Paylaş
Borsa İstanbul’da yılbaşından bu yana devam eden çıkış rallisi yerini kâr satışlarına bırakmış durumda. Dış piyasalardaki olumlu havanın iç piyasalara pek hayrı olmadı. Dışarıdaki iyimserliğin kaynağında ABD ve Avrupa merkez bankalarının nisan veya mayıs sonrası faiz indirimlerine başlayacağı beklentileri var. Faiz inerse ekonomide canlanma ve risk iştahında artış olasılığı mevcut.
MERKEZLER AYNI YOLDA
ABD ve Avrupa merkez bankaları son yıllarda uyguladıkları para poltikalarından istedikleri sonucu aldılar. Enflasyon yüzde 9-10 seviyelerinden yüzde 2.6-3.0 seviyelerine kadar çekildi. Zaten hedefleri yüzde 2.0 idi. Bu arada yüksek faiz nedeniyle ekonomilerinde bir yavaşlama da oldu. Özellikle Euro Bölgesi’nde resesyon sözünü fazlaca duyar olduk. Bu beklenen bir sonuçtu ve piyasalar “yumuşak iniş” olarak görüp olağan karşıladı.
TCMB gecikmeli de olsa aynı yoldan yürümeye başladı. Faiz artışıyla uygulanan ekonomik programa dış finans çevrelerinden olumlu tepkiler geldi. Türkiye’nin risk primi (CDS) 300’ün altını gördü, istenen düzeyde olmasa da portföy yatırımları (sıcak para) girişi başladı.
FAİZ İNDİRİMİ ERTELENİR Mİ
Şimdi gözler yine TCMB’ye çevrildi. TCMB gerekirse parasal sıkılaşmaya devam edeceğini son toplantı metninde vurgulamıştı. Şubat enflasyonu beklentilerin üzerine çıkınca yabancı yatırım bankalarından değerlendirmeler gelmeye başladı. ABD’li JPMorgan, TCMB’nin Nisan’da 500 baz puanlık faiz artışı yapmasını beklediğini açıkladı. Morgan Stanley ise kasım ve aralık aylarında TCMB’den faiz indirimi beklentisini baz senaryosundan çıkardı. Banka, TCMB’den ilk faiz indirimini 2025 yılının ilk çeyreğinde bekliyor.
SEÇİME KADAR DALGALI SEYİR
Yatırımcı karar alırken faiz, borsa, döviz ve enflasyon bağlamında karar verecek. Borsa İstanbul yüksek enflasyona karşı alternatif olarak geçerliliğini koruyacak. Ancak seçim öncesi veya sonrası dalgalı bir seyir izlenmesi olasıdır. Seçicilik artacağından her gelenin para kazanacağı bir dönem zor. Konut, yüksek faiz ve yüksek fiyata bağlı zayıflayan talep nedeniyle baskı altında kalmaya devam edebilir. Altının ons fiyatı dış piyasalarda zirveyi zorluyor. Tarihi zirve olan 2.150 doların üzerinde kalınırsa çıkış trendi devam eder. Bu durum iç piyasalarda gram/TL fiyatını da doğal olarak yukarı çekecektir. Öncü merkez bankalarının faiz indirim beklentileri ve son günlerde zayıflayan dolar altın fiyatındaki çıkışı destekliyor.
Döviz kurlarına ayrı bir pencere açmak gerekecek. Enflasyonu kontrol altına almak için kurların da kontrol altına alınması kur geçişkenliği nedeniyle oldukça önemli. Kurlar için seçim sonrasına ilişkin bugünlerde fazlaca spekülasyon yapılıyor. Seçim sonuçları ve özellikle İstanbul döviz kurları için önemli bir parametre olarak görülüyor.
KURDAKİ ÇIKIŞ İVME KAYBETTİ
Ancak; TCMB’nin parasal sıkılaşma politikasının devam edecek olmasıyla yüksek faiz ortamının korunacağı beklentisi, cari açıktaki daralma, son iki haftada çok küçük miktarda çıkışlar görülse de yabancı portföy girişlerinin genelde devam ediyor olması, önümüzdeki aylarda ABD ve Avrupa merkez bankalarından gelecek faiz indirimleri nedeniyle risk iştahındaki artışla gelişen piyasalara ve Türkiye’ye döviz giriş beklentileri, TCMB’nin düzenleyici tedbir ve müdahaleleri döviz kurları açısından önemli. Bu gelişmelere bağlı olarak döviz kurlarındaki çıkış ivme kaybetmiş durumda. İhracatçıların kur artışı yönündeki talepleri ise sürüyor.
Yüksek enflasyon ile artan maliyetlerin kurların yavaş seyri nedeniyle satış fiyatlarına yansıtamamaktan yana dertliler. Ancak diğer tarafta da inatlaşmaya başlayan bir enflasyon var. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ihracatı ekonominin çıkışı olarak çok önemli görse de ekonomi yönetiminin tercihi haklı olarak bu aşamada enflasyon ile mücadeleden yana. Yatırımcı gözüyle bakıldığında “olağandışı bir gelişme olmazsa” döviz kurlarında mevcut görünüm bir süre daha korunacak gibi görünüyor.
Paylaş