Paylaş
1) Hikâyenin başı elbette Ankara’da! Erdal Beşikçioğlu, 1970 yılında Karadenizli bir baba ile Arnavut kökenli bir annenin iki çocuğundan ilki olarak Ankara’da dünyaya geliyor. Ancak aile babasının Vakıflar Bankası’nda müfettiş olması sebebiyle sık sık şehir değiştiriyor; Ankara’dan İzmir’e oradan Kayseri’ye oradan tekrar İzmir’e... En son Narlıdere Mehmet Seyfi Eraltan Lisesi’nden mezun oluyor. Yeniden Ankara’ya kavuşması 1989 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nı kazanmasıyla oluyor.
Fotoğraf: Murat ŞAKA
O ZAMAN TİYATRO OLSUN…
Beşikçioğlu, “Tiyatroyu ilk Türk Koleji’nde Turgut Özakman’ın ‘Ocak’ oyunuyla tattım” diye anlatıyor: “Büyük merakım yoktu. Üniversite için ne yapacağımı bilemiyordum. Babam, ‘Mutlaka okuman lazım’ diye beni zorlayınca ‘O zaman tiyatro olsun’ dedim. Önce Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvar Bölümü’nün sınavına girdim ama kazanamadım. Ertesi sene Ankara Konservatuvarı’nın sınavını kazandım ve sanat, yaşamımın odağı haline geldi.”
ANKARA SAHNELERİNİN USTALARI
Beşikçioğlu, “Sabah okula, akşamüzeri dublaja gidiyor, akşamları da oyunlarda figüranlık yapıyorduk. Birçok ustayla bu dönemde sahnede tanıştık. Çetin (Tekindor) Hoca’nın ve Lemi (Bilgin) Hoca’nın üstümde çok emeği vardır” diye devam ediyor: “Ankara’ya İstanbul’dan bir oyun geldiği zaman sahneye çıkan oyuncu arkadaşların dizi titrerdi, çünkü çok usta isimler vardı. Ankara kültür sanat konusunda bir liderdi ama zamanla tozlandı. Tiyatroda metnin bilmecesini çözmek çok hoşuma gitti; sosyolojik vakayı irdeleyip sahne üzerindeki eserin yorumunu yapabilmeyi sevdim. Buna ‘dramaturji diyorlar.”
2) ÇATIŞMALI GÜNLERDE SANAT
Mezuniyetten sonra 1994 yılında Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda görevlendiriliyor: “Zor dönemdi çünkü Hizbullah yeniden antiterör örgütü olarak gündeme gelmişti. Çatışmasız bir gün geçmezken biz sanatla beraberdik. Moliere’in Tartuffe adaptasyonu olan, sahte bir din adamının hikâyesini sahnelediğimiz için tiyatromuza bile bomba koymuşlardı. Askerliği Hakkari-Yüksekova-Çukurca üçgeninde jandarma komando olarak yaptım. Sonra Ankara hayatımız başladı. Hep tiyatroyla haşır neşir oldum.”
3) ANKARALI ÜŞENMEZ SERT VE NETTİR
Erdal Beşikçioğlu bir ‘Ankara sanatçısı’ olarak yaşıyor ve tanınıyor. Bize Ankaralılığı şöyle tarif ediyor: “Bir İstanbullu Ankara’ya geldiği zaman çok sıkılır ama bir Ankaralı Ankara’ya geldiği zaman bu onun için dostluk ve bol kahkahalı buluşmalar demektir. Büyükşehirlerde insanlar birbirlerine gitmeye üşenir oldular. Ankaralı üşenmez. Ankaralı iklimi gibidir; sert ve net! Kurallarına ayak uydurursanız da şehirden büyük keyif alırsınız. Asla yalnız olmazsınız.”
4) BEHZAT Ç.’NİN BAŞARISI
Ankaralılığın popülerleşmesinde başrolünde oynadığı kült dizi ‘Behzat Ç.’nin de etkisi oldu. Beşikçioğlu, “Bu biraz Aziz Nesin hikâyesi gibi değil mi; başkentimiz ancak böyle ilgi gördü” diyor gülerek: “İstanbul tarihi ve kültürüyle kadim bir şehir. İlgiyi anlıyorum ama insanların insanca yaşayabilmeleri için imkânların doğduğu yer ve siyasetin beşiği Ankara’dır.”
Sene 2024/CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Etimesgut Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu ile seçim mitinginde
5) SİYASETE NEDEN GİRDİM
Doğruya doğru; 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Beşikçioğlu’nun adı CHP’nin Etimesgut Belediye Başkanı adayı olarak açıklanınca herkes şaşırdı. Bu iş nasıl oldu? Yanıtı: “Dedem Adalet Partisi dönemi siyasetle ilgiliydi. Bir seçim gecesi kalp krizinden vefat etti. Bir sanatçının ülke siyasetinden uzak olması düşünülemez ama siyasetçilerle ilgim yoktu. Ta ki bir gün Özgür (Özel) Bey’den bir telefon alana kadar. Bana, ‘Etimesgut için sizi düşünüyoruz’ dedi. Eşim Elvin ‘80 milyonun sanatçısısın sen Erdal, sanatını yap’ diye itiraz etti. Ona ‘Değiştirebileceğim bir şey varsa ve bunu yapmazsam içim rahat olmaz’ dedim. Onu ikna ettikten sonra büyük bir motivasyonla işe başladım.”
Sene 1980'ler
6) ETİMESGUT’UN BUĞDAY DEPOLARI
Peki Etimesgut ilçesiyle herhangi bir bağı var mıydı? Erdal Bey: “Köyken bildiğimiz bir yerdi çünkü hem anne hem baba tarafım buğdaycı. Ekmek fırınları vardı. Buğdayı Etimesgut’tan çekerlerdi. O dönemleri hatırlıyorum; depolarda kantarlarda buğdaylar içerisine atarlardı bizi. Etimesgut’un böyle bizim karnımızı doyuran bir yapısı vardı. Orası bizi besleyip büyüttüyse şimdi oraya karşı bizim de borcumuzu ödememiz gerekir inancı oldu.” Beşikçioğlu, başkentin köklü firmalarından Ankara Un Sanayi’nin kurucusu, 37 yıl Gençlerbirliği’nin başkanlığını yürüten İlhan Cavcav’ın yeğeni...
Sene 2006/Köprü dizisinden
TROLLER POLEMİKLER SİYASET...
Siyaseti sevdi mi? Troller, polemikler, cadı kazanı CHP… Diyor ki: “Bunlarla hiç ilgilenmiyorum. Benim tek amacım başarılı olmak. Beni sevenler olacak, sevmeyenler de olacak. Zaten bir şeyi herkes severse orada bir hata vardır. İmkânlar doğrultusunda insanlara dokunabilmek çok güzel. Kolay iş değil tabii hiç tanımadığınız yapının içerisinde hiç tanımadığınız bir ortamda bir meslek dalıyla ilgileniyorsunuz. Bana çoğu arkadaş ‘Başkanım’ diye hitap edemiyor; gençler ‘Amirim’, meslekten olanlar ‘Hocam’ diyor ama ‘Başkanım’ denmesi de hoşuma gidiyor.”
Sene 1995/Erdal Beşikçioğlu-Elvin Beşikçioğlu düğünü
BEDENİN YEMEĞE RUHUN SANATA İHTİYACI VAR
Ben Erdal Başkan’ı Ankara’ya uygun kravat ve takım elbiseli bir belediye başkanı olarak beklerken spor kıyafetleriyle geliyor ve “Ankara il sınırları dışında ve hafta sonları kravat ve takıma karşıyım” diyor. Onunla, bugün başlayıp 26 Ekim’e kadar devam edecek ‘Uluslararası Kent Tiyatro Festivali-Etimesgut’un (KentFest) tanıtımı vesilesiyle İstanbul’da bir araya geldik. Beşikçioğlu, “Nasıl bedenin yemeğe ihtiyacı varsa, ruhun da zarafet için sanata ihtiyacı vardır” diyor: “İlçe artık eğlenmek veya kültür sanat etkinliklerini seyretmek için merkez Çankaya’ya gitmek zorunda kalmayacak. Bundan sonra Çankaya bize gelmeye başlayacak!” Kent Tiyatrosu’nun açılış oyununa da ev sahipliği yapacak olan festivalde sekiz ülkeden 15 gösteri CKM Kent Tiyatrosu Sahnesi’nde seyirciyle buluşuyor.
ETİMESGUT’UN ‘DRAMATURJİ’SİNİ ÇIKARDIM
Hiç siyasi tecrübesi olmadan seçimi nasıl kazandı? Yanıtı: “Hiç kimseyi tanımıyorum, hiçbir siyasi altyapım yok. Bir tane silah arkadaşım var, kendisi gerçekten asker arkadaşımdı: Mutlu Kerimoğlu. Mahalleleri gezdik. Dönüşüm zaten başlamıştı. Tabii büyük bir cesaret Etimesgut gibi güçlü bir yerin daha önce siyasetle ilgisi olmayan bir insana görev olarak verilmesi… Hem heyecan hem endişe vericiydi, üstesinden geldik evelallah! Salonumda altı tane harita vardı. İlçeyle ilgili dramaturji çıkarmıştım. İnsanları samimiyete inandırmanız gerekiyordu ki bir sanatçı vatandaşının derdiyle dertlenir. Çok çalıştık. Sonunda güzel bir oy alındı; yüzde 56.”
Sene 2000'ler/‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ oyunundan
TOPLUM SİYASETÇİNİN ÇOK ÖNÜNDE
Halkın siyasetteki sanatçılarla ilgili algısı nasıl? Beşikçioğlu: “Toplum siyasetin ve siyasetçinin çok önünde. Siyasetçi, sanatçının ne manaya geldiğinin bile farkında değil. ‘Sanatçıdan başkan olmaz’ diyenler bir kere bile tiyatro gitmemişler. Sanatçıyı sadece oyunu oynayan olarak değerlendirmemek lazım. O oyun neden repertuara geldi? Sanatçı dediğiniz; yurttaşlarla hareket eder, sosyolojik vakaları inceler. Popüler kültür her daim çok çabuk tüketilen bir şeydir ama sanat dediğimiz kavram gelecek kuşaklara da kalan bir eylemdir. Akademik olan sanatçının görevi budur.”
Paylaş