Zeynep Atikkan: Merkez sağda çocuklar gibi şen olalım!

Zeynep ATİKKAN

MHP'nin merkez sağa kaydığı yolundaki yorumları sık sık duymaya başladık.

Bu merkez sağ nasıl bir yapıysa her parti tarihinde en az bir kez oraya kayıyor. Kayıyormuş gibi yapıyor. Ya da kaydığı varsayılıyor.

Sonra bir daha iflah olmuyor. Ama kaymadan da edemiyor.

Çünkü partilerin merkez sağa kaymasını seven çevreler var. Partileri merkez sağa kaydırma lobisi bu; partilerin programı, icraati, duruşu, temsil gücü vs. gibi konularla uğraşmıyorlar. Reaksiyon oylarıyla güçlenip seçilen partilere merkez sağda yer ayarlamaya çalışıyorlar.

Merkez sağa kayan parti mutlak bir siyasi meşruiyet kazanıyor.

ANAP'ın lideri Mesut Yılmaz, bütün başarısızlıklarına rağmen siyasetteki vazgeçilmezliğini merkez sağa müdavimliğine borçlu değil mi?

Hatırlanacaktır, bir zamanlar SHP rahatlatmıştı bu çevreleri. SHP, ANAP'a özenip belediyelerde avanta işlerinin tadını alınca merkez sağ formatına girmişti. Bunun o günkü yorumu ‘Duvar çöktü sol ehlileşti’ oldu. Ve de merkez sağın geniş mezhebinde kendilerini sosyal demokrat diye tanımlayanlara bir yer bulundu.

Sonra Refah Partisi'nin merkez sağa daldığı filan düşünüldü.

Orta sağın sembolleri lök gibi Mercedes, sarı Versace kravata indirgendiği için Mercedes'in tadına varan, marka giyen ve de merkez sağın kudret simsarlarıyla büyük otel iftarına katılan RP'lilere merkez sağda okkalı bir rezervasyon yaptırıldı. Amerikalı bazı siyaset bilimcilerin nezdinde çok büyük prim yapan bu yaklaşım bugün Fazilet Partisi'nin ‘Yenilikçileri’ için de geçerli. Onlar, Hoca ekolüne göre başka bir politik islam versiyonu ile ortaya çıkıyorlar. Ve daha ne olup bittiği tam anlaşılmadan merkez sağ Yenilikçileri ağırlamaya hazırlanıyor.

Tabii bir de DSP olayı var. Daha iktidara gelmeden merkez sağın güvenini kazanan ve hükümet olduktan sonra Mesut Yılmaz gibi bir orta sağ demirbaşına dönüşen.

Yani Oscar ödülleri gibi, IMF memuru Cottarelli'nin getirdiği reçeteyi en iyi uygulayan. Ortada hiçbir eğitim tartışması yokken Fetullah Hoca Okullarına en çok destek veren. Ortağı ANAP'ın hükümet olduğu sırada çevirdiği kamuoyuna mal olmuş bütün dolapları en ustaca hasır altı eden DSP...

Son zamanların çok tartışılan ‘MHP’nin merkez sağa kaydığı yolundaki yorumlara gelince; bu noktada ‘MHP mi yoksa lideri Bahçeli mi orta sağa kayıyor’ sorusu daha anlamlı.

Bilindiği gibi CHP'nin yaptırdığı bir anket MHP'nin iktidarda güçlenerek birinci parti olduğunu ortaya koydu. Bu gelişme MHP merkez sağa yerleşiyor diye yorumlandı. Tabii burada merkez sağ MHP'den ne kadar uzaktı ki diye bir soru gelebilir akla! ‘Bana milliyetçiler suç işliyor dedirtemezsiniz’ vecizesinin sahibini merkez sağ istikrarı adına, merkez sağ ittifakıyla yeniden cumhurbaşkanı seçmek için her türlü siyasi rüşvetin, pazarlığın döndüğü şu günlerde.

Başbakan yardımcısı Devlet Bahçeli'nin, konjonktüre göre eski SHP'den ANAP'a, ANAP'tan DYP'ye filan giden orta sağdaki okumuş orta sınıf seçmenin beğenisini kazandığı bir gerçek. Bu noktada parti değil Bahçeli figürü belirleyici. Tabandaki radikal çekirdeği kontrol edebildiği sürece Bahçeli orta sağ seçmene güven veriyor. Partinin içinde ne olup bittiği ise bilinmiyor.

MHP'nin merkez sağa kayması aslında, ‘Orta sağdaki lider alternatifi Yılmaz mı yoksa Bahçeli mi olsun’ sorusuna verilen yanıtla açıklanmalı. Yani bir nevi Bahçeli'nin Yılaz'a tercih edilmesi vakası!

Buradan hareketle oturup merkez sağ politikalar üzerine derin analizler yapmaya gerek yok.