AB ile iletişimi yoğun bir tempoda düşe kalka da olsa öğreniyoruz. Son bir haftalık zaman dilimi içine Emine Erdoğan’ın 150 kişilik kadın heyetiyle Brüksel ziyareti, TR PLUS-Avrupa’da Türkiye Merkezi’nin önayak olduğu My İstanbul sergisi ve KAGİDER’in Avrupa Parlamentosu etkinliği sığdı.
Emine Hanım’a eşlik eden işkadınlarının her biri 1950 Euro ödeyerek özel uçakla uçtular. Bu hanımların çoğunun hayatlarında ilk kez Avrupa Parlamentosu’nun kapısından içeri girmelerini önemsiyorum. Ziyaret elbette daha sonuç alıcı biçimde düzenlenebilirdi. Yabancı basının ilgisi çekilebilirdi. İktidarın kadın kanadından gelen bu çabalar Türkiye’yi Avrupa’ya daha iyi tanıtmaya vesile olmalı. Bu tür seyahatlerin hiç eleştiri almayacak biçimde hazırlanması iyi olur. Kadın meselesi Avrupa için önemli. Eğitimde, siyasette, iş hayatında daha fazla kadın... Brüksel’in mesajı bu. Nitekim AB Genişleme Komiseri Stephan Füle, Emine Erdoğan’ın katılımıyla Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen toplantıda konuşmasına Atatürk’ten bir alıntıyla başlamış: “Milletimiz güçlü olmaya kararlıdır. Bunun için gereken en önemli şeylerden biri kadınlarımızın her anlamda gelişmesini sağlamaktır. Bu nedenle erkeklerimiz gibi kadınlarımız da aydınlatılacak ve iyi eğitim görecektir.” Mustafa Kemal’in bu alanda getirdiği diğer kazanımları da sıralayan Füle, kadın haklarının AB sürecindeki önemine vurgu yapmış ve “Bu önemli konuda rehavete kapılmanıza yer yoktur” diyerek uyarıda da bulunmuş. Füle’nin konuşmasında Atatürk’e atıfta bulunmasını not etmek lazım. Demek ki AB düşmanı bazı kötü niyetlilerin dezenformasyon yapıp yaymaya çalıştığı gibi Avrupa Birliği Atatürk resimlerini duvarlarımızdan indirmek için karar falan almamış! Tersine yeri geldiğinde onun değerlerini savunuyor. * * * Tanıtımda başarının ölçütü Türk’e Türk propagandası yapmamak olmalı. Etkinlik hedef kitlesine ulaşıyor mu? Bir örnek: Geçen salı Avrupa Komisyonu binasında açılan My İstanbul fotoğraf sergisi AB kurumları temsilcilerinden büyük ilgi gördü. Binlerce AB çalışanının gezebileceği sergi İstanbul 2010’un tanıtımını da yapıyor. AB Komisyonu, TR PLUS ve SKF Türkiye desteğiyle düzenlenen sergi, “Benim İstanbul’um” fotoğraf yarışmasını kazanan 41 fotoğrafla şehrin en renkli hallerini anlatıyor. Açılışta kısa bir sunum yapan İstanbullu yazar Vivet Kanetti’nin “Demokrasi farklılıkların kabul gördüğü yerde anlamlı olur” mesajını vererek “AB’nin de bunu benimsemesini dilemesi” anlamlıydı. * * * Önceki gün de TÜSİAD ve KAGİDER, Avrupa Parlamentosu’nda “AB ve Türkiye’de Cinsiyet Eşitliği” konferansını gerçekleştirdiler. KAGİDER Başkan Yardımcısı Ayla Sevand “Türkiye’de 6 milyon kadın çalışmakta, kadın istihdamında yüzde 60 olan AB kriterini yakalamamız için 14 milyon kadının istihdamı gerekiyor” diyerek durumu özetlemiş. TÜSİAD AB Kadın Çalışma Grubu Başkanı Nur Ger de “Girişimci, yaratıcı ve istihdam yaratan bir büyüme için kadınların iş hayatına katılımının artması şarttır” demiş. AB bahane... Nedir olması gereken? Eğitimde, siyasette, iş hayatında daha çok kadın... İşin özü budur.