İMAM hatip liseli, TÜPRAŞ’lı, tek hane enflasyonlu gündemi bırakıp oğlumun yıl sonu gösterisine gittim dün.Çevre bilincini yükselten bir ‘müsamere’ hazırlamışlar. Beş yaş sınıfı çocukları çiftlik hayvanı kılığındalar. Bu arada oğlum at kılığına sokulduğu için homurdanıyor, çünkü horoz olmayı tercih edermiş, ama dedesi ‘Eşek olmadığına şükret’ deyince sakinleşiyor. Oyunun sonunda insanlar doğayı tahrip ediyor, yeşil alanlar yok ediliyor. Kara tablolar ortaya çıkıyor, ama final iyi: Yarınımızı çocuklar kurtarıyor. Şu sıra gösterimde olan Yarından Sonra filmine gidip de bunalıma giren veliler için doğrusu muhteşem bir gösteriydi... Duymak, görmek zor geliyor, ama dünyanın küresel ısınma yüzünden Buzul Çağı’na geri dönmesini konu alan bu felaket filmi aslında tüm insanlığı birinci derecede ilgilendiren bir konuya işaret ediyor. Bizler haziran ayı geldiği halde havaların ısınmamasından şikáyet ederken dünya kayıtlı tarihinin en sıcak günlerini son 10 yılda yaşadı. Antarktika’dan Amerika’nın bir eyaleti büyüklüğündeki bir buzulun koptuğunu biliyoruz. İspanya’ya 3 buçuk kiloluk buz kütleleri düştü gökyüzünden. Tuhaf dengesizlik yaşıyoruz. 10 bin yıl önce büyük fırtına dünyamızın çehresini değiştirmiş, acaba böyle bir felaket tekrar yaşanabilir mi?* * *Ne zaman yaz gelecek sorumuzun ardında yatan problemin çok azımız farkındayız. Oysa şaka değil, dünyanın en itibarlı bilim dergileri, bitki ve kara hayvanı türlerinin dörtte birinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu yazıyor. Başlıca sebebi, otomobil ve fabrikalardan yayılan gazlar. Oğlumun doktoru bu yüzyılın başında doğan çocuklara biçilen yaşam süresinin ortalama 90-100 yıl olduğunu söylüyor. 21’inci yüzyılın sonunda bize bugün dünyanın en büyük derdi gibi sunulan terörden daha büyük bir tehdit bekliyor onları. ABD’nin iklim politikaları, insanlık açısından terörden daha büyük bir tehlike. Buna karşılık ABD, uluslararası çevre anlaşmalarını imzalamıyor, oysa ozonu delen gazlardaki en büyük sorumluluk tek başına ona ait.* * *Yarından Sonra’nın finali ilginç: Amerikalılar soğuktan Meksika’ya kaçıyorlar. Meksika önce sınır kapılarını kapatıyor. Ancak ABD, Latin Amerika ülkelerinin tümünün borçlarını silince kapılar açılıyor. ‘Amerikan mülteci kamplarını’ ve onların önünde Irak’tan haber geçen ABD’li sunucular gibi heyecanla konuyu anlatan Meksikalı televizyoncuları görüyoruz. Hayatın en öğretici gerçeği doğa. Ama oğlumun gösterisinden çıktığımızda çaresiz TÜPRAŞ’lı, imam hatipli gündeme geri döneceğiz. Seyrettiklerimizden hangisi müsamere, bilemeyeceğiz.