Su üstünde yürümek

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

New York

Amerikalılar'ın yüzde 70'i Irak bombalasın diyor. Kamuoyu yoklamalarından çıkan sonuç bu. Bu arada ‘Irak neden vurulsun’ sorusuna verilen açık bir yanıt yok ortada.

Clinton yönetimi ikinci Körfez Savaşı'nın gerekçelerini anlatamıyor. Anlatma ihtiyacını da duymuyor. Ve buna rağmen halktan destek görüyor.

Amerikan yönetimi, dünya liderliğini ‘bildiğimi okurum, herkes bana uyar’ biçiminde tanımladığından beri, hümümet ve kamuoyu ilişkileri de yeni bir biçim kazanmakta. ‘O kadar güçlüyüm ki istediğim zaman çizmemi giyerim’ diyen yönetime en büyük destek, ‘o kadar güçlüyüz ki doğruyu biz biliriz’ şeklinde düşünen halktan geliyor.

‘Irak bombalansın’ diyen yüzde 70'in reaksiyonunu, bir süper gücün refleksleri olarak yorumlamak gerekli.

Mutlak süper güç olma psikolojisi öyle boyutlarda ki Suudi Arabistan'ın Amerika'ya tam destek vermemesinin nedenlerini bir türlü anlayamıyor Amerikalılar. Amerika'dan bakınca Irak geriliminin şu günlerdeki en önemli şoku, Suudiler'in Amerika'nın yanında olmayışı. Yani küçük çaplı bir kafa tutuşa bile tahammül yok. Suudiler'in tutumu, ‘müttefikin ihanetiolarak değerlendiriliyor.

Nadanlık öyle bir noktaya varmış ki, Amerikan'ın sözünden çıkılabilineceğini düşünemiyor bugünkü yönetim.

İngilizce deyimiyle Amerikalılar, ‘su üstünde batmadan yürüyebileceklerine’ inanıyorlar.

Bunun tabii ki pekçok nedeni var.

Öncelikle Amerikan ekonomisinin son derece sağlıklı işaretler vermesi bu özgüveni artırıyor. Amerika, 80'lerin yapısal reformlarının meyvalarını topluyor ve en uzun büyüme sürecinden geçiyor. Clinton yönetimi de sürekli, 21. yüzyıla yönelik mesajlar vererek bunu ustaca kullanıyor. Clinton'un seks skandalının çok fazla önemsenmemesi de büyük çapta ekonominin zindeliğine bağlı.

Bu arada Sovyetler'in çöküşünün yarattığı sarhoşluk hala sürüyor. Bütün entellektüel forumlarda en az bir kez tekrarlanıyor Sovyet yenilgisi.

Diğer önemli bir noktada da Asya krizinin buradaki algılanış biçimi. Uzakdoğu'da geçen yıl patlayan finansal kriz, Amerika'nın 21. yüzyıldaki alternatifsizliği olarak değerlendiriliyor. Düne kadar birer başarı sembolü olarak sunulan Asya kaplanlarına da epey tepeden bakabiliyor Amerikan yönetimi. Dünün güçlü kaplanlarının bugün köşelerinde miyavlamaları, Amerikan egosunu gizli gizli tatmin ediyor.

Amerikalılar, Asya krizini de kendi istedikleri doğrultuda yönetebileceklerine inanıyorlar. Saddam bunalımı, Asya krizi vs. bir paket program olarak ele alınıyor.

Bu aşırı özgüven, 1. Körfez Savaşı'nın askeri başarısıyla beslenince ortada sadece korkunç bir ‘küstahlık’ kalıyor.

Herkese ders verme, kimseyi dinlememe, başka ülkelerin endişelerini ve de deneyimlerini hiçe sayma...Günü kurtarsa da uzun vadede çok tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir tutum bu.

Tarihi hatalar, hep küstah ve nadan yönetimlerin sarhoşluğuna denk gelir.

Ama bugün gelinen noktada galiba yapılacak birşey de yok. Amerikan ekonomisi resesyona girene kadar Irak da bombalanır, bilmem neresi de.

Hem de büyük bir kamuoyu desteğiyle.













Yazarın Tüm Yazıları