Zeynep Atikkan: Nesli tükenen organizma

Zeynep ATİKKAN

Toplumsal evrim içinde nesli tükenen organizma bunlar. Ve Türkiye'nin geleceğini kesinlikle temsil etmiyorlar.

Ülkede yaşanan tasfiye süreci, bütün engellemelere ve taşra oyunlarına rağmen işliyor. Çünkü ülkenin toplumsal refleksleri artık daha çok Dünya'ya entegre. Bu nedenle küskünler kod adlı çıkar cephesinin ve de bu tür cepheleşmelerden medet umanların arşive kalkma sürecini yaşıyoruz.

Bu satırlar yazılırken Meclis'teki oylama henüz yapılmamıştı.

Oylamanın, yazının mantığını değiştirmeyeceğini düşünüyorum çünkü toplumun küskün ve oportünist tasfiyesini çoktan başlattığı da bir politik gerçek.

Tasfiye sürecinin dinamikleri bütün partileri ve de siyasi dengeleri etkileyecek nitelikte.

Fazilet Parti'li Ali Coşkun dün yaptığı açıklamada ‘Erbakan’ın müdahalesini doğru karşılamıyorum. Recai Bey de gelişmelerden rahatsız' demiş.

Görülüyor ki Fazilet Partisi'nin yönetimi rahatsız.

Tabanının bir kesimi de Parti'nin ‘faziletinin’ tartışılıyor olmasından hiç hoşnut değil.

Bütün duyumlar bunu doğruluyor; Fazilet Partisi'nin il ve ilçe binalarındaki coşkusuzluk bu gerçeği ortaya koyuyor.

Fazilet Partisi, Erbakansal reflekslerle siyaset yapmaya devam mı edecek? Yoksa Dünya'yla entegre olmuş ve de daha çok entegre olmaya aday bir ülkenin taleplerine göre mi siyasi üslup geliştirecek?

Merkez sağdaki tablo ise daha açık.

Görülüyor ki bütün gücünü rant dağıtımından ve de bu dağıtım için kurulan ittifaklardan alan merkez sağın ağır topu, hafif topu, yukarıdan desteklisi, laik görünümlüsü, megalomanı ve de bilmem nesi, başlayan bu tasfiye sürecinde son çığlıkları atıyor.

Aralarında, ülkenin sorunlarını otuz günde çözecek olan, laiklik adına Refahyol'u bozup, demokrasi adına Fazilet'le ittifak kuran merkez sağın baş aktörleri var. Ama modernleşen toplum bu organizmayı reddediyor. Her ne kadar küskün, hırçın kotasından girip uzatmaları oynamayaya çalışsalar da.

Başka bir model de merkez sağın as ve has oyuncularından zirvedeki kişi. Politikaya taşıdığı has adamları küsünce kendisi de çaktırmadan darılan Cumhurbaşkanı. Merkez sağdaki küskün arkadaşları demokrat olduğu sırada ‘seçimler olmazsa dünyanın sonu gelmez’ diyebilen deneyimli bir siyaset adamı. Doğrusu, bu organizma da artık toplumun dokusuna uyum sağlayamıyor.

Görülüyor ki bu tasfiye süreci bir zihniyeti, siyaset adamlarıyla, rant dağıtım şebekeleriyle, çıkar ilişkileriyle bütün bir yapıyı artık öğütmeye başlıyor.

DTP'nin lideri Cindoruk gibi ‘hiçbir iş yapmadan siyasette kalayım, ama mutlaka bir yerlerde boy göstereyim’ diyen figürleri de dişlilerinin arasına alarak.

Fazilet Partisi'nin ve küskünlerin çok büyük yararı oldu.

Seçmenin nasıl oy kullanacağını işaret ettiler. Çok önemli sinyaller gönderdiler.

Hani derler ya her işte bir hayır vardır.

Biz de kime hayır diyeceğimizi biliyoruz.