Şahane bir teklif! Amerika’da yaşayan yoga uzmanı Elvan Demirkan, mucize değil, kabullenmesi daha kolay, ayakları yere basan bir değişim vaat ediyor.
Eğer hazırsanız, bu hafta ve yeni yılın ilk günü olan önümüzdeki hafta, yeni çıkan "Erken Akıllan Geç Yaşlan" adlı kitabında hayatınızda yürümediğine inandığınız ve sizin elinizde olan birçok soruna rehber olacak. Mutlu yıllar!
Hayatla Mücadeleden Yaşamaya Geçiş adlı kitabıma almış olduğum ilgi çok memnun ediciydi benim için.. İlk kitabımda düşünce beden ilişkisinden bahsetmiştim. Her şey önce düşüncede başlıyor, vücudun bu düşünceye gösterdiği fiziksel tepkiyle de duygularımız ortaya çıkıyor. Öfke, kıskançlık, endişe, gibi... Bu kontağı/bağı hissetmeye başladığımda kendimle ilişkimi değiştirmemi sağlayan çok önemli bir şeyi fark ettim: Öfke ve şiddetle kendimi ispat etme, dediğimi kabul ettirme ihtiyacım, huzur ihtiyacımdan daha büyük olamazdı" diyor yoga ve stresle uyumlu yaşam uzmanı Elvan Demirkan... Ve ikinci kitabında 40 yaşına girmesinin de verdiği aydınlıkla hayatımızı sakin ve huzurlu hale getirmenin yollarını gösteriyor.
2007’yi karşılamamıza birkaç gün kala, yeni yıl kararları almadan önce Elvan’a kulak verin; inanın, tecrübe konuşuyor!
İkinci kitabınız "Erken Akıllan Geç Yaşlan"... Nereden aklınıza geldi böyle bir kitap yazmak? Bu kitapla ne söylemek istiyorsunuz?
- Stresle baş etmek icin pek çoğumuz kendimize uzun vadede daha çok zarar verecek yollar seçiyoruz. Hisleri bastırmak, işkoliklik, alkol, sigara bunlardan birkaçı.. Vücudun esnekliğini ve direncini kaybetmesini, ağrı ve sızıların artmasını, yaşlılığın kaçınılmaz sonucu olarak görüyoruz. Bu görüş şeklimizi değiştirmemiz gerekiyor. Yüksek tansiyon, kalp hastalığı, romatizma sadece yaşlılığın belirtileri değil. Aslında yıllarca vücudun ihtiyaçlarını, bakımını, vücut ve düşünce bağını ihmal etmiş olmanın sonuçları bunlar. Hayatınızda bu noktalara (çok erken!) gelmemeniz için, pek çok bakış açısı, strateji ve teknik var. Kitabımda bunu vermeye calışıyorum.
40 yaş sizin için dönüm noktası mı oldu? Nasıl?
- Yaşlanmaya karşı bilincim artmaya başladı. Hayatımda aynı şeyleri tekrarlayarak farklı sonuçlar beklememeyi öğrenmeye başladım. Yediklerime, vücudumun sesine, stres faktörüne nasıl tepki verdiğime, şartları kontrol etme ihtiyacıma karşı çok daha duyarlıyım. Bu yaşıma kadar dış görüntüme çok önem verirken, artık içteki kaynaklarımı da doldurmam gerektiğini anladım, çünkü hayatımın geri kalan zamanını elde edemediklerim, hayal kırıklıklarım ve korkularımla geçirmek istemiyorum. Bir de düşünüyorum da 20’li 30’lu yaşlarımda mutlu olmak için beklentilerim aslında beni gerçekten mutlu edecek şeyler değildi (Bu pek çoğumuz için geçerli). Çözümü dışarıda aramaktansa, kendi potansiyelimi kullanmayı öğrenmeye başladım. Bu insanı çok daha tatmin ediyor.
Telaşlı yaşamlarımızda, içimizde gerçekten de rahatlamaya, huzura karşı bir toleranssızlık mı var? Bu nasıl oluşuyor?
- Hayat tarzımız, bilincimiz dışında bizi fiziksel ve zihinsel olarak bitkinleştiriyor olabilir. Mesela en ufak bir baş ağrısında, bir burun çekmede, biraz mideden rahatsız olmada hemen sadece semptom giderici ağrı kesicilere ve yatıştırıcılara sarılmak pek çok kişinin alışkanlığı. Vücudunuz yaşam şeklinizde bazı değişiklikler yapmanız gerektiğinin haberini veriyor, ama siz alıştığınız şekilde yaşamaktan ödün vermek istemediğiniz için, vücudun verdiği sinyalleri de görmezden gelen bir hayat yaşıyorsunuz. Sürekli sıkıntılı ve depresif olmanızın sebebi fiziksel olduğu kadar zihinsel açıdan da yorgun olmanız. Vücudun olduğu gibi düşüncenin de o telaşlı rutinden ara ara uzaklaşması şart. Tek gereken vücuda biraz daha güvenip, sinyallerine açık olmayı öğrenebilmek; nerede durulacağını veya değişiklik yapılması gerektiğini bilebilmek.
Otomatik pilotta yaşamaya nasıl karşı koyabiliriz? Enerjimizi efektif olarak nasıl kullanabiliriz?
- İlk adım, şimdiki durumunuzun ne olduğunu fark etmek... Değişebilme süreci, yaşama bugüne kadar nasıl yaklaştığınızı net bir şekilde görebilmekle başlar. Mesela yaşantınızın birçok yönünde, kontrolünüz altında olmayan şeyler için bile ne kadar boşa kürek çektiğinizi ve enerjinizi tükettiğinizi fark etmezseniz, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemeye devam edersiniz. En önemlisi tepki gösterme alışkanlığından kurtulup, yeni perspektif alışkanlıklarınızı oturtmak...
Devamı haftaya...
NOT: 2006’ya girerken yeni yıl hediyesi olarak "Cevaplar Kitabı"nı önermiştim; 2007’ye girerken ise "Erken Akıllan Geç Yaşlan"ı öneriyorum. Şahane bir yeni yıl ve iyi bayramlar diliyorum şimdiden!