Türk Tarih Profesörü Sina Akşin anlattı... Nereden çıktı bu kutuplaşma

50 yılını geçirdiği Mülkiye’de, aralarında İlber Ortaylı, Ömer Çelik, Mevlüt Çavuşoğlu’nun da olduğu yüzlerce öğrenci yetiştiren ‘hocaların hocası’ Prof. Sina Akşin’le albümleri karıştırdık, bugün sıkça konuştuğumuz kutuplaşmanın tarihine değindik. Sina Hoca diyor ki, “Kutuplaşma esasında tarihi süreçte tüm toplumlarda var, ancak farklı görünümlerde karşımıza çıkıyor. Yani sadece bize, Türkiye’ye özgü değil ve Cumhuriyet’le de başlamadı.”

Haberin Devamı

1- İlk soru; tarih neden sevilir? 1969’da girdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgileri Fakültesi, namı diğer Mülkiye’de, Türk Siyasal Hayatı Kürsüsü’nde neredeyse 50 yıl ders veren, onlarca kitabı bulunan Prof. Sina Akşin için bu sorunun cevabı kısa ve öz: “Tarih meraklı bir konudur.” Kendi dünyaya geliş hikâyesi de heyecanlı bir tarih barındırıyor… Akşin, 1937 senesinde Hollanda’nın başkenti Lahey’deki Türk Büyükelçiliği’nde dünyaya geliyor. Tam da bir 29 Ekim gecesinde! Babası ‘işgüder’ yani bugünkü deyimiyle maslahatgüzar Aptülahat Akşin aşağı kattaki resepsiyonda konuklarla ilgilenirken, annesi Hacer Hanım üçüncü ve en küçük çocukları Sina Akşin’i dünyaya getiriyor. Akşin, “O zamanlar 29 Ekim resepsiyonları çok şenlikli olurmuş” diye gülümsüyor.

Haberin Devamı

Türk Tarih Profesörü Sina Akşin anlattı... Nereden çıktı bu kutuplaşmaSENE 1945 - Arjantin

HARİCİYECİ BİR BABA

Burada onun hikâyesine ara verip babası Aptülahat Bey’i de tanımalıyız… Aptülahat Bey, 1892 yılında Balkan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Üsküdar’da dünyaya geliyor. Akşin anlatıyor: “Babamgiller Bulgaristan tarafından. Onun babası olan dedem Eskicuma denilen bir yerde din hocasıymış. Uzmanlık alanı miras hukuku. Babam daha sonra Mülkiye’de okuyor. O dönem Mülkiye İstanbul’da. Adı da Mekteb-i Mülkiye-i Fünun-u Şahane. 1913 yılında mezun olup Hariciye Nezareti’ne giriyor. Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale’de askerlik yaptıktan sonra Milli Mücadele döneminde Ankara’ya geliyor. Savaştan sonra Milli Hariciye’nin ilk memurlarından oluyor. O zamanlar görücü usulüyle evlenilirmiş. İstanbullu bir aileden gelen annemle evleniyorlar.” Çiftin üç çocuğu oluyor. İlki Bakü’de, ikincisi Ankara’da, üçüncü ve en küçük çocukları Sina Bey de Lahey’de dünyaya geliyor…

Türk Tarih Profesörü Sina Akşin anlattı... Nereden çıktı bu kutuplaşmaSENE 1949 - Akşin ailesi 

ÇOCUKKEN DÜNYAYI GEZDİ

Hollanda’da üç yıl kaldıktan sonra bir sonraki görev yeri Arjantin oluyor. Sene 1939. Akşin, “Babam savaştan hemen önce tayin ediliyor ve biz savaşı Buenos Aires’te geçiriyoruz. Yedi yıl orada kalıyoruz” diye anlatıyor. O dönemden aklında kalanlar: “Okul, elçiliğin tam karşısındaydı. Ben uluslararası bir okula değil normal Arjantinlilerin gittiği bir devlet okuluna gidiyordum. Bir bakıma Arjantinli gibi yetiştim ama o fazla uzun sürmedi. Bir buçuk yıl okula devam ettikten sonra, ben dokuz yaşındayken babam Şam’a tayin edildi. Orada da yedi yıl kaldı. Bir süre Şam Amerikan Koleji’nde okuduktan sonra, 13 yaşımda yatılı olarak Robert Kolej’e geldim.”

Haberin Devamı

Türk Tarih Profesörü Sina Akşin anlattı... Nereden çıktı bu kutuplaşmaSENE1970’ler 

2- ‘HAVAİ OLMASIN TÜRKİYE’DE OKUSUN’

Uluslararası okullarda okuyan bir hariciyeci çocuğu olduğu için Robert Kolej’de iki yıl okutulan hazırlık sınıfını atlıyor. Bunun bedeli olarak da sınıf arkadaşları kendinden iki yaş büyük çocuklar oluyor. Hayatta kalmak için sıkı sıkı derslere sarılıyor. Parlak bir öğrenci. Edebiyata meraklı. Babası gibi hariciyeci olmayı düşünüyor ancak… Devamını kendisinden dinleyelim: “Oxford Üniversitesi’ne kabul olmuştum ama babam hukukun önemine çok inanırdı. Onun için mutlaka hukuk fakültesinde okumamı istedi. Kendi Mülkiye mezunuydu ama ağabeyimi de hukukçu yaptı. Babam eski bir adamdı ve çok otoriterdi. Ayrıca ‘Bu çocuk yurtdışında okursa havai olur’ diye de endişe ederek Türkiye’de okumama karar verdi. Dolayısıyla İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdim. Sene 1955’ti.”

Haberin Devamı

Türk Tarih Profesörü Sina Akşin anlattı... Nereden çıktı bu kutuplaşmaSENE 1954 - Robert Kolej’de oda arkadaşı Metin Ahunbay ile 

FEODALİTEDEN MODERNİTEYE

Kısa bir Türkiye tarihi dersi verecek olsa ne derdi? Şöyle: “En genel ifadeyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihidir. Yani Türk milletinin asırlarca devam eden Osmanlı yönetim sisteminden sonra milli bilincini bulma ve çağdaşlaşma çabasının tarihidir. Sosyolojik olaraksa feodaliteden modernleşmeye geçme çabasının, yani modernleştiğimizin tarihidir.”

Türk Tarih Profesörü Sina Akşin anlattı... Nereden çıktı bu kutuplaşmaProf. Sina Akşin - Zeynep Bilgehan

3- İNSAN ALIŞINCA SEVİYOR

Hukuku sevdi mi? Akşin, “İnsan alışınca seviyor!” diye gülerek yanıtlıyor ve devam ediyor: “Babam her şeyi düzenlediği gibi benim meslek hayatımı da düzenledi; ‘Hariciyeci olacaksın’ dedi. Öyle olur gibi de oldu ama sonra yüksek lisans için Amerika’ya gittim. Burada gördüğüm diplomat adayları hoşuma gitmedi ve bu meslekle meşgul olmak istemediğime karar verdim. Dönüşte, 1961’den 1967’ye kadar Robert Kolej Yüksekokulu’nda Uygarlık Tarihi Bölümü’nde çalıştım.” Bu sırada eşi Tülin Hanım’la tanışıp evleniyorlar. İki yıl süren askerliğinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Son Çağ Tarihi alanında doktorasını yapıyor.  

Haberin Devamı

KUTUPLAŞMANIN TARİHÇESİ

Bugün tartıştığımız kutuplaşmanın tarihi ne zamana dayanıyor? Hoca diyor ki: “Bahsettiğiniz çelişki, esasında tarihi süreçte tüm toplumlarda var olan ancak farklı görünümlere bürünmüş biçimde karşımıza çıkan bir durumdur. Dolayısıyla, Türkiye’ye özgü değildir ve Türkiye bakımından Türkiye Cumhuriyeti ile de oluşmamıştır. Ancak, tüm tartışmaları süzgeçten geçirip ülkedeki temel çelişkinin neye dair olduğunu tespit ettiğimizde, bunun Atatürkçülük ve feodalite arasındaki bir çelişki olduğunu görürüz. ‘Çelişki’ ifadesiyle Atatürkçülük ve feodalizm arasında devam eden sosyal bir mücadeleyi kastediyorum.Atatürk’ün fikirleri modernleşme yönündeki itici güçtür ve gündemden hiçbir zaman silinmeyecektir.”

Haberin Devamı

Türk Tarih Profesörü Sina Akşin anlattı... Nereden çıktı bu kutuplaşmaSENE 1964 - İstanbul. Eşi Tülin Hanım ile

4- MEKTEB-İ MÜLKİYE’NİN ÖĞRENCİLERİ

Prof. Sina Akşin, 1969 yılında asistan olarak girdiği Mülkiye’nin Türk Siyasal Hayatı kürsüsünde, 50 yıla yakın hocalık yaptı. Prof. İlber Ortaylı, Ömer Çelik, Mevlüt Çavuşoğlu gibi isimlerin de aralarında olduğu yüzlerce öğrenci yetiştirdi. Öğrencilerinin bugün Türk siyasetinde etkin isimler olması hakkında gülümseyerek, “Bunlar akıllı çocuklardı” diyor: “Mekteb-i Mülkiye adı üstünde, devlet bilimleri okulu. Hepsine başarılar diliyorum...”

SIKICI DEĞİL POPÜLER TARİH

Buluşmaya elimde yazarı olduğu ‘Kısa Türkiye Tarihi’ adlı kitabıyla gidiyorum… Sina Hoca kitabın ilk yayın tarihini hatırlamıyor. Kızı Deniz Akşin Ergin, “Mülkiye’de okutulurdu; 1994-1995 gibi olmalı” diyor. 2007’de yeniden yayınlanan versiyonuysa 33. baskıya ulaşmış. Bir zamanların ‘sıkıcı konu’su olan tarih bugün bir hayli popüler.

TÜRKİYE ZOR BİR ÜLKE

Prof. Sina Akşin’e göre bu ilginin sebebi nedir? Beni, “Evet, moda!” diye yanıtlıyor: “Uzun bir süre tarih; okullarda zorunlu okutulan, sıkıcı bir konu; savaş, barış, tarih ezberleme veya antlaşmaların maddelerini hatmetmeye indirgenen bir alan olarak görüldü. Bazı olayları ‘sakıncalı’ gören yaklaşımlar mevcuttu. Dolayısıyla tarihi tartışmaları zevkli hale getiren unsurlar göz ardı ettirildi. Tarih esasında hayata dair gelişmelerin anlaşılmasında doğrudan belirleyici bir alan. Bence tarihe ilgi hep vardı ama toplumda yer bulamadı. Osmanlı İmparatorluğu eski bir olay; 600 sene yaşamış; herkes Türklükle iftihar eder. Onun için de tarih popüler. Türkiye ‘zor’ bir ülke. Sorunları çözmek çabasıyla insanlar tarih okuyor.”

APTÜLAHAT BEY’İN ÇANAKKALE ANILARI

Baba Aptülahat Akşin’in de Türk Tarihi Kurumu tarafından 2019’da yeniden basılan ‘Atatürk’ün Dış Politika İlkeleri ve Diplomasisi’ isimli bir kitabı bulunuyor. Burada gençlik günlerini anlattığı kısım dikkat çekici:

AÇ İDİK HER YER ASKER KAÇAĞI DOLUYDU

“Yedek subay adayı olarak Ağustos 1914’te silah altına çağrılmıştım. 1915 savaşlarında Çanakkale’de bulundum. 1917’de Bandırma’daki 1. Ordu emrine verilmiştim. Bu tarih, memlekette her şeyin çökmekte olduğunun artık saklanmayacak bir hale geldiği zamandı. Aç idik. Her taraf asker kaçaklarıyla doluydu. Dağlara ve bayırlara bu kaçaklar hâkimdiler. Devlet otoritesi böylesine yıpranmıştı. Mütareke ve hükümetle, İttihat ve Terakki Partisi erkanının İstanbul’dan kaçışları haberleri birbirini kovaladı.”

Türk Tarih Profesörü Sina Akşin anlattı... Nereden çıktı bu kutuplaşmaSENE 1932 - Anne Hacer Hanım ile baba Aptülahat Akşin

ATATÜRK’ÜN ANADOLU’YA GEÇİŞİ HEPİMİZİ ÜMİTLENDİRDİ

“Mütarekeden bir ay sonra terhis edilerek İstanbul’a geldiğimde İngiliz zırhlılarının Galata rıhtımına yanaşık, toplarının müdafaasız şehrin üzerine çevrilmiş olduğunu gördüm, gözlerim yaşla doldu. İşgal felaketini iki yıl İstanbul’da yaşadım. 1919’da Atatürk’ün Anadolu’ya geçişi ve İstanbul Hükümeti’ne ve düşmanlarımıza karşı ayaklanması hepimizi ümitlendirdi. Anadolu’nun İstanbul’daki gizli teşkilatlarından ‘M.M.’ grubuna başvurdum. 1921’de Ankara’da gönüllü olarak orduya katıldım. Bir yıl sonra Milli Müdafaa Vekaleti’nin izniyle, Hariciye emrine verildim.”

Yazarın Tüm Yazıları