YENİ evli genç bir arkadaşım anlatıyor: ‘Haftalık dergiler artık 1 milyona alınıyor. Hep dergi okumak isterdim, ama haftada 5 milyondan ayda 20 milyon bütçe ayıramazdım. Şimdi 4 dergi 4 milyona, rahat alıyorum.’Tempo Dergisi geçen hafta önce 100 bin bastı. Yetmedi, hafta sonu için ek 25 bin adet daha baskıya girdi. Fiyatın talep üzerindeki etkisinin bu denli belirleyici olduğu bir periyodik yayıncılık olayı en azından benim tanık olduğum dönemde görülmedi. 1960’taki ihtilal öncesindeki siyasi krizde geçici olarak iki kez 120 binlik dergi tirajına ulaşılmış. Demokrat Parti iktidarının basına sıkı sansür uyguladığı o tarihlerde tiraj patlaması yaptıran olaylar İnönü’nün Uşak’ta saldırıya uğraması ve yine İnönü’ye Topkapı’da suikast girişimi haberleri. Kim ve Akis dergileri bu sayede 120 binlik tirajları görmüşler, ama ortam o zaman çok farklı. 2005 yazının dergi tirajı patlamasına baktığımızda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Demek ki Türkiye’de insanlar dergi okurlarmış. Ve dergi satın alma işi direkt para ile ilgiliymiş.Dergilerimiz çok da haksızlığa uğradı. İçerikleri iyi değil diye suçlandılar. Neden satmadıkları üzerinde epey kafa patlatıldı. Fakat kimse de çıkıp, ‘Burası Türkiye kardeşim, milletin arzuhalciye ve sağlık raporuna verecek parası olmadığından evlenirken nikah kıyamıyor, çocuğuna bu yüzden nüfus kağıdı çıkaramıyor’ diye başlayan bir zincirden söz etmedi. Dergilerin hakkı yendi. Oysa dergi okumayı seven, olaylara haftalık bakmayı seven bir kitle hep oldu. Dergiler kötü değildi, ama büyük ölçüde yazının girişinde genç arkadaşımın anlattığı nedenle satmıyordu.* * *2005 Ağustos ayında dergi tirajları bize Türk milleti okumaz yargısının kırıldığını ispatladı. Dergilere büyük ilgi varoşlardaki düşük gelir gruplarından geldi. Bu eğilimi varoşların kentli yaşama katılma isteği olarak okumak da mümkün. Ekonomik faktör elbette önemli. Dünyada genel trend ucuz ve kaliteli ürün çıkarmak. Her sektör için geçerli olan bu eğilim dergiler için de doğru. Aynı anlayış dergilere yansıyınca böyle bir patlama yaşandı. 100 binler aşıldı. Bu ucuzluk daha ne kadar sürebilir? Şu anda dergiler ‘business’ açısından optimum noktada değiller. O halde bu ucuzluk daha ne kadar sürebilir? Dergiler yarışında birinci olan Tempo Dergisi’nin Yayın Direktörü Kerem Çalışkan bu soruma ‘Reklam verenler halktaki bu ilgiyi fark edip desteklerse bu fiyatlarda devam edebiliriz’ cevabını verdi.Dergi okuru bütün ülkelerde özellikle Batı’da her zaman değerli bir okurdur. Dergi okumak, kentlilik göstergesidir, önemli bir tercihtir. Bu mecrayı tekrar kazanmak toplumsal açıdan küçümsenmeyecek bir ilerleme.