Paylaş
Süreçlerin yumuşak geçişlerine değil hep yeni başlatılan dönemlere ihtiyaç duyuyor bu toplum.
Bir beyaz sayfa bitiyor diğeri açılıyor.
Yeni beyaz sayfayı açanlar eskisini bozanlar da olsa, onları sorgulamak suç sayılıyor. Bu işin kuralı, yeni beyaz sayfa dönemini koşulsuz desteklemektir. Bir süre sonra işler iyi gitmezse sayfaları iyice karalamak, yırtıp atmak için her türlü yolu denemektir.
Sonra hiçbir açıklama yapmadan yeniden bir beyaz sayfa döneminin arayışına girmektir. Yeni bir beyaz sayfa açarken gerektiğinde eski dönemin aktörlerinden yararlanmaktır. Bunu da ‘ne yapalım kötünün iyisi budur’ diye sunmaktır. Vasatları pazarlamak ve inandırıcı olmaktır.
Çocuksu ve gelişmemiş toplumlarda siyasi kısırlığın ardındaki en temel neden toplumun ihtiyaç duyduğu kronik beyaz sayfa açma nöbetidir.
Beyaz sayfa nöbetine tutulmuş çocuksu toplumlara yüksek dozda pembe haber uçurulur. Beyaz sayfa döneminin ilk günlerinde, medyadaki bütün haberler ‘büyük devrim, büyük hamle, büyük hedef, büyük uzlaşma, büyük atılım, büyük vs’dir.
Yıllardır tanıdığımız, bildiğimiz, sınadığımız siyasiler ve bürokratlar, yeni beyaz sayfa döneminde aniden kahraman, dahi, başarılı, cesur, altın çocuk, dürüst adam, sözünün eri, büyük kurtarıcı falan oluverirler. Tabii, beyaz sayfa döneminin sonuna doğru bu rütbeler hemen ellerinden alınıverir. Gene özlerine dönerler.
Periodik beyaz sayfalarla yönetilen toplumlarda sonuç hep hüsrandır. Hayal kırıklığıdır. Ancak beyaz sayfa açma bağımlılığı o kadar yüksek dozdadır ki bir beyaz sayfa döneminin sonundaki büyük hüsran yeni bir beyaz sayfa açma ihtiyacını doğurur.
Gene balonlar uçurulur...Kelebekler uçuşur. Meltemdir o dönemin rüzgarı. Hava berraktır. Beyaz sayfacı köşe yazarları, sil baştan başlarlar ‘en büyükleri, en kahramanları, en atılımcıları, en dürüstleri ve de başarılıları’ yazmaya.
Son günlerde Akdeniz ve Ege sahillerinde bir dizi sohbeti dinledikten sonra bu yazıyı yazmak ihtiyacını duydum.
Refahyol süfliliği ve de kabusundan kurtulmanın anlaşılır rahatlığını yaşayan insanlar anlaşılmaz bir rehavet içindeler.
Bu rehavet öyle boyutlar kazanmış ki, bugünkü yeni beyaz sayfa dönemine yapılan en küçük eleştiri bile büyük tepkiler yaratıyor. Hava derhal elektrikleniyor.
Kötünün iyisiyle yetinmek istememek hakkını kullanamıyorsunuz çünkü hemen yapıştırılan soru şu, ‘peki alternatif nedir’?
Sanki eleştirmeden, konuşmadan, tartışmadan alternatif üretilebilinirmiş gibi? Sanki eskiler eleştirilmeden yeni siyasi kadrolar çıkabilirmiş gibi?
Gerekliliği tartışılmayacak olan sekiz yılın politize edilmiş olmasını bile eleştiremiyorsunuz bu ülkede. Politize edilen bir eğitim projesinin içinin boşalacağını bile söyliyemiyorsunuz.
Beyaz sayfa bağımlılığından kurtulmanın yolu, eleştirirek, konuşarak alternatif üretmeye katkıda bulunmaktır. Süreçler ve de devamlılıklar yaratmaktır.
Bir beyaz sayfacı da olabilirsiniz. Ama yeniden hüsrana düşmemek için artık hiç korkmadan sorgulamak ve eleştirmek dönemini başlatmak zoundayız. Beyaz sayfa değil, gerçekleri tartışma, irdeleme ve de kalıcı çözüm arama dönemini başlatmalıyız. Çünkü açılan her beyaz sayfa, toplumsal hafızayı ve daha önelisi güven duygusunu alıp götürüyor. Sayfalara değil süreçlere ihtiyacı var bu toplumun.
Bunu talep etmek de bir entellektüel fantezi falan değildir.
Paylaş