Hepimiz mars olduk

AMERİKAN uzay aracı Mars'ı keşfededursun, aklıma Mirrih duası geldi.

Vaktiyle Murat Bardakçı'dan öğrendiğime göre müzisyenlerin yıldızı Merih'tir. Eskiden bu gezegene Mirrih denirmiş.

Mirrih duası ise şöyle başlar: ‘‘Ey kendine mensub olanları şereflere garkeden kutlu yıldız.’’

Abidin'
in A'sını şapkasız telaffuz eden popstarcıların bu dizelerden haberleri var mı bilmem, ama onlar için bu dua Mirrih değil, Mars duası olabilir ancak.

Farkında mısınız? Günler boyu Mars'ı konuştuk, Merih'in adını anan çıkmadı.

Merih adında bir kuzenim var. Şimdiki zamanda doğmuş olsaydı adı Mars mı olacaktı?

* * *

Geçen yüzyılın en önemli Türk entelektüellerinden Cemil Meriç, aydınlarımızın durumunu irdelediği Mağaradakiler adlı kitabında şöyle demiştir: ‘‘Bu ülkenin aydınları, yıllarca tek bir hürriyet tanıdılar: Dillerini tahrip hürriyeti.’’

Hafızası olan hatırlar: Bilgi Üniversitesi'nde öğrencilerimle paylaştığım Orson Welles'in o ünlü radyo şakasını normal koşullarda işi gazetecilik olan herkesin bilmesi gerekir: Orson Welles, Merihlilerin dünyayı işgale başladıklarını söyleyip Amerika'da panik çıkartmadı mı?

Kelimelerin anı yükünü boşaltıp geleceğe doğru yürürken hiç aklımıza geliyor mu ki dil bir toplumun hafızasıdır?

Diyeceksiniz ki, ‘‘Ne var canım bunda, Merih de sonuçta Arapça bir kelime değil mi?’’

İyi de, Merih'i atıp yerine Mars'ı koyunca daha mı Batılı oluyoruz? Yoksa Merih'e Mars demeyi küreselleşmenin gereği mi sayıyoruz?

Eğer öyleyse bravo bize.

Bir tarafta ‘‘özbozkırca’’ konuşanlar, diğer tarafta Arapça kelimelerde ısrar edenler... Bu iki akımın kapışmasından dolayı kültürümüz çok büyük kısıtlamaya uğradı.

Toplumların asıl altyapısını kültür oluşturur. Zihinsel davranış biçimimizi, neyi nasıl algıladığımızı kültürümüz belirler. Kültürün ana taşıyıcılarından biri de dildir.

Dilimiz tahribata uğradığında otomatik olarak düşünme yeteneğimiz de tahrip olur.

Bu vefasızlığın sonuçları ise sanattan ekonomiye, diplomasiden teknolojiye her alanda hissedilir.

İnsan zekásı yeni keşifler yaptıkça dillerin de yeni kavramlarla zenginleşmesi çok doğal bir gelişme. Ancak biz yeni kavramlar bulmaya değil, var olanı değiştirmek yoluyla toplumsal hafızamızı tahrip yolunu seçiyoruz.

Biz, yani Cemil Meriç'in ‘‘izansız intelijensiyası’’.

* * *

Mars'ı en eskiden beri bilenler tavlacılardır.

Tavlada tek pul toplayamadan karşısındakine yenik düşen ‘‘mars olur’’.

Merih'e Mars demek, kültürel anlamda mars olmanın bir çeşidi değilse nedir?
Yazarın Tüm Yazıları