TÜRKİYE, Avrupa Birliği yolunda ilerlerken iktidardaki AKP, kimliğini ‘‘muhafazakár demokrat’’ olarak tanımlıyor.
Oysa Batı basını için AKP hálá ‘‘İslamcı iktidar’’. Başbakan'ın İslamcı gömleği çıkardıklarını söylemesi de bu algıyı değiştirmeye yetmiyor.
Aynı durum Türkiye içinde de geçerli. Türkiye'de AKP bir türlü İslami kimliğinden soyutlanarak algılanmıyor.
Unutmayalım ki iletişimde algı gerçektir.
AKP son günlerde bu algıyı değiştirmek için yoğun çaba içinde. ‘‘Muhafazakar Demokrasi’’ adlı kitabı 20 bin kişiye dağıttı ve internet sitesine koydu. Bu hafta sonu İstanbul'da muhafazakár demokrat kimliğin tartışmaya açıldığı uluslararası bir konferans toplaması da bu çabanın parçası.
Gerçekte tartışma yeni de değil: AKP'ye ait muhafazakár demokrat kimliğin en açık tanımını, Başbakan 2003 Mart ayında 59'uncu hükümet programını sunarken yapmıştı. Başbakan bu konuşmasında muhafazakár demokrat AKP'yi ‘‘merkezin yeni adresi’’ olarak göstermiş, eski merkez anlayışını ise tasfiye ettiklerini söylemişti.
AKP lideri ‘‘İktidarda muhafazakár demokrat, muhalefette ise sosyal demokrat bir parti var’’ diyerek konumunu netleştirmişti.
* * *
Gelelim Başbakan'ın muhafazakár demokrat tanımındaki can alıcı noktaya: Başbakan, ‘‘Muhafazakár demokrat çizgimiz, siyaset yaptığımız coğrafyanın toplumsal ve kültürel geleneklerine yaslanarak Türk siyasetine yeni bir soluk getirecektir’’ de demişti.
İşte bu cümlede bir siyasal görüşü yeniden üretme iddiası var. Tartışma tam da bu noktada alevleniyor: Bu coğrafyanın toplumsal ve kültürel gelenekleri nedir? Bu konuda bir uzlaşma var mıdır? Örneğin, ‘‘türban’’lı dolaşmak toplumsal gelenek midir? Bireysel özgürlüğün göstergesi midir? Yoksa siyasal bir simge midir? Türkiye bu konuda anlaşamadığı sürece, AKP'nin kimliği de tartışmaya açık kalacak.
* * *
Diğer önemli bir nokta, AKP'nin muhafazakárlığının liberal, hatta sol bir duruşu da içermesi. Ancak bu noktada AKP, kendi ideologlarının da belirttiği gibi libero-muhafazakár Amerikan siyasal kültürüne daha yakın.
Buna karşılık, AKP'nin de ait olmak istediği Avrupa demokrasisinin temelinde ise sosyal demokrat düşünce ile liberal düşüncenin etkileşimi ağır basar.
Gün siyasal partilerimizin kimlik tanımlarını yeniden yapmalarının günü.
Ve bu ihtiyaç sadece AKP için değil, CHP için de geçerli. Zira AKP'yi konumlandırmaktaki bir diğer güçlük de karşısındaki muhalefet partisinin kimlik tanımının da aynı derecede sorunlu olması.
Türk toplumunun bu tartışmadan olumlu bir çıkarım sağlaması, ancak tüm kesimler tartışmanın içine çekilebilirse olur.