Paylaş
AMERİKA'da başkanlık seçimlerinin Demokrat adayı Al Gore, arkasına ‘‘kadın desteğini’’ alınca epey rahatlamış. Gelişmiş demokrasiler ‘‘kadın desteğinin’’ nabız atışlarını yakından takip etmek zorundalar artık.
Deniyor ki Al Gore'un söylemi, ‘‘mutfak masasında’’ tartışılan sorunlara daha yakın. Daha umut verici. Mutfak masasında konuşulan sorunların ağırlığını eğitim, sağlık ve iş imkánları gibi konular belirliyor. Bunlar aslında babadan kalma tipik birer orta sınıf sorunları. Ama babalar yeterince sahiplenemeyince ‘‘kadının’’ denetimine ihtiyaç duyuluyor sanki.
Aslında hangi kültürde olursa olsun, kadını mutfakla özdeşleştirmenin pek yeni bir tarafı yok. Örneğin Türkiye'de, enflasyonla kadının ilişkisi mutfağı çağrıştırır. Türk siyaseti bu ilişkiyi ‘‘file’’yle kodlamıştır. ‘‘File’’ mutfak demektir. Ve de öncelikle kadının asli görevleri arasında birinci olan yemek işlerini işaret eder. Bu topluma yıllarca enflasyon kazığını atan liderliğin kadına verdiği tek mesaj, seçim öncelerine denk gelen file ve de fileye endeksli tıkınma popülizmi olmuştur.
* * *
Çalışan kadın gerçeği yemek odasını mutfağa taşıdı. Mutfak ‘‘yemek odalaşınca’’ mutfak masasının da statüsü değişti. Şimdi mutfak masasının başında ailenin ‘‘gelecek tasarımı’’ yapılıyor. Örneğin, Amerikalı kadınlar Al Gore'un yeni ekonomiye uyum sağlayacak şekilde kadınların yeniden eğitimden geçirilmesi projesine çok sıcak bakıyorlar.
Mutfak masasının seçimleri belirleyiciliği, aslında çalışan modern kadının yeni talepleriyle siyaseti şekillendirmesi bir bakıma. Amerikan silah lobisinin, Bush'un oğlu Bush'u desteklemesinin ilginç bir yönü yok da, mutfak masasının kime destek verdiği dikkate şayan doğrusu!
Bugün Türkiye'de bir seçim olsa, mutfak masasının tepkisi ne olur?
Sağa çark edip kendisini merkez sağ diye tanımlayan ve de ‘‘buharlaşmakta’’ olan yapının haline bakın.
Buharlaşmasına rağmen bir tanesi var ki, iş dünyasının ve ne hikmetse medyanın desteğini hiç kaybetmiyor. Adı talan ve dolan partisine çıktığı halde hálá vazgeçilmezlik kotasından bir demodelik hurdası olarak siyasetin göbeğinde. Solcu başbakanın özel davetiye çıkartarak hükümete aldığı liderin mutfak masası mı umurunda? Yoksa bir başka merkez sağ hurdacısıyla aklanma dengelerini sağlamlaştırmak mı?
Kadın liderliğindeki merkez sağın diğer partisi ise tam bir ilkesizlik örneği. Sırf siyasete girmiş olmak için bu partide toplanmış bir grup insan. Mutfaktaki masanın gündemi, kadın liderin arkasından sövüp yüzüne her türlü yılışıklığı yapan bu siyasetçi zihniyetinin gündemiyle bir ortak paydada birleşebilir mi?
* * *
Gölcük'te geçtiğimiz 17 Ağustos gecesi rastladığım aşırı sağdan merkez sağa yaranmaya çalışan partinin siyasetçilerine gelince, bugünün dünyasında bir milletvekili profili düşünün ki, deprem bölgesinde halkın arasına girebilmek için korumalara ihtiyaç duyuyor.
Facianın yıldönümünde ‘‘Türkiye sizinle gurur duyuyor’’ sloganları halkın hıçkırıklarını bastırabiliyor. Duygusuzluğun kaba kuvvetle ittifakını deprem bölgesine taşıyabilen bir zihniyetin hangi kadın duyarlılığını algılaması beklenebilir ki?
Kendinin solda ve demokrasi yolunda olduğunu iddia eden partiye gelince, orada ise sadece liderin izin verdiği kadar sol, demokrasi, özgürlük, kadın meselesi vs. var!
Bakıyorum da, Türkiye'de ‘‘kadını’’ bir tek kadının elini sıkmayanların partisi tartışıyor. O da türbana indirgediği kadın meselesini yanlış eksende tartışıyor. Sonuçta bu da bir işe yaramıyor.
Mutfak masasının gündemi ortada!
Yarın seçim olsa sizce kadınlar kime destek verir?
Paylaş