AVRUPA Birliği, iki ayağı üzerinde durmayı Fransa ve Almanya'ya borçlu.
Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ile Federal Alman Şansölyesi Schroder dün Avrupa Birliği'ne çağrıda bulundular. ‘‘Yatırımlarımızı bilgi teknolojilerine, telekomünikasyon projelerine, araştırma ve geliştirme ile ulaşım altyapısına yönlendirmeliyiz’’ dediler. Daha önce Berlusconi tarafından açıklanan öneride AB Dönem Başkanı İtalya, klasik altyapı yatırımlarına ağırlık vermişti. Chirac ve Schroder ise yeni teknolojileri ön plana çıkardılar.
Böyle olması, İtalyanların yeni teknolojilere kapalı oldukları anlamına gelmiyor. Uluslararası bir gazeteci grubu olarak önceki gün Roma'daki Carabinieri (jandarma) merkezini ziyaret ettiğimizde de gördük. Alfa-Romeo otomobile, BMW motosiklete binen yakışıklı Carabinieri'ler, hayatı onlarla birlikte dolaşan küçücük bir Siemens bilgisayar ekranından izliyorlar.
Diyelim ki tenha bir parkta yürüyen bir kadının çantasını kapkaççı çekiyor. Olayı uzaktan gören birisi cep telefonundan Carabinieri'nin acil numarasını çeviriyor. Merkez bilgisayardan en yakın ekibin tespit edilip olay yerine gönderilmesi an meselesi. Ve kapkaççı daha köşeyi dönemeden yakalanıyor. Roma'da sekiz bin polis aracı bu sisteme bağlı.
* * *
Yukarıda anlattığım sistemin benzeri daha dar kapsamlı olarak bizim Emniyet Teşkilatı tarafından kullanılıyor. Ancak Türkiye'de acil başvuru numarasını bilenlerin sayısı az. Bilenler de sanırım güven duygusu olmadığı için aramıyor.
Geçenlerde evimizin kapısını hırsız zorladı. Ben bile önce kişisel tedbirlerimizi aldıktan sonra 155'i çevirdim. İki dakika sonra devriye polis aracı kapımızdaydı! Olay anında numarayı çevirseydim, hırsız yakalanabilirdi.
* * *
AB'de geliştirilen bir başka proje de e-seçim. Seçmenler seçim sandığına gitmeden internet üzerinden oy verebilecek. Sırada elektronik kimlik kartı da var.
Avrupa Birliği teknoloji yatırımlarına hız verirken e-devlet uygulamaları neden ön plana çıkıyor?
Birincisi, teknoloji yatırımlarının ve ar-ge'nin artması hem ekonomiyi canlandırıyor, hem de AB'yi daha rekabetçi kılıyor.
İkincisi, devletler vatandaşlarına daha iyi hizmet veriyor.
Üçüncüsü ve bunlar kadar önemlisi, devlet bu sayede harcamalarını kısıyor.
Siemens Business Services'in Dünya Direktörü Paul Stodden'den öğrendiğime göre, Avrupa ülkeleri bilişim harcamalarının yüzde 19'unu e-devlete ayırıyor. Bu oran beş yıl sonra yüzde 36'ya ulaşacak.
Türkiye bu gelişmeleri izlemeye başladı. Stodden'e sorarsanız, Türkiye teknolojiyi önemli bir yatırım alanı olarak görmeye başlarsa dünyada önemli bir teknoloji merkezine dönüşebilir.