Güncelleme Tarihi:
Yeni ilkeler bir yılı aşan ve akademisyenlerin de katıldığı uzun bir çalışma sürecinin sonunda ortaya çıktı. Bu ilkelerin, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan tarafından açıklanması, konuya verilen önemi gösterdi ve grup açısından bağlayıcılığının altını çizdi.
Yayın İlkeleri’nin yeni taraflarından biri, dijital alanda yapılan gazeteciliği ve sosyal medyayı da kapsaması. Sosyal Medya ile ilgili ilkelerde kurumun saygınlığı ile gazetecinin özgürlüğü dengesi gözetildi ve şeffaflık ilkesi benimsendi.
Nefret suçlarından telefon dinlemelerine, cinayetlerin pornografik anlatımından barış gazeteciliğine ve intihar haberlerine kadar daha birçok önemli yeniliği içeriyor ilkeler. Bu yenilikleri sıralamak uzun yer gerektireceği için sadece Doğan Grubu’nda, dolayısıyla Hürriyet’te çalışan gazetecilerin yeni dönemde uymaları gereken ilkelere dikkat çekmek istiyorum:
Gazeteci, herhangi bir profesyonel spor kulübünde ve herhangi bir siyasi partide aktif görev alamaz.
Seçim öncesinde oylarının rengini açıklayarak okuru yönlendiremez, gazeteyi siyasi açıdan bağlayacak tavır takınamaz.
Dışarıdan katkıda bulunanlar, maddi çıkar ya da aidiyet ilişkisi içinde bulundukları kişi ya da kuruluşlar hakkında okuru bilgilendirir.
Hiçbir gazete ve dergi çalışanı, bir ticari kuruluşun danışma veya yönetim kurulunda görev alamaz.
Yayına konu edilen kişi ve kurumlardan meslek etik ve geleneklerine aykırı hiçbir hediye, maddi çıkar ve ayrıcalık kabul edilmez.
Yayın amaçlı gezilerin giderlerini kurumları karşılar. Davetle katılınan gezinin haberinde, gezinin davet olduğu mutlaka belirtilir.
Haber veya yazının unsurlarından olmadığı sürece şirketler ile ticari ürünlerin isim ve markası kullanılamaz.
Twitter, Facebook gibi sosyal medya mecralarında takma isimlerle hesap açılamaz. Doğruluğu kont-rol edilmemiş bilgi paylaşılamaz.
Basın İlan yeni RTÜK mü?
DAHA önce de yazmıştım, Basın İlan Kurumu, 27 Mayıs askeri darbesinin ardından iktidarın resmi ilanları basına karşı silah olarak kullanmasını önlemek amacıyla oluşturulmuş bir kurum. Asıl görev alanı da resmi ilanların gazetelere adil ölçülerle dağıtımına aracılık etmek.
Hâlâ böyle bir kuruma gerek var mı, bu konuda görüşler farklı. Fakat tartışılamayacak kadar açık bir nokta var, o da Basın İlan’ın içerik denetleyici bir kurum olmadığı! Ne kuruluş amacında böyle bir yaklaşım var, ne de Basın İlan böyle bir işlevi yerine getirmek üzere düzenlenmiş bir kurum.
Buna rağmen Basın İlan Kurumu içerik denetimine girişti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Kamp değil okul” başlıklı haberle ilgili tekzibini yayınlamayan ve aralarında Hürriyet’in de bulunduğu 11 gazeteden savunma istedi. Basın İlan’ın, gazetelere gönderdiği 29 Kasım 2012 tarihli yazıda “Basın ahlak esaslarına riayet etmeyen gazete ve dergilerin ilanlarının kesileceği” hükmünü içeren 49. maddesine atıfta bulunuldu. Böylece Hürriyet, Posta, Milliyet, Habertürk, Sözcü, Vatan, Taraf, Güneş, Radikal, Özgür Gündem, Aydınlık ve Günboyu gazetelerine ilan kesme tehdidinde bulunulmuş oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı’nı bu kadar kızdıran haberde Batman’ın Çağlı Köyü’ne bağlı Kuzguncuk Mezrası’nda Milli Eğitim Müdürlüğü’nün gönderdiği prefabrik yapının iki aydır kurulmadığı, öğrencilerin çadırda eğitim gördüğü yazıyordu.
Bakanlık ise “Mezrada resmi bir okul bulunmamaktadır. İddia edilenin aksine öğrenciler taşımalı eğitim kapsamına alınmış, bunu kabul etmeyen aileler hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur” görüşünü savundu.
Buna karşılık DHA Batman Muhabiri Arif Aslan haberi yazarken Sason Kaymakamı Bahadır Yörük ile de konuştuğunu vurguladı. Aslan, aynı haberi Anadolu Ajansı’nın da geçtiğine dikkat çekti. Gerçekten bazı gazetelerdeki haberlerde AA mahreci var. Milli Eğitim’in yalanlamak istediği haber bu işte.
Yalanlama çabası bir yana Milli Eğitim’in doğrudan Basın İlan’a başvurması, onların da bu talebi işleme koyması, yeni bir dönemin mi habercisi acaba? Yoksa Basın İlan, yazılı medyanın RTÜK’ü olmaya mı hazırlanıyor? Öyleyse basın özgürlüğüne yeni bir müdahale kanalı açılmaya çalışılıyor demektir...
Okurdan kısa kısa
Erhan Verit: 8 Aralık tarihli Cumartesi ekinizde “Hangisinde balık olsam?” başlığı altında bir yazı ve rakı şişelerinin resimleri var. Rakıların satış fiyatları ise YTL olarak verilmiş. Yanlış hatırlamıyorsam YTL iki sene önce TL oldu.
Gözde Erbatır: Aydın Doğan’ın temiz yayıncılık ilkesi ile ilgili konuşmasını izledim, gazeteniz adına sevindim. Fakat “Babam ile Adile Naşit karı-koca gibiydiler” başlığı, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” duygusu uyandırdı. O haberde Münir Özkul’un kızı, bu ikilinin yıllarca filmlerde karı-koca rollerinde oynamasına atıfta bulunuyordu. Bu abuk sabuk başlık yüzünden bir insan bile Adile Naşit hakkında yanlış düşünse bunun sorumluluğunu nasıl taşıyacaksınız?
Ergun Ertan: 2 Aralık’ta spor haberlerinde Westham United-Chelsea karşılaşmasıyla ilgili haberde “Maviler (Chelsea) ezeli rakibi Westham’a kendi evinde 3-1 yenildi” cümlesi geçmektedir. Karşılaşma Westham’ın sahasında oynanmaktaydı. Bu anlatım bozukluklarına dikkat edilmesini rica ederim.