Zeynep Attikkan: Medyada özeleştiri

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

Motorsuz otomobil satılamayacağı gibi doğru haber vermeyen gazeteyi de okura ulaştırmak mümkün değil. Dünya'daki gazete patroları biraraya gelip ‘doğru dürüst’ gazeteciliğin yeniden keşfini tartıştılar Zürih'te.

Toplantının ana fikrini Le Monde Gazetesi ‘gazetecilikte kaliteye yatırım’ diye özetlemiş. Gazetecilikte, kaliteye yeniden yatırım ihtiyacı duyuluyorsa demek ki bu kavramdan epeydir uzaklaşılmış.

Özeleştiri, özgüven işaretidir.

İnsanoğlu eğer ‘iğneyi’ değil ‘çuvaldızı’ kendisine batırabiliyorsa hamle yapmak çok kolaylaşıyor. Çünkü gelişme ancak özeleştiri yapabilenin kumandasındadır.

Gazeteciliğin bizzat gazeteciler tarafından eleştirisinin 1999 versiyonu kanımca önemli ipuçları sunuyor.

Doğru haber, kaliteli yazı ve etik. Ancak bu üçgen içinde ele alınan gazetecilik modern toplumun bilgi edinme talebini karşılayabiliyor. Bu farkı ortaya koyan gazete de tirajını artırıyor, piyasa kanallarını kendi leyhine çevirebiliyor.

Yeni yayın stratejisiyle geleceğe pek bir güvenle bakan New York Times'ın son yıllarda bir başarı sembolü olarak görülmesi rastlantı mı? New York Times'ın yöneticileri şöyle diyorlar:

‘İçeriğin mükemmelliği ve de gazetecilerin bağımsızlığı gazetenin verimliliğin temel unsurlarıdır. New York Times son yıllarda hem verimliliğini, hem de gazetecilik kalitesini ve gazete kültürünü geliştirmeye özen gösterdi’.

Gazeteyi yönetenlerin verimliliği, bağımsızlık ve içerik mükemmelliğine endekslemeleri bir fantezi olmasa gerek.

Bu noktada Avrupa basınından Belçikalı iş adamı Der Persgroep'un da söyledikleri farklı değil. ‘Son yıllarda bütün paramızı yazıişleri odasına akıttık’ diyor. Bunun amacı, yayında kaliteyi zorlamak ve rekabeti doğru haber ve kaliteli yazıyla canlı tutmak.

Görülüyor ki televizyonun tehdidi karşısında asli görevini ve amacını unutan yazılı basın, ‘mükemmeli hedefleyerek’ kendini dinçleştirme yolunu seçiyor. Çünkü toplantıda belirtildiği gibi ne fiyat politikası ne de promosyon ‘yayın kalitesinden’ daha etkili olabiliyor.

İçeriğin mükemmelliği ve daha çok bağımsızlık arayışı, ‘Abi’cim gazeteciliğinin ipini çekiyor.

‘Abi’cim gazeteciliği yani haber kaynağı ile yalama olmuş yavşak ilişkiler. Korunamayan mesafeler, haberi iğdiş eden al takke ver külah yakınlıkları ve de gazetecinin bağımsızlığını yutan ayrıcalıklar.

Gazetecinin kendi özgürlüğüne getirdiği korkunç kısıtlamalar bunlar. Yasaların bilmem kaçıncı maddesinin koyduğu sansürden bin beter olanlar. Öyle bir tahrip güçleri var ki!

Dünya'daki gelişmelerin dışında kalınamaz. Kim neyi, nerede eleştiriyorsa bunların benzerini kendimize yöneltmek durumundayız.

‘Gazetelerin verimliliğini ve karını artırmak için bağımsızlık gerekiyor’ deniyorsa bunun mesajı çok açık. ‘Siyasi liderlerin kurmaylığına soyunanlara’ duyurulur!



Yazarın Tüm Yazıları