Paylaş
Ama bir o kadar da gerginim. Çünkü yarın “Beyaz Show” var ve ben;
- Selam Zeynep...
- İhihihi...
- Nasılsın?
- İhihihi...
- Filminiz çıkmış...
- Ehüehü ihihii...gibi cevaplarımla karşınızda olacağım.
Arkadaşlar, ben seyirci karşısında tam anlamıyla bir embesile dönüşüyorum. Çok Güzel Hareketler döneminde, sahneye çıkmadan 2 dakika önce kulisteki tuvalete kusuyordum. Sürekli bir rezil olacağım gerginliği...
Ama bir nedeni var tabii. Simdi hep birlikte çocukluğuma inelim.
Yıl 2001... 19 yaşındayım. Piyano kursuna başladım. Kurstaki herkes çalıştığı parçaları bir resitalde çalacak.
Neyse; büyük gün geldi.
Piyanonun başına geçtim. Yanımda da hocam oturuyor, ben çaldıkça sayfayı çevirecek. İki nota bastım... Parçayı o an unuttum... Gitti yani...
Döndüm seyirciye “Ehehehü pardon ya” dedim.
Hocam bir yandan sakin ol filan diyor. Tekrar iki nota bastım. Yok... Yok yani..
Hoca yine sakin ol filan demeye başladı. O esnada seyirciden bi ses: “Bravo Zeyneeeep...”
Allahım annem... Alkış başlatmaya çalışıyor salonda. Ben sürekli aynı iki notaya basıyorum. Rezalet şov var sahnede. Hoca hâlâ sakin ol sakin ol diyor.
“Ne sakin ol ya... Ne sakin ol sabahtan beri... Madem yeteneksizim niye teşvik ediyorsun” diye çemkiriyorum kadına!
O esnada baktım sahne arkasında 9-10 yaşında çocuklar toplaşmış “ehüehü” diye gülüyor.
Ben yok olmak istiyorum. N’apsam diye düşündüm yok olmak için. Arkadaşlar bir saniye sonra hiçbir şey demeden kalktım, sahneden eve kadar koştum.
O gün bugündür ben seyirci karşısında black out oluyorum. Mecbur kalmadıkça hiçbir yere çıkmıyorum.
Ve buradan bütün psikologlara sesleniyorum. Beni tedavi etsinler. Sevgiler...
Paylaş