Zeynep Atikkan: Okkan'ın arkada bıraktığı Türkiye


Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

DEMEK ki tam o sıralarda örgüt hazırlıklarını yapıyormuş.

Yani şehvetle ‘‘düğmeye kim bastı’’ tartışmaları hızlanmışken. Düğme krizinde alınan pozisyona göre ‘‘demokratlık’’ payeleri kazanılırken. Avrupa Birliği bir ‘‘bölen mi’’ yoksa değil mi kamplaşmasında taraflar belirginleşirken. Emekli paşalar ‘‘postmodern darbe’’ yaptıkları için böbürlenirken.

Hükümet, halkın destek ve güvenini kazanmış Cumhurbaşkanı'na çelme takma hesapları içindeyken.

Cottarelli'nin ziyaretleriyle borsa rahatlarken. Böylece ekonomide, ‘‘Faiz indi-çıktı’’ yazılarına yeniden malzeme sağlanırken.

Ve de hükümet, Özkanvari ‘‘meditasyon’’ ve de MHP tarzı konsantrasyonla Beyaz Enerji Operasyonu'nda ortağını kurtarmaya çalışırken. Meclis, Meclis olduğunu unutmuşken...

* * *

İşte bütün bu seviyeli üst düzey olaylar ülke gündemini tutsak ettiği sıralarda, Gaffar Okkan'a ölüm pususu kuruluyormuş bir yerlerde.

Suikastın hemen ardından yapılan açıklamalarda, silahların Hizbullah'a ait olduğu söyleniyor. On altı kişinin, on iki ayrı silahla tıpış tıpış Diyarbakır'da Emniyet Müdürü'nün otomobiline bu kadar yaklaşıp cinayet işleyebilmeleri nasıl bir ‘‘postmodernite’’ ise. Sonra birtakım suikast timlerinden söz ediliyor! Hemen isimler ortaya atılıyor. Momentum, geçen seneki Hizbullah operasyonunun yıldönümüne denk geldiği için de ‘‘elverişli!’’ Ama Türkiye'deki yönetimin işi var, gücü var. Mesela ‘‘düğme kriziyle’’ ya da demokrasi kalkanı arkasına gizlenip yolsuzluk kapatmakla meşgul! Hükümet, enerjisini Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini kısıtlamak ve görev süresini kısaltmak için harcıyor. Bayatlamış, Soğuk Savaş kalıntısı demode oyunlar kuruyor kısaca. Çelme filan takıyor.

Türkiye, bu demode anlayışın, topluma dayattığı demode gündemle debelenirken işte on altı kişi, on iki tane bilmem ne tipi silahla gelip Okkan'ı ve korumalarını öldürüyor.

Hakkında yazılanlardan yakalıyorsunuz Okkan'ın neden hedef seçildiğini. Kendilerince ‘‘terörist’’liğin hakkını vermek için ‘‘çok sevileni’’, ‘‘çok sayılanı’’ yok etmeye kalkmışlar.

Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün katli ve de cenaze törenindeki Türkiye tablosu, onlarca kamuoyu yoklamasından, bilmişlerin demecinden, konjonktüre göre belirtilmiş oynak fikirden, görüşten, popülizm televoleciliğinden vs. daha anlamlıydı. Gaffar Okkan'ın hakkında yazılanlar, ‘‘çağının kamu görevlisinin’’ profilini çiziyor. Boşaltılmış köylerden kente gelen işsiz gençlere sahip çıkan Okkan, güler yüzlü ve güven verici emniyet müdürü. Bölge halkıyla rahat diyalog kurmak için Kürtçe öğrenen devlet görevlisi. Karı-koca kavgalarında hakem olan ‘‘sosyal hizmet uzmanı’’. Futbolun sade kavga değil, barış da üretebileceğini kavramış ‘‘yönetici’’. Ve de işinde başarılı polis.

Bu tanımlar bugünün ‘‘üretken, şefkátli ve kararlı yönetim’’ anlayışının olmazsa olmaz koşulları. Yeni çözüm bekleyen sancılı bölgelerde ya da en sorunsuz alanlarda, başarılı olmanın yolu ‘‘çağın değer ve gerçekleriyle’’ buluşmaktan geçiyor. Bunu başarmak bir boyutuyla basit. Yeter ki ortada gizli gündem olmasın, bir zamanlar bir yerlerde, birtakım karanlık hesaplarla pisliklere bulaşılmasın, ilkelerden sapılmasın. O zaman basit, hem de çok basit.

* * *

Oysa terörle mücadelede Hizbullah'ı kullanıp sonra örgütü canavarlaştıranların... Susurluk faillerinin... Küçük siyasi manevralarla Susurluk'u örtbas edenlerin... Güneydoğu'ya güler yüz yerine baskıyı taşıyanların... Hukuk ve kural tanımazların... Şeffaflıktan fellik fellik kaçanların... Derinleşen gelir dağılımı bozukluğunu ‘‘kalkınmanın parçası’’ diye sunanların... Ve de daha düne kadar orada burada bol keseden atıp tutanların... Ağır topların, birtakım siyaset kurmaylarının, Amerika'daki finans tribünlerine şirin görünme turlarında zırvalayanların ve de bütün bu tiplerin, tiplemelerin bu ‘‘basit’’in üstesinden gelmeleri mümkün değil.

Başka bir çağ var ortada. Başka gerçekler ve talepler. Çağın gereklerini yerine getirmek için de a la kart mönü sunulmuyor insanlara.

Gaffar Okkan ‘‘çağını kavramış bir devlet görevlisi’’ olduğu için ‘‘halk töreniyle’’ toprağa verildi. Toplum, anlayanlara ‘‘ders verdi!’’

Yazarın Tüm Yazıları