Kadınlar, semboller ve siyaset

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

Dünkü gazetelerin sayfalarındaki kareler.

Türkiye'deki sosyal ve siyasi sorunlarda kadının nasıl simgeleştiğini ortaya koyuyor.

Film şeridi gibi;, kadın ağırlıklı görüntülerle modernleşme mesajları. Faili meçhuller ve hukuksuzluk görüntüleri gene kadın unsuruyla sayfaya yani Türkiye'nin gündemine yerleşiyor.

Devlet İslam ilişkilerinin geldiği son aşamayı gene bir kadının fotografı anlatıyor...

1 Haziran 1998, Milliyet Gazetesi birinci sayfasında Fatma Çelenkoğlu'nun başörtülü fotografı. ‘Komutan duyarlılığı’ başlıklı haberin içeriği şöyle:

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlhan Kılıç, Komutanlığın 87. kuruluş yıl dönümü nedeniyle düzenlenen Anıları Tazeleme gününe katılan bir kadının türbanını iki ucu çenenin altında düğümlenecek biçimde bağlatmış.

Org. Kılıç, bu girişimini de ‘Modern Türkiye’yi yaşatmaya çalışıyoruz. Başörtüsü ile hiçbir sorunumuz yok. Zaten genç bayan da bunu olumlu karşıladı' şeklinde açıklamış.

Pekçok sosyal ve politik sorunu kadınlar üzerinden çözmeye alışık olduğumuza göre, türbanın örf ve adetlerimize uygun biçimde çene altından bağlanan böşörtüsüne dönüşmesi de bir toplumsal uzlaşmayı yansıtıyor olmalı.

Eskilerin deyimiyle iştima*ı mukavele gibi birşey. 28 şubat sonrasının bir tür uzlaşma platformu ya da örf ve adetlerimize sahip çıkarak laik'liği fethetme girişimleri.

Bunu 28 şubat sonrası demokratik açılımları diye de yorumlayabilirsiniz!

* * *

1 Haziran 1998, Milliyet'in 15. sayfası, Refahyol'la birlikte maneviyatı keşfeden DYP lideri Çiller'in fotografı. Önündeki masada tespihler.

Başında karnına kadar inen bir örtü, ellerini kaldırmış Çoban Dede türbesinde dua ediyor. Sonra çevresindeki gazetecilere dönüp ‘DYP, Özal’ın devamı' filan diyor.

Seçimlerde Fazilet Partisi ile işbirliği için yapılan girişimlerin merkezdeki kadınsı açılımları bunlar. Kolejli kız, böşörtüsü, tespih, Özal mirası.

Kimliğini bir türlü tanımlayamayan merkez sağ için kadın kokan göndermeler. Derin sentez çalışmaları.

* * *

1 Haziran 1998, Hürriyet Gazetesi'nin 33. sayfası. Başbakan Berna Yılmaz'ın oğlu ile çekilmiş fotografı. Fotografın altındaki habere göre Bayan Yılmaz, Bursa'da huzurevi açmış, lösemili çocuklarla ilgilenmiş. Berna Yılmaz, Yıldırım İlçe Belediyesi tarafından yaptırılan ve kendi adının verildiği Çocuk Tiyatrosu'nun açılışını oğlu Hasan'a yaptırmış.

Başka bir kadın imajı. Türkiye'nin modernleşen yüzü. Liberal mi, muhafazakar mı ne olduğunu henüz anlayamadığım ANAP'ın liderinin eşi. Pantalon, ceket. Bu yılın modasına uygun kısa saç kesimi.

Bu sütunda bir kez daha yazmıştık, toprağı bol olsun hafif bir Lady Di iyilikperverliği. Hayır işleri, iyi kalplilik vs. derken, aktif kadın, first lady görütüleri. Kadın unsuruyla Batı'yı yakalama çabaları. Moderniteyi sahiplenme iddiaları vs...

Ve de en önemlisi kendine göre laiklik işaretleri.

* * *

1 Haziran 1998, Cumhuriyet Gazetesi'nin birinci sayfası. Büyük bir kare, kayıp annelerinin uluslararası işbirliğini gösteriyor.

Evet gene kadınlar, bu kez herşey çok derin, çok acılı ve de çok gerçek. Kayıplar Haftası için Türkiye'ye gelen Arjantinli kadınlar...Arjantin'deki Mayo Meydanı büyükanneleri, İstanbul'daki cumartesi annelerine destek veriyorlar. Fotografta, acının derinleştirdiği çizgiler. Ve de yerdeki kayıp çocukların resimleri.

Acının biraraya getirdiği bu kadın dayanışması, çetelerin hukuk düzenine göz diktiği şu günlerde ‘kayıpların bulunmasını, yargılanması’ haykırıyor.

Hukuksuzluğa karşı mücadelede kadın, eylemcilikte kadın...Bu kez dolu dolu ve hissedilerek, şekil değil özde var olarak.

Bu nedenle de cumartesi annelerinin eylemi küreselleşebiliyor.

1 Haziran kadınlar günü filan değildi...Ama benim gözüme bu kareler çarptı ve bunları böyle yorumladım.













Yazarın Tüm Yazıları