Türk balesinin efsane ismi Meriç Sümen: Sahnede kuğuydum ama evde çamaşır bulaşık yıkadım

Cumhuriyet’in ilk kuşak sanatçılarından, Rusya’nın tarihi tiyatrosu Bolşoy’da sahneye çıkan ilk Türk balerini, Devlet Opera ve Balesi’nin ilk kadın Genel Müdürü, ‘devlet sanatçısı’ unvanı alan ilk bale sanatçısı… ‘Prima ballerina’, yani baş dansçı olarak Kuğu Gölü, Fındıkkıran, Uyuyan Güzel, Romeo ve Juliet gibi birçok eserde dans eden Türk balesinin efsane kuğusu Meriç Sümen’le birlikteyiz.

Haberin Devamı

Kendi hikâyesi de tıpkı ömrünü adayacağı bale sanatının doğasına uygun bir romantizm içeriyor… Bu yazıyı Kuğu Gölü müziği eşliğinde okumanızı tavsiye ediyoruz. Sene 1940’lar… İstanbul’da iki karşı apartmanda oturan Şecaattin Sümen ile Bedia Hanım birbirlerine âşık oluyorlar. Şecaattin Bey, Kuleli Askeri Lise öğrencisi. Mezun olur olmaz evleniyorlar. Şecaattin Bey ilk çocukları dünyaya geldikten sonra teğmen olarak Kars’a tayin oluyor. İkinci Dünya Savaşı döneminde ise her an Alman saldırısının beklendiği Batı sınırına yakın Silivri’de görevlendiriliyor. Meriç Sümen, ailenin ikinci çocuğu olarak burada doğuyor.

İLK DANS ANNESİNİN ADIMLARIYLA

Aile, 1947 senesinde Ankara’ya geliyor. Sümen, renkli bir çocukluk geçiriyor. Asker babası ne kadar disiplinliyse annesi de o kadar sanatçı ruhlu. Çocuklarını sık sık opera ve tiyatroya götürüyor. Evde şarkılar söylüyor; küçük Meriç’in ayaklarını ayakları üzerine koyup ilk dans adımlarını attırıyor. Beraber vals, tango yapıyorlar. Geleceğin baş balerininin o günlerden ne olacağı belliymiş. Sümen, “Annemin anlattığına göre radyoda ne çalsa ona uygun dans edermişim” diye anlatıyor. Eğitim hayatına Saray İlkokulu’nda başlıyor. Müfredatta ek ders olarak mandolin ve folklor dansı var. Anne Bedia Hanım oğlunu mandoline, kızını da folklora veriyor.

Haberin Devamı

‘NE OLUR MERİÇ’İ BALEYE VERİN’

Küçük Meriç, hocaların gösterdiklerini öyle iyi yapıyor ki bir zaman sonra kendini büyük sınıfların önünde ‘Bakın Meriç nasıl yapıyor?’ diye örnek olurken buluyor. Sene sonu temsilinde, hocası bu yetenekli dansçının ailesini görmek istiyor. Sümen’in anlatımıyla: “Rahmetli hocam Aziz Özçelik babama, ‘Binbaşım, Meriç dansa çok yetenekli. Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Bale Bölümü açıldı. Ne olur Meriç’i baleye verin’ diyor. Annem çok seviniyor ama babam ‘Dans güzel de benim çocuğum sonra ne olacak?’ diye endişe ediyor. Ayrıca seneye tayin çıkacak. Ben ne olacağım? Kararı; olumsuz. Bunu duyunca ağlamaya başlamışım ama yapacak bir şey yok.”

Türk balesinin efsane ismi Meriç Sümen: Sahnede kuğuydum ama evde çamaşır bulaşık yıkadım

Haberin Devamı

KIZI OKUSUN DİYE BABASI MESLEĞİNİ BIRAKIYOR

Onu ikna eden ordudaki dönem arkadaşları ve komşuları Cahit Külebi oluyor. Dönem arkadaşları, ‘En iyisi olacaksa bırak yapsın’ diyorlar. Külebi’nin de balerin olmak isteyen bir yeğeni var. Neticede saçları örgülü iki kız çocuğu, Külebi’nin yeğeni ile Meriç Sümen sınava giriyor ve kazanıyorlar. Babasının gönlü kızını bırakmaya elvermediğinden çok sevdiği mesleğini bırakıyor. Ankara’da, tam da konservatuvarın karşısındaki İller Bankası’nda memur oluyor. Sümen, “Babam her asker gördüğünde ağlardı” diye anlatıyor: “Kuğu Gölü sonrası evde yemeği kesecek bıçağı bile kullanamayacak kadar yorgun olurdum. Annem yardım ederdi. Sanatçının arkasındaki aile takviyesi çok mühim.”

Haberin Devamı

Türk balesinin efsane ismi Meriç Sümen: Sahnede kuğuydum ama evde çamaşır bulaşık yıkadım
SENE 1940’LAR - Anne ve babası

SEKİZ YAŞINDA YETİŞKİN OLDUM

Yatılı konservatuvarın bale bölümü üç yıl önce açılmıştı. Başında İngiliz Kraliyet Balesi’nin de kurucularından Madam Ninette de Valois vardı. Türkiye’de henüz bale eseri sergilenmemişti ama nasıl bir şey olduğunu annesinden duymuştu. Çocukken izlediği ‘Kırmızı Pabuçlar’ isimli bir filmden de çok etkilenmişti. Ancak iş kolay değildi: “Sekiz yaşında yetişkin olmayı öğrettiler. Usul telkinlerle bizi uyarırlardı; ‘Her hareket sakin olmalı, balerinde süs olmaz, küpe takmayın, hocaya arka dönülmez…’ Biz bu terbiyeyle büyüdük; sanata ve mesleğe saygı, azim, irade, ağlamamak, acıya dayanmak, kabul etmemek, savaşmak… Sadece bedeni değil ruhu da eğitiyorlar.”

Haberin Devamı

ALLAH’IN VERDİĞİ İZAHSIZ HİS

Öğrettikleri bir diğer şey de duyguları öne çıkarmak olmuş. Sümen, bugün kendi öğrencilerine de bunu anlatıyormuş: “Herkes bacağını kaldırabilir. Önemli olan müziğin duygusunu yansıtabilmek, güzel gösterebilmektir. Bu da Allah’ın sana koyduğu izahsız bir his. Bu öyle bir his ki yerinde duramazsın” diyor. Meriç Hanım bunun kanıtı; söyleşi boyunca bir dakika yerinde duramıyor. Gülerek, bu sebeple artık hiçbir konseri izleyemediğini söylüyor: “Tutamıyorum kendimi! Konser demek benim oynamam demek. Müzik çalarken ben oturamam ki! En son bir konserde Chopin çalarken kalkmamak için ellerimi bağladım. İşin tekniği kadar duygusu da önemli.”

Haberin Devamı

PRIMA BALLERINALIĞA DOĞRU

Mezun olduğu 1961’de Devlet Opera ve Balesi’ne giriyor. O yıl ilk defa tam perde bir bale eseri sahneleniyor: Uyuyan Güzel. Sümen, üçüncü yılında ‘prima ballerina’lığa yükseliyor. Biz bale dünyasının içine ‘Siyah Kuğu’ isimli filmle girmiştik. Ortamda ölümcül bir rekabet var mı gerçekten? Sümen, “Hayır tabii ki” diye yanıtlıyor: “En güzel kim oynarsa o baş balerin olur ama bir şeyi en güzel yapmak sayıyla olmuyor. Herkesin ışığı başka parlar. Bir eseri iyi yapan herkesin iyi olmasıdır. Sanat disiplin ve korkunç bir sabır işidir. Bütün bunun üstüne yeteneğini iyi kullanacaksın.”

Türk balesinin efsane ismi Meriç Sümen: Sahnede kuğuydum ama evde çamaşır bulaşık yıkadım
Meriç Sümen - Zeynep Bilgehan

BOLŞOY’DAKİ İLK TÜRK BALERİN

Sümen, İngiltere’deki Kraliyet Balesi’nde çalışmalar yaptı. Rusya’nın tarihi sahnesi Bolşoy’da sahneye çıkan ilk Türk balerini oldu. Diyor ki: “Benim dönemimde Türk balesi Avrupa ve Rusya ile aynı seviyeye gelmişti. Madam Valois bizi İngiltere’deki balerinlere örnek gösterirdi. Rusya’da ayaklarım kanayarak provaya çıkardım. Çok güzel Türk hocalar yetişti ve şimdi her yerde Türk hocalarımız dersleri alıyor, koreograflar eserleri yapıyor.”

Türk balesinin efsane ismi Meriç Sümen: Sahnede kuğuydum ama evde çamaşır bulaşık yıkadım
SENE 1970’ler - Moskova’daki afişin önünde

DEMİREL BANA PABUÇ GETİRİRDİ

En unutulmaz sahne tecrübelerini şöyle anlatıyor: “Bütün galalarımıza cumhurbaşkanı, başbakan gelirdi. İnönü’nün izleyici olduğu bir Uyuyan Güzel’de bir anda perde kapandı; Kennedy vurulmuş. Selam vermek üzere İnönü’ye giderken ‘Siz bana gelmeyeceksiniz, ben size geleceğim. Hiçbir sanatçı kimsenin ayağına gitmez’ dedi. İnönü, Demirel, Ecevit’le sık iletişimimiz vardı. Demirel bana İngiltere’den kutuyla bale ayakkabısı getirirdi.”

Türk balesinin efsane ismi Meriç Sümen: Sahnede kuğuydum ama evde çamaşır bulaşık yıkadım
SENE 1947 - Balede ilk adım...

HAMBURGERSİZ HAYAT GEÇER Mİ

Bale zor bir sanat. Hem ruhu hem bedeni iyi korumak gerekiyor. Hiç hamburger yemeden hayat geçer mi? Sümen: “Kendimi aç bırakmam. Ağır bir çalışma şekli olduğundan zaten ne yesen zayıf kalıyorsun. Ruhumu korumak için öbür dünyaya girer gibi esere girerim. Eskiden Kuğu Gölü için Ankara’daki Kuğulu Park’a gider kuğuları izlerdim. Onlar da zavallılar pek kanat açmazlardı (gülüyor).”

BİZ ROMANTİK GENÇLERDİK

“Benim gençliğimde çok fazla romantizm vardı. Biz hiçbir şekilde kafelerde oturan gençlik değildik. Zaten kafe de yoktu. Pastaneler vardı. Konuşan bir gençlik de değildik. Gittiğimiz tek yol evin ve okulun yoluydu. Başka yollarımız yoktu.”

Türk balesinin efsane ismi Meriç Sümen: Sahnede kuğuydum ama evde çamaşır bulaşık yıkadım
SENE 1970’ler

EVE İŞ GÖTÜRMEDİM

“Muvaffakiyet disiplinle gelir. Kararlı olun. Şimdi ‘Üniversite dondurdum, hayatı yaşayacağım’ diyenler bana komik geliyor. Sen daha hayata bile atılmadın! Ben şöhret ve dans hayatının biteceğini bilerek özel hayatıma da dikkat ettim. Evde Jülyet veya kuğu olmadım. Evime hiçbir şekilde mesleğimi getirmeyen sanatçı oldum; anne oldum, eş oldum, mutfakta yemek yaptım, çamaşırları yıkadım, eve baktım…” 

Türk balesinin efsane ismi Meriç Sümen: Sahnede kuğuydum ama evde çamaşır bulaşık yıkadım
SENE 1970’ler

BALEYE HEP İLGİ VAR

Bale, Türk izleyicisi tarafından ilgi görüyor mu? Yanıtı: “Şimdi eskisinden bile çok. Bakın, AKM’deki tüm temsillerin biletleri tükeniyor, çünkü bizim zaten dansa ve müziğe zaafımız var. Dans etmeyi çok seviyoruz. Bu ister akademik olsun ister folklor ister modern ister klasik…”

SEYRETMEK DAHA HEYECANLIYMIŞ

Sümen, bugünlerde Devlet Opera ve Balesi’nin baş dansçılarını çalıştırıyor. Ayakta durabildiği sürece baleden kopmayacağını söylüyor: “Onlar dans eder, ben çalıştırırken çok heyecanlanıyorum. Seyretmek çok daha heyecanlıymış. Aldıkları nefesten anlıyorum yanlış mı doğru mu diye…” 

Yazarın Tüm Yazıları