TÜRKİYE’yi sarsan ‘zina’ tartışması sayesinde hangi dönemeçte durduğumuzu bir kez daha idrak ettik. Bir tarafta Avrupa Birliği’nin temsil ettiği modernist değerler, diğer tarafta kasaba bağnazlığı... Hangisini seçeceğiz?
Zina tartışmasının özü budur.
Tempo Dergisi’nin iki hafta önce kapağında sorduğu yeni Türk Ceza Kanunu tasarısı ile ‘Ahlak zabıtası geri mi geliyor?’ sorusuna Samsun’dan olumlu yanıt geldi. Deniz kenarındaki parkta oturan çiftlerin el ele tutuşup sohbet etmelerinin yasaklandığını gördük Samsun’da. Motosikletli ahlak polisi, gençlere yanaşıp ‘Düzgün oturun’ uyarısı yapıyor.
Türbanlı genç kızın, erkek arkadaşının omzuna elini attığı fotoğraf ise kuşkusuz en ilginciydi.
Türkiye gerçeğini bundan daha iyi anlatan bir fotoğraf olabilir mi? Bu ülkede kadın-erkek ilişkileri hızla değişiyor. Kadınlar yüzlerini modernizme dönüyor. Başı açık-kapalı fark etmiyor. Kadınlarda değişim ve ‘açılım’ arzusu, ülkeyi yöneten erkeklere göre daha belirgin. Okula gitmeyen 500 bin kızımız okulla tanışma şansı buldukça değişim daha da hızlanacaktır.
* * *
Türbanlı kızın, güneşli bir günde deniz kenarında bankta otururken elini erkek arkadaşının omzuna atmasına ahlak zabıtasından itiraz geliyor. Kızın yaptığına ‘uygunsuz dokunuş’ deniyor. ‘El ele gezme, koluna dokunma, çek elini oradan, haydi evinize’... Bunlar galip gelen kasaba zihniyetinin emirleri. Erkek egemen taşra bağnazlığının yansıması.
Zina yasasıyla açığa vuran zihniyet, kadının özgürleşmesini de durdurmaya çalışıyor. Zina yasasının özünde değişime direnç var, demekte haksız mıyız?
Fotoğraftaki kız, başındaki türbana rağmen Avrupa Birliği’ne açılımı temsil ediyor.
* * *
Tercihiniz nedir? Bağnaz değerlerin hákim olmasıyla kasabalaşan Türkiye mi? Yoksa kentli çağdaş değerleri benimsemiş, Avrupa Birliği ile bütünleşen bir ülke mi? Olup biteni iyi değerlendirmek lazım. TCK üzerinde kopan ve zinada odaklaşan kavganın geri planında yatan çekişme budur. Erkek arkadaşının omzuna kolunu atan türbanlı genç kız, modern ve reformcudur. Kasaba değerlerinin yüklendiği bir ceza yasası hazırlayanlar ise ne modern olabilir ne de reformcu. AB sayesinde modernist baskı sonuç verdi, ama kavga sürecek.