Paylaş
Hiçbir şey ülkenin geleceğinden daha değerli olamaz...
Eğer buna inanıyorsak artık siyaseten birşeylerin değişimini talep etmek durumundayız. Değişimin yönü, rotası, pusulası belli, Türkiye'de sağdaki liderlik artık bitmiştir.
Meşruiyetini kaybetmiştir.
Dün Milliyet'te Melih Aşık yazdı biz de tekrarlıyoruz...Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller istifa etmelidirler.
Bu iki liderin beceriksizliklerinin üzerine bir bardak su içtik. Ya da içmeye zorlandık. Ama çete savaşlarının akıttığı pis sularda dolaylı ya da dolaysız debelenen bu iki merkez sağ liderin Türkiye'nin siyasi hayatında artık yeri olamaz.
Hangi demokratik ülkede çeteciyle ‘altı, yedi kez konuştum’ diyen bir bakan, Başbakan'ı tarafından kollanır?
Bir Başbakan'ın sağ kolu ‘altı yedi kez konuştum’ diyor...Sonra çıkıp komplodan söz ediyorlar. Sadece bu yeter, toplumdan daha neler saklandığını ne yalanların döndüğünü açıklamak için.
Dün köşesinde en doğru soruyu Yalçın Bayer bilmem kaçıncı kez gündeme getiriyordu: ‘Yurtdışına ihraç edilmiş gibi gösterilen sigaraların yurtiçine satıldığı ve üç trilyonluk bir vurgun yapıldığı doğru mudur? Bu organizasyonun arkasında Çakıcı var mıdır’ diye. Soru, daha çok soru günü bugün.
Tansu Çiller vakasını tartışmak bile istemiyorum.
Ama kendisine yapıştırdığı dürüst devlet adamı etiketiyle bu ülkenin gelmiş geçmiş bütün dürüst devlet adamlarına hakaret edercesine dolaşan Mesut Yılmaz'ın burnunun dibindeki çeteden nasıl haberi olmaz? Evet burnunun dibindeki çete, ne kadar burnuna yakın olduğunu zaten göstermedi mi?
Ciddi devlet adamı Mesut Yılmaz niçin Macaristan'daydı? Siz bu sorunun yanıtını biliyor musunuz?
Bir sır ve muamma ülkesi oluyoruz, çeşitli hesapların ve hesaplaşmaların o leş dengesinde.
Belli ki ilişkiler karmaşık. Belli ki merkez sağ denilen alanda siyaset çetelerden soruluyor. Ve de bir günün işbirliği bugünün şantajına dönüşüyor.
Merkez sağı kim öldürdü, başlıklı bir dizi yazı yazmıştım geçen yıl. Şimdi sormak gerekiyor, merkez sağın cenazesini kim kaldıracak?
Tavandaki fareler mi?
Silkinme, siyasi mücadeleyi başlatma günü bugün...Salonlarda yapılan pısırık eleştirilerle, gazetecilerden alınan ucuz danışmanlıklarla ve de bol ‘abi’li küstahlıklarla içinden çıkılacak bir arınma işi değil bu.
Siyasi olgunluğu sınama yeri partiiçi mücadeledir. Gruptur, kongrededir.
Sakin, ilkeli ve de soğukkanlı yürüyüştür. Türkiye'nin 21. yüzyıl hedeflerini bir bilim adamı titizliğinle anlatmaktır. Oya işlercesine özenli olmaktır. Kişilerin değil temaların savunucu olmaktır.
‘Abi’ler siyaseti biliyorlarmış, örgütçüymüşler vs...Hangi toplum böyle abi'lerle hamle yapabilmiş?
Yılmaz'ın en yakınındaki siyasetçinin düzeyine bakın! Mesut Yılmaz'ın siyaset yaparken rahat ettiği insanların profilini çıkartın! Hangi Türkiye dizaynı çıkar bu insanların fırçasından.
Kurallı ve şeffaf Türkiye elbirliği ile yaratılır...‘Siviller ülkeyi yönetemiyor’ ayıbından kurtulmanın yolu merkez sağı bugünkü şaibeden kurtarmaktan geçiyor.
Bunun için ilkeli, cesur ve mücedeleci olmak yetmez mi? Yani merkez sağdaki liderliği sorgulamak için.
Paylaş