Yemek peşinde 81 ülke

Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Evliyim. 5 ve 12 yaşlarında iki oğlum var. Daha önce bankacıydım. 10 yıl çalıştım. Ekonomik kriz vardı. Korkmama ve riskli olduğunu bilmeme rağmen karar verdim ve işi bıraktım. Sonra yemek konusunda kendimi geliştirdim. Le Cordon Bleu ‘Diplôme de Cuisine’ ve Institut Paul Bocuse ‘Intensive Pastry’den mezun oldum. Şarap konusunda ayrı eğitim aldım. Sil baştan üniversite okumak gibiydi bu eğitimler. 25 yıldır dünya kültürlerini ve mutfaklarını tanımak için seyahat ediyorum. Bugüne kadar 80’den fazla ülkeye, 350’ye yakın şehre yemek tatmak ve o kültürleri tanımak için yolculuk yaptım.

Etiyopya

Seyahat tutkunuz nasıl oluştu?
Üniversite yıllarında başladı. Sırt çantasıyla Avrupa’yı dolaştım. Dünyanın çok büyük ve güzel olduğunu, seyahatin de keşfetmek olduğunu anladım. Midyenin farklı pişirileceğini ilk kez Fransa’da gördüm. Bir kültürü tanımanın en önemli, en lezzetli yollarından birinin mutfak olduğunu kavradım. Avrupa’dan sonra başka dünyaları fark ettim. Özellikle Uzakdoğu hayatımı da hayata bakışımı da çok değiştirdi. Halen her seyahat öncesi kendimi yeni seyahat etmeye başlamış kadar heyecanlı hissediyorum.

Japonya

Kadın seyyah olmak zor mu?
Kesinlikle ve kesinlikle programı benim belirlemem koşuluyla çoğunlukla eşimle seyahate çıkıyoruz. Ama yine de bir kadın olarak birçok zorlukla karşılaşıyorum. Bir kadın için tuvalet konusu büyük problem. Birçok coğrafyada sarışın olmanız da önemli bir korku nedeni. Kaçırılmanın sıradan olduğu yerler var. Mesela Tanzanya’da çok zorlandım. Bayağı ürktüm insanların bana bakışlarından. Korktuğum, çekindiğim çok olmuştur.

Nepal

Macerayla aranız nasıl?
Seyahat eden bir kadınsanız ister istemez macerayı da seviyorsunuz zamanla. Aksi halde bu kadar tutkuyla seyahat etmem mümkün olmazdı sanırım. Çok temkinli, planlı programlı biri olmama rağmen birçok maceraya atıldım. İspanya’da boğaların önünde koştum, Güney Afrika’da köpekbalıklarına daldım. Tekne büyüklüğünde beş büyük köpekbalığı etrafımda dönüp durdu. Yemek tatmak da kimi zaman tam bir macera. Bazen kocam bile yediklerimden tiksiniyor. Ve daha bir sürü şey... Bazı coğrafyalarda yolculuk zaten başlı başına bir macera... Ama sanırım en büyüğü farelerle dolu bir tapınakta çıplak ayak yürümekti.

Brezilya

Sizi en çok etkileyen ülke hangisi?
Her konuda farklı bir ülke söyleyebilirim. Mesela mutfak konusunda kesinlikle en etkileyici Fransa... Yediğim en lezzetli yemeği Fransa’da yedim. Keza ABD’de neredeyse her ülkenin etnik mutfağını bulmak mümkün... Uzakdoğu mutfağı demek biraz Çin demek benim için. Yaban hayatı ve hiçlik duygusu için Afrika. Özellikle Zanzibar sürprizlerle dolu. Ama genel olarak en çok etkilendiğim ülke Hindistan diyebilirim. Anlatması biraz zor... Film seti gibi bir ülke. İnsanlar yoksul olsalar da mutlu. Bir tarafınızdan fil geçerken diğer yanınızdan bir Ferrari geçebiliyor.

Malezya

Seyahatlerinizi nasıl finanse ediyorsunuz?
Bütün bu seyahatler benim için gerçekten de ciddi bir bütçe. Bunu yapabilmek için birçok şeyden vazgeçiyorum. Mesela otel yıldızlarından feragat ediyorum. Çok öncesinden ciddi bir plan program yapmak da önemli bir tasarruf sağlıyor. Ayrıca seyahat etmediğim dönemlerde yapmadıklarımı seyahatte yapmak da seyahat bütçesine katkı sağlıyor.

Bali

Sizi en çok hangi ülkenin mutfağı zorladı?
Her şeyi yerim. Tiksinme duygum yok. Başka insanların yediği bir şeyden tiksinmek ayıpladığım bir duygu. Bugüne kadar timsahtan böceğe kadar birçok şey yedim. En çok akrep yerken zorlandım. Tatlarını merak ediyorum. Bir tek kedi, köpek yemedim. O da duygusal nedenlerden dolayı.

Vietnam

Gezgin olmak sizin için nasıl bir duygu?
Bir tabak yemek için bir ülkeye, oranın da ücra bir köşesine gitmişliğim vardır. Seyahatlerde dünyaya ve onun üzerinde yaşayan kültürlere dair çok ama çok şey öğreniyorum. Yemek peşinde koşarak dünyanın tadına varıyorum. Ama asıl öğrenmek seyahatten dönünce başlıyor benim için. Kişisel olarak beni çok geliştiriyor gezmek.