Muhteşem An

TÜRKLER olmasaydı Avrupa birleşmesi mümkün olabilir miydi? Avrupa Birliği’nin 25 üyeye çıktığı gün sorulan bu soruya bakıp, ‘Bu kadar büyüklük duygusu da fazla!’ diye düşünebilirsiniz. Ama evet, Avrupa’nın bir araya gelmesinde Türklerin de payı var.

Daha doğrusu bir karşıt güç olarak Türklerin payı var.

Henüz 14’üncü yüzyıl başlarında, modern Avrupa Birliği kavramının öncüsü olarak görülen bir kitap yayınlanmış. Konusu, kutsal toprakların geri alınması. Uluslarararası ilişkilerde oldukça önemli bir eser sayılan bu kitabın yazarı Fransız hukukçu Pierre Dubois. Dubois Türklere karşı laik devletlerden oluşan bir tür haçlı seferi uygulanmasını istemenin yanı sıra bir tür uluslararası adalet divanı kurulmasını da önermiş.

Avrupa bütünleşmesi fikri asıl bir sonraki yüzyılda, Fatih İstanbul’u alınca alevlenmiş. Bohemya Kralı Podiebrad Avrupa’daki krallıkların hepsinin temsil edileceği bir ortak meclis fikrini ortaya atmış.

Türkler uzun yıllar boyunca Avrupa birleşmesini kışkırtan karşıt güç olmuşlar...

* * *

Bugün Avrupa Birliği’ne katılan 10 ülke için yapılan kutlamalarda çalınan Avrupa Marşı, Beethoven’in Muhteşem An kantatı. 1815 yılındaki Viyana Kongresi’nin aynı şarkıyla açıldığını çok kişi bilmez. O sırada da Avrupa’nın birlik arayışları zirveye çıkmıştır.

19’uncu yüzyıl milliyetçiliğin zirveye ulaştığı dönem olmasına rağmen pek çok düşünür birleşme üzerinde kafa yormuş. Osmanlı ise tam da o sıralarda ‘Avrupa’nın hasta adamı’.

Sonrasını biliyorsunuz. 1914’te Avrupa tarihinin kanlı savaşlarından biri daha çıkar. 10 milyon kişi ölür. Avrupa fikrinin harekete geçmesi içinse 2’nci Dünya savaşı gibi büyük bir felakete ihtiyaç vardır.

Sonuçta hayallerinin peşine düşenler galip gelirler. Avrupa Birliği 1957’de altı üye ile doğar. Bugün 25 üyeli olması kuşkusuz eşsiz bir başarı öyküsü. Bugün Avrupa için gerçekten de Muhteşem An.

* * *

Türkiye Muhteşem An’ı ne zaman paylaşacak? Türk çocukları ‘Neşenin Şarkısı’ diye de bilinen Beethoven’in kantatını ne zaman söyleyecekler?

Tarih sürprizlerle dolu. 1987’de AB’ye üyelik başvurusu yaptı. Berlin Duvarı yıkılıp Sovyetler dağılmasaydı bugün çoktan üye olabilirdik. O zaman kaçan fırsat bambaşka bir bağlamda geri geldi. Yeni durumu 11 Eylül tetikledi. Irak Savaşı Avrupalıların Türkiye konusunda gözlerini açtı.

1999 Helsinki Zirvesi Türkiye’nin aday ülke ilan edildiği tarih. Diğer ülkelere de baktığımızda adaylık ile üyelik arasında 10 yıllık bir süre var. Türkiye’yi 2009’da AB üyesi olarak görmek imkansız bir hayal değil.

Hayalimizin peşine düşelim, o Muhteşem An için değer.
Yazarın Tüm Yazıları