AIDS’li çocuk ve insan hakları sınavı

PROF. Dr. Selim Badur AIDS konusunda uluslararası araştırmaları olan bir bilim insanı. Türkiye'de AIDS konusunda üzerine otorite yok. Prof. Badur aynı zamanda AIDS Savaşım Derneği'nin de başkanı ve 6'ncı Türkiye AIDS Kongresi'ni onun başkanlığındaki ekip hazırlıyor.

Prof. Badur'u arayıp lafı dolandırmadan sordum: ‘‘Kendi çocuğunuzu AIDS virüsü HIV taşıyıcısı küçük Y.O. ile aynı sınıfa yollar mıydınız?’’

Prof. Badur, ‘‘Evet, yollardım, çünkü nasıl bulaşacağını biliyorum. Benim de bir kızım var. Çocuklarımızı bilinçlendirdikten sonra sakıncası yok’’
dedi ve ekledi:

‘‘Etrafta hepatit gibi bilmediğimiz, hastalık taşıyıcısı milyonlarca çocuk var. Asıl riski başka yerde aramak lazım.’’

Ben de kendi çocuğumu Y.O. ile aynı sınıfa yollardım. Çünkü biliyorum ki HIV virüsü günlük yaşamda, aynı odada bulunma, aynı okulda okuma, aynı havayı soluma ile bulaşmaz. HIV sağlam deriden geçmez.

* * *

Bakın HIV'in bulaşmadığı başka durumlar neler:

Tükürük, gözyaşı, ter, aksırık, öksürük, idrar ve dışkı, el sıkışma, deriye dokunma, okşama, kucaklama, yanaktan ve elden öpme ile HIV bulaşmaz.

Yiyecekler, içecekler, çatal, kaşık, bardak, tabak, telefon ahizesi, tuvalet, musluk, duş, yüzme havuzu, deniz, sauna, hamam kanalıyla HIV bulaşmaz.

Sivrisinek ve diğer böceklerin sokması, kedi, köpek ve diğer hayvanlarla yaşamak AIDS bulaşmasına neden olmaz.

İlkokuldaki çocuğa sınıf arkadaşından HIV bulaşması için bir tek yol var, o da iki çocuğun ‘‘kan kardeşi’’ olmaya karar vermeleri. Ya da her ikisinin de tesadüfen aynı anda kanayan yaralarını durduk yerde birbirlerine sürtmeleri gerek!

Birkaç yıl önce kan kardeşi temalı bir banka reklamı doktorların uyarısı üzerine yayından kaldırılmıştı. Artık kan kardeşi modası yok. Öğretmenler ve anne babalar gereken uyarıları yapıyorlar.

HIV pozitif bir çocukla aynı sınıfta okuması, çocuğunuzu okul servisi ile okula göndermenin taşıdığı hayati riskin yanında solda sıfır kalır.

* * *

Küçük bir HIV taşıyıcısının başına gelenler Türkiye açısından bir insan hakları sorunu.

Y.O. ile aynı okula çocuklarını göndermeyip bilinçli olduklarını ileri süren veliler aslında özürlüleri de aynı şekilde dışlamaya eğilimli toplumumuzun parçası. HIV taşıyan çocuğun tecrit edilmesi isteniyorsa, bu tam bir toplumsal etik faciasıdır.

Cinsel yoldan bulaşma söz konusu olduğunda ‘‘Bize AIDS vız gelir’’ diyen bir toplumun HIV taşıyıcısı çocuğa gösterdiği tepkiyi sadece bilinçsizlikle açıklamak mümkün.

Anayasamızın Temel Hak ve Ödevler kısmında eğitim hakkı ve ödeviyle ilgili 42'inci madde ‘‘Kimse eğitim hakkından geri bırakılamaz’’ diyor.

Kopenhag Kriterleri'ni falan bırakın, buraya bakın. AIDS'li çocuk olayı Türkiye için bir düzey ve gelişmişlik sınavıdır.
Yazarın Tüm Yazıları