TELEVİZYONDA haber izlediğimiz bir akşam. Ekranı Fransızca ‘AB’de Türkiye’ye hayır’ afişi dolduruyor.
Sunucu Fransa’daki bir sağ partinin patentini almak istediği bu afiş hakkında konuşuyor. Annem bana dönüp soruyor: ‘Bunlar bizi almayacaklar değil mi?’
Kısa bir sessizlik anından sonra ‘Alacaklar anne’ diyorum.
Babam o sırada yanımızda yok. Zaten olsaydı annem o soruyu sormazdı. Özellikle Ankara’daki AB temsilcisinin ordunun YÖK konusunda fikir beyan etmesini eleştiren demecinden sonra babam tam bir öfke küpü. ‘Bu AB adam olmaz’ diyor.
* * *
Neyi ifade ediyor ‘AB’de Türkiye’ye hayır’ afişi? O afişe bakıp ‘Bunlar bizi almayacaklar’ diye düşünenler haklı mı? Avrupa o afişten ibaret değil. O halde ne oluyor da birdenbire Türkiye konusu alevlendi? Neden ‘Avrupa’nın doğu sınırı nerede biter?’ tartışması aralarında hararet farkı da olsa tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerin gündeminde?
‘Türkiye meselesi’nin bu şiddette gündeme gelişindeki birinci etken aralık ayında AB’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini açıp açmaması değil. Asıl neden 13 Haziran’daki Avrupa Parlamentosu seçimleri. Türkiye, Avrupa seçimleri tarihinde ilk kez tıpkı çevre, eğitim, sağlık gibi bir ‘konu’ olarak kampanya malzemesi.
Seçim kampanyalarında Türkiye’ye en güçlü vurgu yapan üç ülke Fransa, Almanya ve Avusturya.
Almanya Dışişleri Bakanı Fischer Türkiye aleyhtarlığını seçim malzemesi yapanları korku üzerinde kampanya yapmakla eleştiriyor. Buna karşılık CSU Genel Sekreteri Markus Söder Türkiye’nin AB’ye katılmasının Avrupa bütünleşmesinin sonunu getireceği görüşünde. CSU’nun kardeş partisi CDU’da ise Türkiye konusunda yekpare bir görüş yok. Son dönemde eski Başbakan Kohl’ün bile çark edip ‘Kopenhag kriterlerini yerine getirmekte olan Türkiye üye olabilir’ demesi ilgi çekiyor.
* * *
Bu arada Almanya’nın önde gelen siyaset bilimcilerinden Grosser Başbakan Schröder’e mektup yazıp ‘Türkiye AB’yi bir Ortadoğu gücü haline getirecektir’ diye uyarıyor.
Zurnanın zırt dediği yer de burası. Çünkü Schröder ve takımı Almanya Ortadoğu’da güç sahibi olmak istiyor ise bunu Türkiye’siz başaramayacaklarının farkındalar ve tam da bu nedenle Türkiye’nin üyeliğini destekliyorlar.
Almanya’nın Fransa’dan önemli bir farkı var: Orada hiçbir parti Türkiye aleyhtarı afiş açmaya cesaret edemiyor. Türk kökenli Alman seçmenlerden çekiniyorlar.
Avusturya için de birkaç söz. Türkiye’yi destekleyen hiçbir önemli aday yok bu seçimlerde. Ancak yeni Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, Erdal İnönü ile şahsi dostluğu olan bir sosyalist ve ‘AB Türkiye’yi alır mı?’ sorusuna ‘Alır’ diyenlerden.