Paylaş
Yıl 2006, Gaziantep’i ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dönüş uçağına binmeye hazırlanmaktadır. Başı kalabalıktır, herkes kendisine ayrı bir dert anlatmaktadır. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey de Başbakan’a yaklaşır ve yazının girişindeki cümleyi söyler.
Tayyip Bey duraksar ve “Herkes benden bir şey istiyor da bugüne kadar fil isteyenini duymamıştım!” diyerek güler. Belki de aklından Timur’la Nasreddin Hoca’nın fil hikayesi geçer!...
* * *
Şimdi tekmili birden anlatacağım gerçek fil öyküsü bundan beş yıl önce başladı. Asım Güzelbey, Gaziantep’te Celal Doğan zamanında kurulan hayvanat bahçesine fil getirmeyi kafasına koyar. Ancak bunu parasız halletmelidir. O sırada Hindistan’daki büyükelçimiz olan Hasan Göğüş’ü arar. Filler bulunur ama ülke dışına çıkarılmasında sorun çıkar. Devreye zamanın Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin girer. Şahin önce “Ne fili yahu!” diye tepki verir, ama sonra yardımcı olur.
Hindistan’dan ümit kesilir. Filler için Sri Lanka’nın fahri konsolosu aranır. Gaziantep’e davet edilip ağırlanan konsolos ülkesine döndüğünde bakan olur.
Sorun çözülmüştür. Filler Sri Lanka’dan gelecektir. 170 milyara ihale açılır ve “fil evi” yapılır.
İş tam imza safhasındayken bakan olan eski konsolos kalp krizi geçirip sizlere ömür olur. Aynı sıralarda Sri Lanka’da Tamil gerillalarıyla savaş şiddetlenir ve darbe gerçekleşir. Fil işi yine yatar.
Gelgelelim fil evleri çoktan hazırdır. Bu kez de Sayıştay teftişe gelir ve “Olmayan file niye ev yaptınız?” diye hesap sorar.
* * *
Bedava filden umut kesilince bu sefer parasını ödeyip fil getirmeye kalkışılır, devreye Alman elçisi bile girer, ama bir türlü fil bulunamaz. Günlerden bir gün İsrail’de erkek fil nüfusunun çok olduğu, İzmir’e İsrail’den fil geldiği öğrenilir. Acilen İsrail ile yazışmalar yapılır.
Tam sonuç alınacakken “One Minute” krizi çıkar, Antep yine filsiz kalır.
Ortalık yatışınca yazışmalar tekrar başlar. Üstelik Nasreddin Hoca’ya nispet İsrail’den bir değil iki fil gelecektir. Gabi ve Pili adındaki filler tam gemiye bindirilecekken haydaaa, bu kez de Mavi Marmara olayı yaşanır.
Aradan aylar geçer....
Hafta başında Gaziantep’e gittiğimde filler Mersin limanına varmak üzereydiler. Ancak Başkan Güzelbey, filleri hayvanat bahçesindeki evlerine sokmadan bu işe bitmiş gözüyle bakmıyordu.
Yukardaki öyküye bakarsanız, haksız da değildi...
* * *
Fillerle birlikte Gaziantep Hayvanat Bahçesi’ne 2 adet zebra, üç suaygırı, 9 adet de lemur cinsi maymun geldi.
Penguenler ise kuş gribi nedeniyle mevzuat hazretlerine takılmış, ülkeye sokulmamışlar...
Fillerden Gabi, tüp bebek olarak dünyaya gelmiş ve kendisini doğurtan veterinerle aynı adı taşıyor. Veteriner Gabi trafik kazasında hayatını kaybedince adı yavru file verilmiş. O nedenle artık Antepli de olsa Gabi’nin adı değişmeyecek.
Buna karşılık Pili’nin yeni adı için Gaziantep’te halk anketi yapılacak. Bakalım çocuklar Pili’ye hangi adı yakıştıracaklar. Büyüklere sorarsanız, onlar “Ökkeş” olsun diyorlar.
Paylaş