2005 ve 6. Çerçeve bilançosu

YIL sonları kişisel bilançolarımızı çıkarmak için fırsat oluşturur. Yılın başında neredeydik, bugün hangi noktadayız? Neler kazanılmış, neler kaybedilmiş? 2005 yılına hangi olay damgasını vurmuş? Bazen bir doğum, bazen bir ölüm, bazen aşk... Bazen küçük sevinçlerden, bazen de hüzünlerden birer demet.

Kaygan olmayan eski bir şarap gibi damağınıza yapıştıysa giden yılın tadı, bilin ki acılar ağır basmıştır.

Türkiye’ye gelince, kuşkusuz herkes önemli gördüğü olayları kendi duyarlılığına göre sıralayacak. Geniş bir zaman dilimi içinde düşünürsek, bundan 50 yıl sonra hangi olaylar kalacak zihinlerde? İki tercihim var. Birincisi YTL’ye geçiş. İkincisi de AB ile müzakerelerin başlaması. Gerçi ‘Biz en çok neyi konuştuk?’ diye sorarsanız, sanırım doğru cevap Gamze Özçelik vakasıdır.

* * *

2005’in tam kapanışında iktidarın üniversitelerle kavgası, yepyeni bir boyuta taşındı. Bu kez konu AB fonları. Başbakan, üniversiteleri AB programlarından biri olan 6. Çerçeve için ayrılan fonları kullanmak amacıyla yeterli sayıda proje üretmemekle suçladı. Rektörler ise Başbakan’ın kamuoyunu yanılttığını, bu alanda AB üniversiteleri kadar başarılı olunduğunu söylediler.

Kim haklı?

Gerçekten de Türkiye, AB fonları için ayrılan paranın sadece yüzde 15 kadarını kullanabildi. Bu kadar düşük bir oranın başka ülkelerde pek örneği yok. Ancak Türkiye’de böyle olmasının tek sorumlusu üniversiteler olamaz. Zira AB için proje üretimi Türk üniversitelerine bırakılmış bir mesele değil. 20 yıl kadar önce başlayan çerçeve programlar, araştırma ve geliştirme alanında dünyanın en büyük destek programlarıdır. Amaçlarından biri de üniversite-sanayi işbirliğini desteklemektir.

Toplumun tüm kurumlarıyla bu işe seferber olması gerekiyor. En başta da iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları geliyor. Bizde bu alanda en kötü sınavı küçük ve orta boy işletmeler verdi. Engelleyici faktör tembellikten çok, bir yandan dış dünyayla irtibatlı bir işe girişme karşısında duyulan korku, diğer yandan da bunun için yeterli dil ve interneti kullanmayı bilen yetişmiş insan gücü istihdam edilemeyişi.

6. Çerçeve 2006’da bitiyor, yerini 70.3 milyar Euro’luk bir bütçe öngörülen 7. Çerçeve Programı alıyor. Türkiye 6. Çerçeve Programı için gösterdiği acemiliğini nasıl yenecek de bu dev pastadan pay alacak? Kuşkusuz bu sorunun tek bir cevabı var: Eğitimle yeneceksiniz. İnsanları bu konuda bilinçlendireceksiniz. Yoksa kimse annesinin karnından AB için proje üretme yeteneğiyle doğmuyor.

Başbakan üniversitelere 6. Çerçeve’nin kullanımı konusunda bu kadar yüklenmekte haksız. 7. Çerçeve seferberliğini şimdiden başlatmak gerekiyor.

* * *

Yeni yılınızı yepyeni ve parlak ufuklarda dolaşmanızı dileyerek kutluyorum.
Yazarın Tüm Yazıları