefkrlık, taş işlemeciliği gibi sanat dallarını icra ederek Adana’mızı, bölgemizi, yöremizi tanıtan tarihi dokuların materyallerini, minyatürlerini üretip, burada vitrinime koyup, insanlara sunuyorum" dedi.
Adana Geleneksel El Sanatları Kültür ve Turizm Derneği Başkanlığı görevini de yürüttüğünü söyleyen Ömer Erdoğan, Adana Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün oluşturduğu komisyon ve Çukurova Üniversitesi’nin bilirkişi heyeti ile beraber yapılan alan araştırma sonucu 2016 yılında UNESCO’ya ’Yaşayan İnsan Hazinesi’ adayı gösterildiğini ve sürecin hl devam ettiğini söyledi.
MOBİLYA İŞÇİLİĞİNDEN EL SANATLARINA
Lübnan’dan Adana’ya geldiklerinde ailesiyle kentte bir mobilya atölyesi açtıklarını ve burada ahşap üzerinde gözlemler yaptığını anlatan Erdoğan, "Hem mesleğimizi icra ediyoruz hem de ölmesin diye gelecek nesillere aktarmaya çalışıyoruz. Usta ölürse meslek ölür. Bundan dolayı yeni ustalar yetiştirmek için burada her yıl çeşitli kurslar veriyorum. Gençlerimize bu sanatı aşılamaya çalışıyorum. Çalışmalarımızda Taş Köprü, Büyük Saat, Varda Köprüsü, bölgesel şahmeran, portakal, bölgemizde nesli tükenmekte olan turaç kuşu, Şar Ören Kilisesi, pamuk ve başak ile Çukurova’yı anlatmaya çalışıyoruz. Bu çalışmaya bir nevi Adana portresi diyebiliriz" diye konuştu.