Adana Yağmur’a Teslim Olmamalı

Güncelleme Tarihi:

Adana Yağmur’a Teslim Olmamalı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2015 15:03

HARİTA MÜHENDİSLERİ ODASI ADANA ŞUBE BAŞKANI HASAN ZENGİN, ADANA'DA SU BASKINLARININ SEBEBİNİ AÇIKLADI, YAPILMASI GEREKENLERİ DE BİR BİR SIRALADI

Harita ve Kadastro Mühendisler Odası Adana Şube Başkanı Hasan Zengin, Adana’da her yağmur sonrası yaşanan tablonun yaşanmaması için günümüz teknolojisiyle akılcı ve katılımcı yaklaşımla alt ve üst yapı projelerinin uygulanmasıyla çözülebileceğini söyledi.Zengin, yakın zamanda yaşanan sel baskının Adana’ya oldukça büyük zarar vermesinin en büyük nedeninin, yolların imar planı aşamasında projelendirilmemesi ve “subasman” kotunun doğru belirlenememesinden kaynaklandığını kaydetti.
Harita ve Kadastro Mühendisler Odası Adana Şube Başkanı Hasan Zengin, günümüze kadar yap-boz yöntemiyle gerçekleşen uygulamaların çözümü daha da zorlaştırdığını belirterek, “Gelinen süreçte gözden kaçan ve pek üzerinde durulmayan konu ise, “subasman kotunun” belirlenmesi işidir. Esasen kentleşmede son nokta olan subasman kotunun belirlenmesi, imar durumunun önemli bir parçasıdır” dedi.
İmar Planı Yapma uygulama ve onaylama yetkisinin yerel yönetimlere devredilmesinden sonra Adana’da 1980 sonrası oldukça yoğun planlama ve uygulama çalışmaları yapıldığına dikkat çeken HKMO Adana Şube Başkanı Hasan Zengin, “Gelişmişlik” kavramının ekonomiyle ilişkili olsa da Dünyada gelişmişliğin ülkenin temel ihtiyaçlarının doğru sıralanması ile orantılı olmasına dikkat çekti. Zengin, “Dünyada temel ihtiyaçlarını ekonomik, politik vb. alanlarda doğru sıralamayan/sıralayamayan Ülkeler az gelişmiş olarak nitelendirilmektedir. Bu kavramı yerele indirgeyecek olursak kentin temel ihtiyaçlarını doğru sıralamayan/sıralayamayan belediyeleri de bu kapsamda değerlendirebiliriz. Günümüzde Belediyelerimizin hala imar ve alt yapı sorunlarını çözememiş olması, hatta bu sorunların artarak büyüyor olması, gelişmişlik kavramının bu şekilde yorumlanmasını doğrulamaktadır” şeklinde konuştu.
Oda Başkanı Hasan Zengin, Adana’da 21 Eylül 2015 tarihinde yağan şiddetli yağmurun kenti ne hale getirdiğini Adana’da yaşayan tüm vatandaşlar tarafından görüldüğünü anımsattı ve açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Günümüz teknolojisiyle akılcı ve katılımcı yaklaşımla üretilen alt ve üst yapı projelerinin uygulandığı kentlerde bu ve benzeri sorunların yaşanmadığını görmekteyiz. Benzer konularda başta Harita ve Kadastro Mühendisleri Odamızca, meslek alanlarımızdan hareket ederek çeşitli etkinlikler, paneller, sempozyumlar, kurultaylar düzenlemektedir. Oluşturulan raporlar, görüşler, sonuç bildirgeleri tüm yerel yönetimlerle de paylaşılmaktadır. Meslek Odaları bu anlamda birer bilgi depolarıdır. Yerel Yönetimlerin de bu bilgi deposundan faydalanması gerekmektedir.
Sivil Toplum Örgütlerinin, Üniversitelerin ve Meslek Odalarının, kent ve kentleşmeye yönelik yeni görüşler, çözüm önerileri üretmek temel görevlerindendir. Toplum yararını gözeterek çalışan bu kurum ve kuruluşların yapmış oldukları uyarı, eleştiri ve bilgilendirmeler yerel yönetimlerce kendilerine yönelik bir karalama kampanyası olarak algılanmaktadır. Oysa ki yılların birikimine sahip bu kurum ve kuruluşların paylaşımlarının, kamuoyuna farklı yansıtılması, demokratik katılımcılık konusunda anlayışın ne kadar yanlış olduğunu ortaya koymaktadır. Demokrasiyi içselleştirmiş ülkelerde genel ve yerel idarelerin başarısının, güçlü muhalefet, sivil toplum örgütleri ve meslek odalarının yapmış olduğu çalışmalarla daha da güçlendiği görülmektedir. Dolayısıyla, tarafımızdan yapılan açıklamaların da bu şekilde algılanması ve düşünülmesi gerekmektedir. Ülkemizde ve Adana’da bugüne kadar yapılan kentleşme, alt yapı ve üst yapı çalışmalarının eksiklikleri ve yanlışlıkları sadece günümüz yerel yöneticilerine ait değildir. Yıllarca yapılan uygulamaların biriktirdiği sorunlardır."
YAP-BOZ YÖNTEMLERİ ÇÖZÜMÜ ZORLAŞTIRIYOR
Zengin, kentleşme ile ilgili tüm çalışmalarda, imar mevzuatının öngördüğü etüd ve araştırmalar yapılmadan, ilgili kurumlardan gelen görüşler analiz edilmeden doğru kabul edilerek, plan altlığı olması gereken araziye ilişkin veriler, toplanıp haritalar üzerine aktarılmadan, mevcut arazi kullanma koşulları tespit edilmeden ve buna bağlı olarak geleceğe ilişkin kestirimler yapılmadan hazırlanan bir çalışmanın başarılı olmasını beklemenin doğru olmadığını söyledi. Günümüze kadar yap-boz yöntemiyle gerçekleşen uygulamalar çözümü daha da zorlaştırdığına dikkat çeken Zengin, gelinen süreçte gözden kaçan ve üzerinde pek üzerinde durulmayan konunun ise, “subasman kotunun” belirlenmesi işi olduğuna dikkat çekti. Kentleşmede son nokta olan subasman kotunun belirlenmesinin, imar durumunun önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Hasan Zengin, şöyle devam etti:
"Sağlıklı kentleşmenin temeli, sağlıklı hali hazır haritanın üretilmesi, bu haritanın üzerine kentin en az 30 yıllık projeksiyonuna cevap verecek İmar Planının Yapılması ve Uygulanmasıdır. Sonuçta bütün çalışmaların amacı yapılaşmanın biçimini belirlemektir. Yapılaşma öncesi su basman kotunun doğru belirlenmemesi yapının yapılacağı yere doğru oturtulmaması (Aplikasyon) durumunda; Haritanın, İmar Planının ve İmar Planı Uygulamasının doğru yapılmasının hiçbir anlamı olmayacaktır.
SUBASMAN KODUNDA KEYFİ UYGULAMALAR VAR
Su basman kotunun özellikle eğimli arazide keyfi belirlenmesi sonucunda “kottan kat kazanma” durumu ortaya çıkmaktadır ki Adana’da bunun örnekleri çoktur. Esasen çözümü istemek gerekir. Çözüm isteniyor mu? İstenmiyor mu? Sorun buradır. Çözüm, isteniyorsa sorunlar basit uygulamalar ile çözülebilir. Yıllardan beri Adana Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası olarak, “Subasman” kotunun yapılacak yol Projelerinin “Kırmızı Kotu” üzerinden belirlenmesi gerektiğini söylemekteyiz. Uygulama bu yöntemle ve şeffaf olarak yapılırsa; örneğin, günümüzde yaşadığımız sel baskını binalara, yollara zarar veremeyecektir. Binaların yüksekliklerinde eşitsizlik olmayacaktır. Binalar yapılması gereken yerden farklı yerde, kayık, dönük, biçimde yapılmayacaktır.
SUBASMAN KODU DOĞRU BELİRLENMELİ
Yakın zamanda yaşadığımız sel baskının kentimize oldukça büyük zarar vermesinin en büyük nedeni, yolların imar planı aşamasında projelendirilmemesi ve subasman kotunun doğru belirlenememesinden kaynaklanmaktadır. Daha kolay bir şekilde anlaşılması için “Subasmana” “eşik” dersek; eşiğin yol seviyesinin altında kalmasından dolayı zemin ve altında yaşayanlar çokça zarar görmektedir.
Uzun yıllara dayalı bu yanlışlıkların eksikliklerin çözümü için başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere Yerel Yönetimlerimizin kentin önceliklerini doğru belirlemeleri ve İmar Planlarını Altyapı Projelerini ve mevcut şebekeleri tekrar gözden geçirmeleri gerekmektedir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!