"Her yolculuk insanı değiştirir, dönüştürür, olmak istediği yere vardırır.
Okunan her kitabın insanı başka kitaplara götürmesi gibi, her yolculuk da başka yolculuklara kapı açar." Muson Şarkıları, Arap Emirliği’nden başlayarak Hindistan’ın büyülü kasabalarına uzanan bir yolculuğun kitabı diyeceğim ama eksik kalacak. Bora Ercan’ı ve kitabını takdimimdir efendim...
Onunla, "Anadolu Yakası’nda yoga yapmanın dayanılmaz zorluğu" başlıklı yazımdan sonra bana yazdığı eleştiri yüklü bir mail sayesinde tanıştık. Kızmıştı bana belli ki. Ben de ard arda attığı mail’lere şaşırmıştım. Sonra ortak bir paydada buluştuk sanırım. Aradan aylar geçti. Bir gün Paloma Yayınları’ndan sevgili Çiçek Hanım bana "Muson Şarkıları" adında bir kitap yayımladıklarının haberini verdi. Kitabın önce kapağının sadeliği ilgimi çekti, sonra da yazarının ismi. "Ben bu ismi bir yerden tanıyorum" dedim. "Bora Ercan"... Mail’lerime dönüp baktım. Evet, doğru hatırlıyordum, oydu! Gülümsedim. Ve kitabın kapağını açtım. İşte o andan itibaren de elimden bırakamadım! Çünkü kitap, çok başarılı bir şekilde edebiyat-günlük-yol yazılarının harmanıydı. Dili, inanılmaz akıcıydı.
1968 İzmir doğumlu Ercan, ODTÜ Matematik’ten mezun. Manchester Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde konuk araştırmacı olarak "zamanda ve mekanda sonsuzluk" üzerine çalışmış. İçindeki merak dürtüsü onu yollara da yönlendirmiş. Asya, Afrika ve Avrupa’da uzun yolculuklar yapmış. Çevirmenlik, editörlük ve yoga eğitmenliği yapıyor. www.yogahariom.com adlı siteden merkezi ve kendisiyle ilgli bilgi alabilirsiniz.
Bora Ercan’ı tebrik ediyorum. Ve bu kitap sayesinde sizin de onunla tanışmanızı öneriyorum. Malum, tatil günleri kapımızda. Yola çıkarken ya da işinizle eviniz aranızdaki yolculuklarda ya da içinizdeki yolculuğa arkadaş arıyorsanız, mutlaka bu kitabı okuyun.
Bora Ercan’la, Kızıltoprak’taki yoga merkezi Hariom’da kitabıyla ilgili bir röportaj yaptım. Bundan sonra da kendisine Çekirge’de rastlayabilirsiniz, şaşırmayın!
Yoga artık bütün dünyanındır
Bu hem içinize hem de gerçekten başka diyarlara bir yolculuk kitabı. Sizi bu yolculuğa çıkaran neydi?
Ben gezginim. Yollarda olmadığım zamanlar bile yol kitapları okur, yol filmleri izlerim. Atlaslarda gezinirim. Yolları; insanları, hayvanları, dağları, taşlarıyla kafamda kurarım önce. Bu yolculuğa da aslında inziva amaçlı çıktım. Dağ başında bir aşramda kalarak zihnimdeki çalkantıları azaltmak istedim.
Bu kitabı kimler okusun?
Meraklı insanlar: Yogayı, Doğu kültürlerini, Hindistan’ı merak eden insanlar. Ayrıca gezi edebiyatından hoşlananlar...
Yoga hayatınızın neresinde? Sizin için ne ifade ediyor?
Yoga mutluluktur, sevinçtir, huzurdur, çoşkudur, sağlıktır. Bunlar yaşamımın bileşenleri...
"Geleneksel öğretiler her şeyden önce yaşamın içinde deneyimlenerek öğrenilir. Dolayısıyla içsel bilgi üzerine ne kadar kitap okunsa, yazılsa da boş" diyorsunuz. Aynı fikirdeyim. Peki bunu nasıl içselleştirebiliriz?
Kendi sesimize kulak vererek. Kendimize iyi davranarak. Sonrasındaysa çevremizdeki insanlara, canlılara, doğaya...
Türkiye’de yoganın algılanışı nasıl sizce?
Aslında olumlu, ama bilgi eksikliği çok fazla, bu da garip önyargıları doğuruyor. Bunu aşmak ancak önyargısızca yapılacak uygulamalarla mümkün.
Yoga, meditasyon, tai chi gibi Doğu’ya özgü tekniklerin Türkiye’de hızla yaygınlaşmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Keşke hızla yayılsa. Büyük kentlerin dışında bu adını andıklarınız hiç yok. Büyük kentlerde ise iş yaşamının ve dünyaya açıklığın doğal bir sonucu bu olgu.
Yoga ve din ilişkisiyle ilgili yanlış algılama pek çok. Siz bunu nasıl açıklarsınız?
Çok ciddi bir soru. Her şey dinselleşebilir. Başka bir deyişle her öğretinin, dinin ortodoksisi, heterodoksisi vardır. Bu yoga için de böyle. Yoga çok geniş, kapsamlı bir öğreti, Hinduizmin içinden çıksa da kökenleri Asya şamanizminde. İnsanlığın ortak sağduyusunun yıllar içinde gelişmesi de diyebiliriz buna. Hintliler yogayı geleneksel yöntemlerle bugüne taşımışlar ama yoga artık bütün dünyanındır, bütün insanlarındır.
Milletvekilleri de yoga yapmalı
Erkekler genellikle hayatta daha sert bir duruşa sahiptir. Siz, yoganın erkekleri yumuşattığını söylüyorsunuz.
Ülkemizde vücut geliştirme salonları erkeklerle dolu ama yoga salonlarında erkekler yok. Oysa ki erkekler yoga yaparak hem fiziksel hem de ruhsal açıdan daha sağlıklı olabilirler.
Politikayla ilgilisiniz... Sizce yoganın Türkiye’deki siyasi ortama bir faydası olur mu? Nasıl?
Milletvekillerinin gözlerinde, bakışlarında ışık göremiyorum. Bunun yerine iktidarda olmanın güveni ve sertliği var. Sağlıklı değiller, o kadar doktor bakımına rağmen. Aldıkları kararlar da sağlıksız. Hepsinin acil yogaya ihtiyacı var.
"Yolculuk öğretir" diyorsunuz kitabın sonunda. Siz ne öğrendiniz?
Yaşama karşı eğreti yaşamdan daha sağlam bir duruşa geçme konusunda güç verdi bana bu son yolculuk. Orada getirdiğim enerji sayesinde yapıyorum yoga derslerimi, Muson Şarkıları’nı o enerjiyle yazdım, yayınladım. Başka projeler de sırada bekliyor ve tabii yeniden yollar.