Çetelere dokunun!

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

Bir an için, iç dünyanızla başbaşa kalın.

Ve en dürüst ve en yalın biçimde yanıtlayın şu soruları:

İşin köşesinden ya da kenarından, Susurluk pisliğine adı karışmış bir insana paranızı teslim eder misiniz?

Çocuğunuzu teslim eder misiniz?

Bir apartman çatısı altında komşuluk eder misiniz onunla?

Tesadüfen aynı turla, yolculuğa çıkmak ister misiniz?

Günlük hayatın akışında, onlarla aynı lokantada bulunmak ister misiniz?

Onların sözüne güvenir misiniz?

Ya evet ya da hayır.

Çünkü kamuoyu yoklamaları yöntemiyle, ‘bilmem’ ‘fikrim yok’ kaçamağına başvurulamaz bu netlikteki sorunlar karşısında.

Yukarıdaki sorulara verilen yanıtlar, ‘Türkiye nasıl yönetilecek’ sorusunun da cevabını içeriyor aslında.

Kısaca, bugünkü gibi, hukuk dışılıkla mı? Çete kurallarıyla mı?

Yoksa, bir hukuk devletinin kurumlaşmış şeffaf yapısıyla mı?

İşte, Susurluk'un aydınlatılması veya aydınlatılmaması, Türk insanının bu çok somut noktada verdiği kararın test edilmesi açısından önemli.

Yirmibirinci yüzyılın eşiğinde, kendisine saygılı bir toplum, Susurluk'u adi bir vaka ya da polisiye bir kurgu olarak görüp susamaz.

Bugünün dünyasında, böyle bir sorumsuzluğun adı ‘suça iştiraktır’ ve bu davranışın tarihsel sorumluluğu vardır.

Bu yazıyı, dün yapılan bir toplantıda gazeteci Işıl Özgentürk'ün, ‘İnsanlar, Susurluk’un kendilerini ne kadar yakından ilgilendirdiğini bilmiyorlar' şeklindeki son derece haklı saptaması üzerine yazıyorum.

Susurluk zihniyeti, bu ülkede insanca yaşamak isteyen her bireyin hayatını tehdit ediyor. Geleceğini karartıyor.

Dolayısıyla insanca yaşamak isteyen her bireyin müadelesi olmak zorunda Susurluk.

Susurluk konusundaki hassasiyet, Türk aydınının kronik hezeyanı, yurttaşın hükümeti düşürme eylemi falan değil kesinlikle.

Susurluk kazası, Türkiye'yi tarihsel bir dönemece getirmiştir.

Bu noktada, hayati görev yurttaşa, bize, size düşüyor. Onlardan kurtulmak için.

Bu nedenle, ‘aydınlık için yurttaş girişiminin’ 30 eylül günü saat 21.00'de başlattığı ışık söndürme eylemine sahip çıkmalıyız.

Eylemin yeni sloganı çok somut, çok yalın:

‘Çetelere dokunun, dokunulmazlıkları kaldırın.’

Yazarın Tüm Yazıları