Zeynep Atikkan: Yunanistan'ın Euro golü

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

Galatasaray'ın başarılarından sonra herşey ‘gole’ tahvil ediliyor. Aslında hiç de şık bir benzetme değil. Ama kullanmak zorundayım bizim siyasi rüşvete dayalı istikrar düşkünlerinin, Meclis'e siyaset yapmak için değil maaşlarını artırmak için girenlerin anlayacağı dilden konuşmak için.

Onlar yeni kulisler için Bayram'da ‘time out’ alıp beş artı beş, şeş beş filan ile uğraşadursunlar Yunanistan geçtiğimiz hafta gözle kaş arasında tarih yazdı ve ‘Euroland’e kapak attı.

Gerçek ‘istikrarı’ kotardı.

Hükümet, yılda yüzde 5,5'lik büyüme hızıyla Yunanistan'ın on sene sonra AB ülkelerinin gelir düzeyini yakalayacağını açıkladı. Bunun anlamı ekonominin katlanması demek ki hiç de mantık dışı değil, eğer bugünkü kararlılık devam ederse.

2001 yılından itibaren Yunanistan'da Drahmi yerine Avrupa Para Birimi Euro kullanılacak. Bu, Yunan ekonomisinin Dünya'nın güçlü ekonomileri arasında yer almasıdır. Bunun tescilidir.

Uluslararası platformda büyük ekonomik güçlerle eşitlenmektir.

Ve de durum bu kadar nettir.

Oysa daha düne kadar Yunanistan'ın ekonomik göstergeleri Euroland'ın kapısını çalmaya hiç elverişli değildi.

Pekçek AB yöneticisinin gözünde Yunanistan, modern bir ekonominin koşullarını yerine getirmekten uzaktı. Yakın zamana kadar Yunanistan AB için düpedüz ‘baş belásıydı, ayak bağıydı’.

Aradan çok fazla zaman geçmedi.

Hedefe doğru kararlılıkla atılan adımlar kısa sürede sonuçlarını vermeye başladı.

Bugünün hızlanmış zamanlarında hep öyle olmuyor mu? Doğru hedefler için atılan doğru adımlar katmerli sonuçlar doğuruyor.

Simitis yönetiminin son aylardaki icraatı bu ülkenin geçmişteki çarpık sicilini düzeltmesinde büyük etken oldu. Yunanistanlı yöneticiler, siyasette ‘dünya dilini’ konuşmaya başladılar. Bu yeni söylem üstlerindeki ‘hırçın çocuk’ damgasından kurtulma yolunu açtı bir bakıma.

Dikkat edilirse dışişleri eski Bakanı Pangalos gibi ağızı bozuk, problemli ve saldırgan bir siyasetçi ‘siyaseten’ tasfiye oldu. Pangalos'un arkasından da ağıt filan yakılmadı.

Türkiye ile Yunanistan arasında yaz ayları içinde gelişen ‘7,4’lük deprem diplomasini ben bizzat izlemedim. Yani gazeteci olarak deprem yakınlaşması turlarına katılma olanağım olmadı.

Ama uzaktan yaptığım gözlemler, Yunan hükümetinin ‘barışçı ataklarla’ bugünün dünyasında çok daha başarılı olunacağını kavradığını gösteriyor. Ve de bu politikayla Yunanistan'ın AB nezdinde itibarını artırdığı anlaşılıyor.

Gene görülüyor ki Öcalan krizi sırasında süfli bir konuma itilen Yunanistan kısa sürede bu imajdan kurtulup Euro gibi kendi geleceği açısından hayati dosyalara yöneltiyor enerjisini.

Barışçı atakların bugünün dünyasında getirisi çok yüksek. Bu noktadan sonra önemli olan kalıcılığı sağlamak. Kamuoylarını bir takım tereddütlerden kurtarmak.

Euroland'in ‘barış land’ yani ‘barış alanı’ olması için barış ataklarının hem sayısı hem niteliği artmak zorunda.

Bu nedenle Yunanistan ve Türkiye'nin AB içinde yer alması bu kadar önemli!

Yazarın Tüm Yazıları