Paylaş
ADI Batman Raporu. Batman'daki intiharların raporu.
Çağının iki yüzyıl gerisinde yaşamak zorunda bırakılmış Doğu ve Güneydoğu insanının internetle, televizyonla, bugünle buluşması, ‘‘zamanların çarpışması'' yani. Ölümle ve intiharla ödenen ağır bedeller. Hiçbir sağlıklı toplum Batman'da çoğu kadın olan yirmi sekiz kişinin intiharını sıradanlaştıramaz.
Geçiştiremez.
‘‘Terör bölgesi’’nin haber dilinin ‘‘şehit olan askerleri’’ ile ‘‘ölü olarak ele geçen teröristler’’i vardı. Şimdi ise intihar eden genç kızları. Hiçbir zaman sahibi olmadıkları yaşamlarından istifa eden genç insanlar.
* * *
Dünkü Milliyet'te Başbakanlık tarafından hazırlanan Batman raporunun şu çarpıcı sonuçlarına yer verilmişti.
‘‘Yoksulluk ve baskıdan kurtulmak isteyen Batmanlı kızlar, kamu görevlileriyle ‘evlilik' için ilişkiye giriyorlar. Evlilik gerçekleşmezse namuslarını kurtarmak için ölümü seçiyorlar.
Genç kızlar, TV'de gördükleri yaşamla kendi hayatlarını kıyaslayıp bulundukları ortamdan kurtulmak istiyorlar.
Bölgedeki teknolojik değişimi, sosyal yapı yakalayamıyor. İşsizlik artıyor, gelir dağılımındaki dengesizlik giderek derinleşiyor. Etnik köken ve mezhep farklılıkları sosyal hayatta ciddi bir gerilim yaratıyor.’’
Raporun söylemek istedikleri, dört ay önce pencereden atlayıp hayatına son veren genç bir kızın mektubuna şöyle yansıyor:
‘‘Şu anda sabahın 07.00'si ve uyku tutmuyor.
Neden mi? Dün akşam cani anne, babam ve H.Tahip beni sebepsiz yere dövdüler. Üç insan bana saldırıyordu. Tek neden benim dar etek giymemdi. Öyle kızgınım ki, artık öldürmek istiyorum!’’
‘‘Zamanların çarpışması’’, yıllarca baskı altında tutulan Sovyetler'i de böyle yakalamıştı. Topluma yıllarca yalan söylenmişti. Yalan perdesinin yırtıldığı gün Sovyet halkı ‘‘yeni zamanla’’ buluştu. Ve zamanlar çarpışmaya başladı. Bu çatışma arasında kalan halk, tüketim toplumu olmaya çalışırken şaşkına döndü. Rus toplumu bugün hálá bu travmayla boğuşuyor!
Eğitimi ıskalayan, bölgesel farklılıklar gündeme geldikçe bunları bir ‘‘solculuk fantezisi’’ olarak gören Türkiye'de ise bugün iki farklı ‘‘zaman’’ karşı karşıya! İki farklı zamanın kuralları, töreleri, giysileri, yemekleri ve umutları birbiriyle çatışıyor.
Hangi nedene dayanırsa dayansın ‘‘zamanların çarpışması’’, ‘‘kültürlerin çarpışmasını’’ doğuruyor bir bakıma. Çünkü toplumlar ancak bir ‘‘süreç’’ içinde gelişiyor. Gelişmeyi de bir tek eğitim hızlandırıyor!
Yani Türkiye daha dengeli büyüseydi, yaşadığı ‘‘zaman çatışması’’ bu kadar şiddetli olur muydu? Doğru soru bu.
Eğitimi ıskalamış bir toplum, sadece internet kafeyle çağı yakalamaya kalkarsa bu hüsrana dönüşebiliyor. Televolesel ekran arsızlığı, ‘‘öteki Türkiye’’de ‘‘tüketim intiharlarının’’ yolunu açıyor.
Mini etek, dar etek, ekrandaki şuh kahkahalı bebek... Batmanlı kızlar bu yaşama yaklaşma için ‘‘bir başka Türkiye'nin kravatlı adamıyla’’ evlenmekte buluyor kurtuluşu. Yaşadıkları çağı terk etme hayaliyle.
Baskı ve yoksulluktan kurtulmak için.
‘‘Zamanlar çarpışınca’’ ‘‘devlet babanın kravatlı kamu görevlisi’’ sadece pis zamparalığa yarıyor. ‘‘Çarpışan zamanların’’ fırsatçısı oluyor. Mini etekli genç kızın aklını çeliyor. Onu mahallenin gözünde ‘‘fahişeleştiriyor’’. Bütün varlığını ve otoritesini törelerin kendisine sağladığı erkeklik statüsüne borçlu olan baba, ‘‘kızına hákim’’ olamayınca vahşileşiyor. Annenin ya da büyük bir olasılıkla ‘‘kumanın’’ işbirliğiyle kızının üstüne yürüyor. Dövüyor.
Ya öldürüyor. Ya da intihara sürüklüyor.
* * *
Buradaki ‘‘kamu görevlisi’’, Batılıların tarihindeki ‘‘beyaz adam’’ gibi birey işte! Eğitimsiz bir toplumda televolenin gücüne bakın siz.
Oysa hem televizyon, hem internet, ciddi bir eğitim politikası olan bir ülkede ‘‘gelişmeyi’’ hızlandırmaz mıydı?
Bir ülkede yirmi sekiz kişinin intiharı sıradanlaşamaz!
Paylaş