Paylaş
Liderinin dumanların içinden çıktığı bir partide fikir tartışmaları, özlemler ve gelecek projeleri dumanaltı olur.
CHP kurultayında gözlediğimiz gibi.
Duman bir mertebe almak ise dumanların arasından çıkanın kendisine ‘acaba ben yanlış düşünüyormuyum’u sorması beklenemez.
Dumanaltı olanların ise dumanların içinden çıkanı eleştirmesi mümkün değildir. Dumanın manevi baskısı altında.
‘Yeni CHP, CHP’de Devrim' ile günün moda sözcüğü ‘değişim’e iliştirildi CHP'nin son kurultayı.
Değişim, elbise değiştirmek mi? Yoksa içeriği yenilemek mi?
CHP'nin depar yapabilmesi için ‘içeriği’ yenilemesi gerekiyordu.
Depar olmadı çünkü CHP, 80'leri daha yeni keşfettiğini ortaya koydu kurultayda verdiği mesajlarla.
Kimilerinin ‘CHP liberalizmi bağrına bastı’ diye sevindiği ekonomik program aslında hiçbir değişimin habercisi olmadı. Sadece ekonomide dipnot sayılabilecek bazı kavramların sıralanmasıydı bunlar.
Sağır sultanın bile duyduğu 80'lerin iktisata giriş derslerinden ana hatlar. Dünya'nın artık pek tartışmadığı, aksine sosyal tartışmaların daha fazla ön plana çıktığı bir dönemde bir sosyal demokrat partinin 80'lerin ekonomik anlayışıyla devrim yapabileceğini sanmak çok ilginç geliyor.
80'lerin iktisadi anlayışını ‘altın üçgen’ markasıyla gümüş tepside sunmak vs...Ve de ‘Dünya’da yeni bir sol var, ben de olayım' demek.
Doğru, Dünya'da yeni bir sol var.
Ama o sol, biz kendimizi, ‘Dünya’da sol öldü' nakaratına kaptırdığımız sıralarda, büyük bir entellektüel tartışma, dünyayı yeniden yorumlama çabasıyla ortaya çıktı.
Entellektüel tartışma derken, bugün herkesin ağızında ciklet olan parti içi demokrasiyi kastetmiyorum...Batı'daki sol partiler, parti içinde ve dışındaki fikr*ı yönlenmeler sonunda ortaya çıkan modern temaları programlarına alarak bugünlere geldiler. Muhalefeti, ağır eleştirileri ve de farklılıkları özümseyerek dinamizm kazandılar. Yani Türkiye'nin işe bugün başlasa meyvalarını ancak beş yıl sonra alacağı büyük bir entellektüel birikimin sonucuydu Blair'in patlaması ya da Jospin'in yükselmesi.
Dumanlardan çıkış değil, temaları büyük bir ustalıkla halka anlatmaktı. Her fırsatta, her konuda; Prenses Di'yi halkın prensesi ilân edecek kadar beklentileri kavramaktı.
Kurultay'a beş kala sunulan ve de tartışılmayan raporlar hangi yeniliğin haberci olabilir?
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz...
Sosyal demokrasiyi sosyal çözümler güçlendirir. Hele sosyal konuların büyük bir önem kazandığı bugünkü uluslararası konjonktürde. Toplumsal dayanışma ve de güvenin hızla kalbolduğu bugünün belirsizlik dünyasında.
‘Liberalizmi en iyi biz uygularız’ diyor yeni CHP. Peki, nerede yeni sosyal kontratların ipuçları? Yeni beraberliklerin toplumsal harcı?
Şu soruların yanıtları açıkça tartışılmalı.
Yoksa haklı olarak şu sorular akla gelir: Sosyal çözümleri somuta indirememek bir kaçış mı yoksa meseleyi kavrayamamak mı? Yoksa IMF'ye ve iş dünyasına şirin gözükme ihtiyacı mı?
Bırakalım ANAP çıksın cebindeki IMF reçeteleriyle.
Solun, her zamankinden daha çok entellektüel ve sosyal içeriğe ihtiyacı var.
Dumanların, sosyal temaları ve çözümleri dumanaltı ettiği CHP kurultayında bir de ‘yeni dünya düzeni’ parlayıverdi nedense...Muhtemelen yenilik adına.
Oysa ‘yeni dünya düzeni’ kavram olarak 85'te kıvılcımlandı. 90'da telaffuz edildi. 91'de de gömüldü. Yani temaları ve de eksenleri iyi yakalamak gerekiyor.
‘Bizim de solumuz var’ diyebilmek için meyvaları ancak beş yıl sonra alınabilecek doğru tartışmaları başlatmalı Türkiye..
Yeni sol'u yaratmak için. Dumanaltı olmamak için.
Paylaş