Paylaş
1- Mustafa İstemi’nin uzun zamandır peşindeydik… Kamera önünde olmaktan hoşlanmadığını söyleyerek bugüne kadar kaçıyordu. Geçen hafta, TBMM’de komşu ziyaretine geldiği Hürriyet bürosunda parlamento şefimiz Bülent Sarıoğlu ve fotomuhabirimiz Mert Gökhan Koç ile kendisini yakalamayı başardık! Ankara camiasının ‘İstemi Ağabey’i meslekte 60. yılını kutluyor... Bu 60 yıl içinde siyasi hayatımızın en unutulmaz karelerine imza atan, 30 yıldır Milliyet gazetesi çatısı altında olan İstemi’yi konuşlandığı Basın Locası’ndan, TBMM Başkanlığı’nın verdiği özel izinle bizzat ‘olay yeri’ne, TBMM Genel Kurul’una indirdik.
DAHA DÜN GİBİ HATIRLIYORUM
Genel Kurul Salonu’na yürürken İstemi, “Buradaki ilk günümü dün gibi hatırlıyorum. Her şey gözüme çok büyük gelmişti” diyor. TBMM’ye ilk adımını attığı sene 1961; henüz 18 yaşında! Peki yolu buraya nasıl düşüyor? Mustafa İstemi 1943 yılında hemşire Nuriye Hanım ile öğretmen Hikmet İstemi’nin üç çocuğundan ikincisi olarak İstanbul’da doğuyor. Altı yaşına kadar zor bir çocukluk yaşıyor. Anne babası çalıştığından, o dönem kreş de olmadığından kendi deyimiyle ‘eller elinde’ büyüyor.
SENE 1947 - 5 yaş
HAYATIMIN İLK KARANLIK ODASI
Hayatının ikinci baharı 17 yaşında başlıyor. Babası onu Cağaloğlu’ndaki meşhur fotoğrafçı ‘Hasan Ağabey’in vesikalık fotoğraflar çektiği dükkânına götürüyor. Hasan Ağabey de hayatında hiç fotoğraf makinesi görmemiş İstemi’yi Vatan gazetesinin fotoğraf editörü Hilmi Şahenk’e götürüyor. Şahenk, delikanlıya şöyle bir bakıp ‘Tamam’ diyor ve İstemi’nin deyimiyle onu ‘karanlık odaya atıyor!’ Burada bir ay içinde fotoğraf banyo etmesini, baskı yapmasını öğreniyor.
SENE 1962 - Cumhuriyet Ankara bürosu
2- SELAHATTİN GİZ’İN TEKLİFİ
Bu arada 1960 askeri darbesi oluyor… İstemi, olayları karanlık odadan takip ediyor. Bir gün Şahenk, ‘Hükümet Başkanı Cemal Gürsel İstanbul’a gelecek. Al bu Leika makineyi, Aksaray’dan Beyazıt’a kadar halkla temaslarını çekeceksin’ diyor. Devamını İstemi’den dinleyelim: “Ben Gürsel’in halkla bütünleşmesini çektim. Filmler yıkandı. Bu sırada içeri Cumhuriyet gazetesinin fotoğraf editörü Selahattin Giz girdi. Benim çektiğim fotoğrafları gördü. 15 gün sonra bana iş teklif etti. Cumhuriyet’te başladım.”
SENE 1960 - Selahattin Giz ile Cağaloğlu’nda
3- MESLEĞİMLE EVLENDİM
İstemi, “Babam bana bir fotoğraf makinesi verdi. Çektiğim kareleri 15 gün sonra birinci sayfaya sokmaya başladım” diye anlatıyor.
Bu nasıl olmuş? İstemi, “Zor geçen çocukluğum sonrası sanki birisi bana dokundu, yolum hep açıldı” diyor: “İçten gelen yetenek de vardı. Selahattin Giz beni üç, dört işe gönderirdi. Hepsini 12 poza sığdırırdım. Fazla çekemediğimden fotoğrafı beklerdim. O zaman fotoğrafı görmeye başladım. Giz de büyük bir hocaydı. Bana çok şey öğretti. Cumhuriyet’e başladığım zaman meslekle evlendim. Çocuklarıma baba olamadım. Kendimi mesleğe verdim.”
SENE 1960’lar - CHP kongresi
4- ‘KISA ÇORAPLI ÇOCUK’ HALLEDER
Cumhuriyet’te Burhan Felek ve Yaşar Kemal gibi ustalarla çalışıyor. İstemi’ye ‘kısa çoraplı çocuk’ diyorlar. 1961 yılında Ankara’ya tayin oluyor ve siyasetin kalbine düşüyor! Cumhuriyet’ten transfer olduğu Türk Haber Ajansı’nda, 1968’deki ODTÜ baskınında ‘içeriden’ çektiği fotoğraflarla basının ‘aranılan adamı’ oluyor. Geçen yıllar boyunca Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetelerine transfer oluyor. Yazı işleri müdürlerinden en sık duyduğu söz: ‘İstemi halleder!’
SENE 1960’lar - İnönü, TBMM’de işitme cihazını düzeltiyor.
5- DOSTUM DİYE TAVİZ VERMEDİM
Geçen 60 yılda İstemi’nin kadrajına siyasi tarihimizin en ünlü isimleri girdi: “Demirel bize özel pozlar verirdi. Sakal sevmeyen İnönü benim dışımda herkesin sakalını kestirmeyi başarmıştı. Bana ‘Maskara’ diye takılırdı. Çocukken ‘Gazetecinin dostu olmaz’ diye bir cümle okumuştum. Bunu meslek hayatımda uyguladım. Mesela Ecevit’i çok severdim ama Kocatepe Camisi’nde yuhalandığında resmini ben çektim. Dostum diye meslekten taviz vermedim.”
SENE 1970’ler - Milliyetçi Cephe Hükümeti; Erbakan, Demirel ve Türkeş
6- SİYASETİ SADECE ÇEKERKEN SEVDİM
Peki siyasetçilerin bu kadar içinde olup basın tarafından siyasete geçmeyi hiç düşünmemiş mi? İstemi, “Düşünmedim” diyor: “Önüme fırsatın çıktığı dönem oldu ama siyaset bana hiçbir zaman cazip gelmedi. Benim hiperaktif tarafım var; çalışmayı, koşturmayı seviyorum. Hele o zaman; gencim yerimde duramıyorum. Şimdi teklif etseler yine istemem.” İstemi, şimdi ‘yorulduğunu’ iddia etse de halen yerinde duramıyor! TBMM koridorlarında yürürken hızına yetişemedik…
1980 darbesi sonrası kapalı Başbakanlık kapısı.SENE 1980’ler
GENEL KURUL İZLENİMLERİ
“16. dönemden itibaren binlerce milletvekili gördüm. İçeri giren göz takibine girer. Ne olacağını hissederim. Kavganın ne zaman çıkacağı belli olur zaten, bağırmalar başlayınca hemen pusuya yatarım! Nitekim sonra birbirlerinin üzerine yürürler (gülüyor). Milletvekillerinin kıyafetlerindeki değişiklikleri, varsa dişlerindeki çürükleri bile fark ederim. Devamlı kürsüde olanları tanırız. Genel Kurul’un milletvekilleri için büyülü bir havası vardır. Döneminin sonunda ağlayarak çıkan vekiller gördüm.”
Başbakan Tayyip Erdoğan TBMM’de oy kullanıyor
BEN NİYE ORADA YOKTUM
“Başbakanlar konuşurken benden çekinmez, beni severlerdi. Yakınlarında fotoğraf çektikten sonra muhabirler, “Ne konuşuyorlar?” diye sorarlardı. Benim gözlerim çalışır, kulaklarım duymaz. Görselim güçlüdür, kulaklarımı kapatırım. Ertesi günün işine önden hazırlanırım, neler olabilir diye. Güzel fotoğraf gördüğümde ‘Neden orada yoktum?’ diye hayıflanırım.
SOSYAL MEDYA AÇILIMI
İstemi, arşivinden fotoğrafları ‘sosyal medya sergisi’nde paylaşıyor. Diyor ki: “Şimdiye kadar 600-700 fotoğraf yükledim. Bütün fotoğraflar ilgi görüyor ama beni şımartamıyorlar (gülüyor). Çektiğim filmlerin uzunluğu dünyayı birkaç kere dönmüş dolaşmıştır.” Sergiyi instagram’da @istemi700 hesabından ve Facebook’ta ‘Mustafa İstemi’yi takip ederek gezebilirsiniz.
“İstemi’yi konuşlandığı Basın Locası’ndan, TBMM Başkanlığı’nın verdiği özel izinle bizzat ‘olay yeri’ne, TBMM Genel Kurul’una indirdik.”
DİJİTAL BANA YETİŞEMEZ
“Fotoğrafta çabuğumdur. Dijital bana yetişemez! Bir gün Özal’ı takip ediyorduk. Elindeki Bond çanta patladı. Kapak inene kadar yakaladım. Üstelik dijital makine de değildi. İddialara konu oluyormuşum; ‘Bu sahneyi İstemi yakalamış mıdır, yakalayamamış mıdır?’ diye. Elbette ki yakalamış oluyorum (gülüyor)...”
Paylaş