Paylaş
Büyük bir samimiyetle CHP'yi kurtarmaya çalışanlar var.
Üniversitelerde öğretim üyeleri arasında, Internet aracılığıyla ‘CHP’ye üye olalım CHP'yi kurtaralım' kampanyaları sürüyor.
Bu çaba, biraz ‘anıları kurtarma’ operasyonunu andırıyor. Pekçoğu iyi niyetli girişimler olmakla beraber CHP kadrolarında ciddi bir fikirsel hamle belirtisi görünmüyor.
Fikirsel hamle olmayınca ‘nostalji’ ağır basıyor.
18 nisan seçimlerinde, ‘gençliği’, en yüksek nitelikli iş gücünü ve emeği' elinden kaçıran CHP'nin, nostaljiklere kalması bir rastlantı değil.
Kurultay öncesindeki ‘CHP’sel çekişmeler de ‘sanki mevcut kadrolara, ideoloji ve parti aranıyor’ izlenimi yaratıyor.
Çünkü CHP'nin dirilmesi ancak Türkiye'nin sorunlarına çözüm üretecek kuramsal paketin ortaya çıkmasıyla mümkün. Parti'yi yakından tanıyan bir dostumun vurguladığı gibi Türkiye'nin sorunlarına getirilecek çözümler bir noktada CHP'nin de kurtuluş reçetesini oluşturabilir. CHP'nin geleneğinde ilerisini tasarlamak, bugünün değil yarının üzerinden siyaset yapmak prensibi yattığına göre.
Ama bugünkü CHP, siyasetin mihenk taşı olma özelliğini iyice yitirmiş durumda.
Son hamlelerini bile ‘anı’ ve ‘anıları’ kurtarmaya yönelten örgütün gelenekselleşmiş ‘tepişme yapısını’ kırması çok zor görünüyor.
* * *
Cumhuriyet'in kurulduğu yıllardan itibaren uzun süre, ‘yarın’ ile hem psikolojk hem de doktriner anlamda köprüler kurmuş olan CHP'de seçim hezimetinden sonra şu sesler yükseliyor:
‘CHP, milliyetçiliği ihmal ettiği için yenilgiye uğradı.’
‘CHP altı oku unuttu ve kimliğini kaybetti.’
‘CHP altı oku günün şartlarına göre yenileyemedi’, vs.
Bu sevimli özeleştirilerin sonu gelecek gibi değil. ‘Mevcut malzemeyle buraya kadar gelindi’ demek özeştirilerin en gerçekçi olanı değil mi? Ortada birbiriyle bu kadar çok çelişen daha onlarca görüş, düşünce dolaştığına göre.
Peki bundan sonra ne olacak?
CHP, ‘sit alanı’ gibi koruma altına mı alınacak?
Yüzde onlar dolayında vakıflaşacak mı?
Yoksa fikirler yeniden harmalanıp yüzde kırklar mı hedeflenmeye başlanacak?
Eğer amaç ikinci yol ise bütün bu tartışmalar kenara itilmeli ve ortada bir tek Türkiye fikri kalmalı.
Değişen Dünya'da Türkiye'nin yeri.
Değişen Türkiye'nin Dünya'daki yeri.
Bu iki başlığın yanıtları ‘yaratıcı’ düşüncenin serpintilerinin özleminde. Unutmayalım ki Türkiye'de yıllardır, galibiyet skorunun yüzde yirmilere kadar düştüğü bir siyasi maç izleniyor. Yani, yeni düşüncelerin ve projelerin beklentisinde Türk toplumu.
DSP, Merve Kavakçı olayında devrim bekçiliği işlevini CHP'nin elinden alıverdi. Demek ki artık bazı kavramlar bir familya işi olmuş bu ülkede. CHP bugün, devrim ötesinin tasarımı yapabilmeli. Siyasi meşruiyetini yeniden kazanmanın tek yolu da bu.
Hangi vadede gerçekleşir bilinmez ama ‘büyük birleşme’ de CHP'nin yeni stratejilerinden biri olmalı.
O zaman tarihsel CHP'nin tarihselliği yeni zamanlarda anlam kazanır.
Krizler, yaratıcı çözümler için bulunmaz fırsattır.
Paylaş