Irak ne olacak?

TEHLİKELİ bir dönemeçteyiz. Öfke sokaklara taşıyor. Türkiye, Kuzey Irak’tan gelen PKK’lı teröristlere kilitlendi. Bayraklarımızı astık. ABD’ye rağmen veya ABD destekli, askeri bir operasyon gündemde.

Burnumuzdan öfke solusak da Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren bazı temel soruları bugün sormazsak yarın geç kalmış olabiliriz.

Irak ne olacak?

ABD, Irak’tan hangi takvimde ne kadar çekilecek? ABD geride asker bırakırsa, bugünkü Irak toprakları içinde nerede ne kadar bırakacak?

Irak’ın üçe bölünmesi planlarını sağır sultan bile duydu. Güneyde İran etkisindeki Şiiler. Ortada Sünni Araplar. Kuzeyde Kürdistan...

Peki İsrail’in bölgeye dönük planları ne?

Türkiye-İsrail askeri işbirliğinde gevşeme yaşandıktan sonra İsrail’in bölgedeki Kürt yönetimine askeri ve lojistik destek verdiği sır değil. Çünkü İsrail, asıl büyük tehdit İran karşısında bölgede Araplara karşı müttefiki olacak tek güç Kürtleri görüyor.

İsrail’in bölgedeki geniş bir Kürdistan ile hem petrolü hem suyu kontrol etmek istediği senaryoları da çokça yazılıp çizildi.

ABD içinde İran’ı vurmak isteyenler var. Bush yönetimden gitse ve Beyaz Saray’a Hillary Clinton yerleşse bile ABD’nin İran’ın nükleer planlarına dönük adımları her zaman gündeme gelebilir.

Bölgemizdeki ABD-İran karşıtlığı da Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren bir faktör.

* * *

ABD’nin PKK’nın İran’daki kolu PJAK’ı da finansal ve silahsal olarak desteklediği bilgisi var. Kandil Dağı, PKK’nın hem Türkiye hem İran’a yönelik iki yanlı faaliyetleri için ideal konumda.

Batı basınının Kandil’deki PKK kampını ziyareti ardından sayfa sayfa izlenim yazılarının çıkmasının gerisinde, bir stratejik PR planı olmadığını düşünmek ise imkánsız.

Türkiye’nin bütün bu hesaplar içinde bölgedeki kanlı satranç tahtasında dost ve düşmanlarını kısa ve uzun vadede doğru hesaplaması ve alternatifli senaryolarını yazması gerekiyor.

Tabii oyunun özünde, bölgedeki petrolün ve enerji kaynaklarının paylaşımı meselesi olduğunu da unutmadan...

ABD’nin, İsrail’in, büyük AB ülkelerinin ve Rusya ile Çin’in bölgeye dönük plan ve hamleleri doğru okunmadan, Türkiye yalnızca öfkeyle davranırsa, karşısında hiç beklemediği ittifakları bulabilir.

* * *

Türkiye bugüne kadar savunduğu "Irak’ın bütünlüğünün korunması" politikasının hayatın gerçekleriyle çeliştiği noktaya yaklaşıyor.

Büyük güçler, Irak’ın sınırlarını yeniden çizerken ve Irak fiilen parçalanırken, Türkiye kendi Güneydoğu sınırının güvenlik kuşağı şeklinde daha ileriye, dağların eteğindeki ovaya uzatılması talebini gündeme getirebilecek noktaya yaklaşıyor.

Bölgedeki oyunu ve yaşanan büyük yeniden paylaşım savaşını doğru okursak kendi ulusal çıkarlarımızı daha net ve kararlılıkla savunabiliriz.

1. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan yapının çöktüğünü ve yeni yapılanma için bölgedeki tüm güçlerin ABD ve İsrail’in de katılmasıyla vahşi bir çatışma ortamına doğru ilerlediği gerçeğini doğru kavramak zorundayız...
Yazarın Tüm Yazıları