Yayınevi bulamadığı için henüz yayınlanmayan bir kitabın adını başlık yaptım bu hafta.
Kitabın yazarı Yenal Karahan’ın hiçbir şeye ihtiyacı yok şu hayatta. Tek isteği, Türk insanına reikiyi ve faydalarını öğretebilmek. Üstelik ücretsiz.
Reiki, medatisyon, yoga, tai chi gibi Doğu öğretileriyle ve da tasavvufla, yani maneviyata dayalı konularla ilgilenen, içine dönen insanların sayısı hızla artıyor. Hatta o kadar ki bu işin bir ‘pazar’ı bile oluştu. Ortalama bir yoga seansı, reiki uyumlanması, master derecelerinin fiyatı var artık! İşte bütün bunlara karşı çıkan ve tepkisini, kurduğu reiki grubuyla gösteren birinden söz edeceğim: Yenal Karahan...Aslen kimya mühendisi. Ancak uzun yıllardır Doğu’ya, Japon kültürüne adamış kendini. Judo yapmış. Sonra karateye başlamış. Milli takım antrenörlüğü ve Karate Fedarasyonu Asbaşkanlığı da yapmış.1989’daki Japonya seyahatinde kolu kırılınca reiki ile tanışmış. Yine Japonya’da reiki eğitimi almış. Hastanelerde hastalarla çalışmış. İstanbul Hasanpaşa’da bir reiki okulu açmış. Kurduğu grup, 600 kişiye ulaşmış. Bu organizasyonun içinde avukat, psikolog, doktor gibi pek çok meslek grubundan bilinçli insanlar var. Gruba katılmak pek kolay değil; tavsiye edilmeniz lazım. Yenal Bey, Türk halkına reikiyle şifa vermeyi öğretmek için bir kitap yazmış. Kitapta reikinin yanı sıra çakralar, ying yang, insan anatomisi, kundalini hakkında bilgi veriyor. Yayıncılara duyrulur.
Reiki bir din değildir
‘Reiki, koşulsuz sevgidir. Reiki, sadece bir elle şifa verme metodu değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Reiki’nin 5 prensibi (BUGÜN ÖFKELENME- BUGÜN ENDİŞELENME- BUGÜN MÜTEŞEKKİR OL VE ŞÜKRET- BUGÜN SIKI ÇALIŞ- BUGÜN DİĞERLERİNE KARŞI NAZİK OL) üzerinde düşünüp uygulandığında bize: Kendinin ve yaşadıklarının farkına varmak; sorunlarda yatan fırsatları görebilmek; korkularımızla yüzleşmek; yaşanan olayların duygusal bedende bıraktığı izlerin farkındalığı ve bu izlerin meydana getirdiği rahatsızlıkların tedavisi gibi çok önemli yetenekler kazandırır.
Yenal Bey’in kitabından aldığım bazı cümleleri size de aktarayım:
Reiki, mükemmel bir kendini tanıma ve yardımcı olabilme sistemi olup ne medyum ne de ağza sığmayan koca ilmi kelimeleri gerektirmeyen, fakat kendimizi ve başkalarını nasıl seveceğimizi bize öğreten metottur.
Reiki, bir din değildir. Her din mensubu, hatta ateistlerin bile hakkıdır. Bir tarikat hiç değildir. Dini yönü olmayan bir şeyi nasıl tarikat olarak niteleyebilirsiniz?
Reiki, asla bir sihirli değnek değildir, ama yerinde kullanılırsa son derece güzel sonuçlar veren bir terapi şeklidir.
Uyumlanmayı gerçekten yaşayanlar, bazı enerji olaylarıyla karşılaşabilirler. Bunların 1 ay gibi kısa bir sürede geçeceğini bilmek, bu periyodun rahat geçirilmesine yarar. Eğer içinizden hep gülmek ya da ağlamak geliyorsa kendinizi tutmayın. Geçici olduğunu da aklınızdan çıkarmayın.
Kitap gelirini vakfa bağışlayacak
‘Halkımız, mistisizme açıktır. Çünkü tekke-zaviye kültüründen geliyoruz. Gençlerimiz arasında da büyük bir inanç boşluğu var. Her şeye inanıyorlar’ diyen Yenal Bey, iddialı ve sivri konuşuyor. Çünkü bilgisine güveniyor. Bana da onun cümlelerini aktarmak kalıyor. Maddi hiçbir çıkarı olmaması, gerçekten önemli. Yayımlanmasını istediği kitabından elde edeceği geliri bir vakfa bağışlayacak. Yenal Karahan’la bağlantı kurmak isterseniz karahan_yenal@yahoo.com adresine mail atın. Ya da beni arayın.