Kadızadeleri hatırlarken

BU memleketin yazar çizer takımına tatil yaramıyor.

Oğlumla baş başa yoğun kültür aktarımlı iki gün geçireyim dedim, burnumdan geldi. Elimizde Keloğlan ve Nasreddin Hoca kitapları... Tam da Nasreddin Hoca’nın bindiği dalı kesme hikáyesini okuyorduk. Adam bindiği dalı kesiyormuş, Hoca "düşeceksin" demiş. Adam dalı kesmeye devam etmiş. Düşünce de hocaya koşmuş. "Hoca hoca, düşeceğimi bildin, öleceğimi de bil" demiş. Hoca da, "Öleceğini bilemem ama elindeki baltayla üzerine çıktığın dalı kestiğini görünce düşeceğini bildim elbette" cevabını vermiş.

Durum aynen böyle... Oğlum çok güldü ama ben ağlıyorum. Danıştay’da yaşanan vahim olay birdenbire ortaya çıkmış değil, Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne kadar devam eden laiklik aleyhtarı hareketlerin bir sonucu... Menemen olayı, Nakşi isyanları, halka mal olmuş ve halka mal olmamış inkılaplar ayrımı, siyasi geleceklerini Said-i Nursi’ye bağlayan iktidarlar. Milli Eğitim’de imam hatiplerle açılan gedik. Cemaat ve vakıf okulları... Cumhuriyet değerlerini özümsememişlerin devletin kadrolarına yayılması... Ve gele gele, bir tarikatlar ve cemaatlar topluluğu görüntüsü veren bir Türkiye. Ve o Türkiye’nin çıkardığı bir iktidar...

Türkiye yeniden çok kritik bir döneme girdi. Ne yazık ki her türlü provokasyona uygun bir zemin yaratıldı bir süredir.

Provokasyondan şikáyet edenlerle o zemini yaratanların aynı kişi olması da ayrı bir talihsizlik.

Olay, yıllardan bu yana laik Cumhuriyet’i yıkmak isteyenlerin nihayet bugün ortamı müsait bulmalarıdır.

Ortamı yaratanlar ise belli...

23 Nisan’da çocuk temsilci diye 21 yaşındaki adamı Meclis kürsüsüne çıkarıp tuhaf tuhaf konuşturacaksınız... Her yargı kararından sonra eleştireceksiniz... Laik eğitimin mimarı Mustafa Necati’nin evini köfteci dükkánı yaptıracaksınız... Olacağı buydu.

* * *

Meclis Başkanımız der ki, "Laikliği tartışmaya açalım"...

Ve bizim yazar çizer arkadaşların bir kısmı da ona katılırlar. Neymiş efendim, bizim laiklik gibisi Avrupa’da yokmuş...

Birincisi, her memleket laiklikle ilgili kendi uygulamasını tarihten gelen özelliklerine göre kendisi yapmış. Dünyada bunun tek tipi yok.

İkincisi, hangi Avrupa ülkesinde Danıştay üyesi öldürülüyor?

* * *

Batı laiklik mücadelesini çok kanlı yapmış, papazlarını kesip biçip kilise kapılarına asmış. Bizde hiçbir zaman oradaki sertlik olmamış. Yoksa geçmişimizde ne zaman bir boşluk yakalansa Osmanlı’dan itibaren din adına hep daha fazlası istenmiş. 17’nci yüzyılda şeriatın savunucusu olarak ortaya çıkan Kadızadeler dönemi yaşamışız. Gericiliğin en şiddetli şekilde hákim olduğu o yıllar, dönemin önemli gücü Venediklilere yaramış, biz istikrarımızı yitirirken Venedik gemileri gelip bizim boğazları kapatmış.

Bunları hatırlamayı hiç istemezdim. Ve bilmem ki bunları yazmanın bir anlamı var mı?
Yazarın Tüm Yazıları