DÜNYA Ekonomik Forumu toplantılarına edebiyatçılar da çağrılıyor. Bizden kimseyi henüz davet etmediler Davos'a.
Dünya çapında kabul gören bir Coelho'muz, bir Umberto Eco'muz yok henüz. Clinton, Davos'ta yaptığı konuşmada günümüz dünyasında en önemli şeyin fark yaratmak olduğunu söyledi. Demek ki edebiyatçılarımız henüz yeterince fark yaratamadılar.
Edebiyat dünyamız izleyebildiğimiz kadarıyla çekememezliklerle dolu. Kelimelerin arasından birisi sivrildi mi gözünü oymak için binlerce kişi yatıyor pusuya.
Yine de risk alıp daha ilk kitabıyla fark yaratan genç bir yazardan söz etmek istiyorum. Yeni Yüzyıl'da gazeteciliğine nokta koyan Deniz Spatar, avangard bir öykü kitabı yazdı. Sekiz öyküden oluşan ‘‘Kopya Kadınlar’’ bir ayda ikinci baskısını yaptı.
Kitapta kadın-erkek ilişkilerini toplumsal arka planlarıyla ele alan öyküler var. Kitaba adını veren ‘‘Kopya Kadınlar’’ uzun bir aşk öyküsü. Bir yandan da Moustapha ve Aisa'nın kendilerini ve dolayısıyla geçmişlerini inkárlarının öyküsü. O inkár edilen geçmiş yalnızca 80 öncesindeki siyasal kimliklerden ibaret değil. Aynı zamanda anneannelerimizin ve babaannelerimizin geçmişlerinin inkárını da kapsıyor.
Bir başka deyişle bir tür hafıza kaybı... Deniz Spatar, Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin kültürel kimliğini inkár eden tarihsel serüvenimiz olduğunu düşünüyor.
Bu arada Spatar soyadı bazılarımıza yabancı gelmeyebilir. Deniz, Türk solunun en saygın isimlerinden Halim Spatar'ın kızı. Spatar'lar Girit kökenli bir aile.
* * *
Kopya Kadınlar'da kadınlarla erkeklerin ve kadınlarla kadınların toplumun içinde birbirlerinin karşısında nasıl durduklarına ilişkin ayrıntılar da var.
Bir erkek söz konusu olduğunda, kadınlar erkeği elde etme sürecini iktidar kazanma mücadelesi gibi yaşayabiliyor. Erkekler fethedilmesi gereken birer kale. Kadınlar rakip gördükleri hemcinsleriyle iktidar savaşına girmiş gibi acımasızca rekabet ediyorlar.
Bu rekabet kadınların aynı silahlarla savaşmasına ve giderek birbirlerine benzemeye başlamalarına neden oluyor. Kadınlar, erkekleri fethetmeye çalışırken giderek birbirlerinin kopyaları haline geliyor, kendileri olmaktan çıkıyorlar.
Elbette erkekler de ‘‘öğretilmiş erkeklik’’ tuzaklarına yakalanıyor. Ancak erkek egemen bir toplumda yaşadığımız için onlar daha şanslı.
* * *
Kopya Kadınlar'ın bir hoşuma giden tarafı da, Deniz Spatar'ın kendi toplumunu anlamaya uğraşmadan dünyadaki moda fikirleri alıp uyarlama yapan sahte ‘‘düşünür’’lerle de dalga geçmesi. Buna fazlasıyla ihtiyacımız vardı. Teşekkürler Deniz.