AB kıymete bindi

BRÜKSEL
ON ülkede yayın yapan bir haber ağının Türkiye bacağı olan EurActiv.com.tr, Deniz Baykal ve Egemen Bağış’ın aynı anda Brüksel’de bulunacakları haberini "Avrupa Birliği kıymete bindi" başlığıyla duyurdu.

Anamuhalefet lideri ile AB başmüzakerecisi, 10 Şubat Salı günü aynı saatlerde Brüksel’in iki ayrı düşünce kurumunda konuşma yaptılar. AB yöneticileriyle görüştüler. Ve o akşam için AB yöneticilerinin önüne her ikisinin de yemek davetiyeleri gitti.

Bu rekabetin tatlı mı yoksa haksız mı olduğuna ilişkin rivayet muhtelif. Baykal’ın CHP Brüksel temsilciliğinin resmi açılışı için geleceğinden daha Bağış başmüzakereci atanmadan önce haberimiz olmuştu. Bağış’ın seyahati sonradan çıktı.

Neden ille de aynı tarih seçildi? Brüksel’de daha önce de örneği görüldüğü üzere rol çalmak için mi? Eğer öyleyse bu tür olaylar insana cehennemdeki zebani fıkrasını hatırlatıyor.

Aslında Bağış’ın da katılacağı toplantı 9’undaydı ve TEPAV tarafından düzenlenmişti. Ancak Bakanlar Kurulu toplantısı nedeniyle Bağış katılamayacağını bildirince bir gün sonraya kaydırıldı. Keşke hazır tarih değişmişken birkaç gün daha ileriye atılsaydı, ama bu yapılmadı.

Deniz Baykal’ın konuşması saat 4’te bitince koşarak diğer toplantıya gittim. Açılış konuşmalarını yapan Bakan ve TOBB Başkanı gitmişlerdi. Türkiye’nin İletişim Stratejisi gibi önemli bir konu konuşulurken, salonda 7-8 dinleyici kalması "ironik"ti. Akşamki yemek de katılım azlığından iptal edilmişti.

Baykal’ı ise önceden iyi hazırlanıldığı için Residence Palace’ın büyük toplantı salonunu dolduran kalabalık bir AB aktörü kitlesi izledi.

* * *

Türkiye’nin Brüksel’de iktidar, muhalefet, iş dünyası, medya ve sivil toplum başta olmak üzere tüm kurumlarıyla en etkin şekilde var olması gerekir. Bundan Türkiye hiçbir zarar görmez. Aynı tarihe ziyaret ya da başka faaliyetler koymak sadece yemek iptal ettirtmez, AB kurumları nezdinde itibar kaybettirir. Oradaki büyükelçilerimizi zor duruma sokar.

Brüksel’deki Türk kurumlarının birbirini baltalamaya değil dayanışmaya ihtiyacı var. Rekabetse bunun daha kaliteli etkinlik, iç kamuoyuna değil dışa dönük daha iyi temsil düzeyinde yapılması şart.

* * *

Türkiye eğer bir gün AB’ye girecekse bunun Avrupalı sosyal demokratlar ve yeşiller gibi diğer sol partiler sayesinde olacağı kesin. Hıristiyan Demokratlar ve Avrupa sağı, hazirandaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Türkiye karşıtlığını seçim kampanyasında kullanacaklar.

Hal böyle iken CHP’nin son dört yıldır sanki AB’ye küsmüş gibi davranıp Brüksel sahnesinden çekilmesi, Avrupa Birliği sürecinde işimizi zorlaştıran bir faktördü.

Nihayet CHP de bunu anlaşmış olmalı ki Brüksel temsilciliğini açtı ve Baykal, AB Komisyonu Başkanı Barroso ile görüşerek temaslara en üst düzeyden başladı. Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Martin Schultz tarafından tekrar Brüksel’e davet edildi. İngiliz İşçi Partisi Türkiye Dostları Grubu tarafından onuruna davet verildi.

CHP’nin reform sürecine destek vermesi koşuluyla bunlar Türkiye’nin AB sürecinde ilerlemesi için olumlu gelişmeler.
Yazarın Tüm Yazıları