Paylaş
BORSA İstanbul’da ‘patinaj’ görünüm ile yön arayışı devam ederken döviz kurları ve tahvil faiz oranlarında yükseliş eğilimi sürüyor. İç gündemde TCMB’nin yabancı yatırımcıların hisse senetleri ve tahvil bono işlemleri yakından takip ediliyor. Yabancıların hisse senetlerinde son iki haftalık alım serisi bitti ve 7 Şubat ile biten haftada 49 milyon dolarlık satış yaptılar. Tahvil bonoda ise aynı hafta 1.490 milyon dolar ile son yılların en yüksek satışını gerçekleştirdiler. Tahvil bonoda son iki haftalık satışları 2.1 milyar doları geçti.
Yüksek gelen ocak enflasyonu ve TCMB’nin enflasyon tahminini yukarı çekmesi sonrası TCMB’nin faiz indirimlerine devamı konusunda tereddütlerin ortaya çıkması, bu açıdan kayda değer bir durum. Son dönemde gösterge bono faiz oranındaki yükselişte yabancı satışlarının da katkısı var. Hisse senetlerine yerli yatırımcı ilgisi yüksek faiz nedeniyle zaten kısıtlıydı. Ocak ayının son haftalarında görülen yabancı alımlarının kesintiye uğraması BIST100 Endeksi’nde tepki çıkışının devamı konusunda soru işaretleri bıraktı.
REZERVLERDE 1.5 MİLYAR DOLAR ARTIŞ
Borsada çıkış, artan katılım ve talep ile olur. Bu nedenle yerli ve yabancı talebinin artması yükseliş için elzem görülüyor. Yayınlanmaya devam eden 12/2024 dönem bilançoları BIST100 Endeksi’ne henüz bir ivme katmış görülmüyor. Bazı banka hisseleri bilanço sonrası hareketlense de piyasanın geneline etkileri sınırlı kaldı. Yine aynı hafta yabancı para mevduatlarında 4.2 milyar dolar, TCMB brüt rezervlerinde 1.5 milyar dolar artış gözlenirken kur korumalı mevduatta (KKM) düşüş sürüyor. Kur korumalı mevduat 30 milyar TL’lik düşüşle 966 milyar TL’ye gerilerken TCMB brüt rezervleri 167.5 milyar dolar, yurtiçi yerleşiklerin bankalar döviz mevduatı 168.7 milyar dolar oldu. KKM’deki çözülme ve sonlanma sürecinde döviz mevduatlarına ilginin arttığı gözleniyor.
TCMB faiz düşüşü ve dövizdeki hareketlenmenin de bu ilgi artışında payı olabilir. Döviz kurlarında dış piyasalardaki parite değişikliklerinin etkisi kendini gösteriyor. Euro’daki kuvvetlenme Euro/TL kurunu yukarı çekti ve 38’e ulaştı. Para piyasalarındaki kıpırdanma henüz sermaye piyasalarına ciddi olarak yansımış görülmüyor. Yayınlanan bilançolar, BIST100 Endeksi fiyat kazanç oranının 8’in altında ve iskontolu olarak değerlendirilmesi, borsanın halen temmuz/2024 ayındaki 11.250 zirvesinin oldukça gerisinde seyrediyor olması yeterli alıcıyı çekebilmiş değil.
BORSADA TEMKİNLİ GÖRÜNÜM
Bunun yanında ABD ve Almanya başta olmak üzere dış borsalarda devam eden bir çıkış trendi var. BIST100 Endeksi dışarı ile olumsuz ayrışmasını sürdürüyor. Enflasyon tarafında tekrardan yaşanacak bir düşüşle TCMB’nin faiz indirim beklentilerinin kuvvetlenmesi borsayı farklı bir mecraya taşıyabilir. Bunun için de zamana ihtiyaç var. Şubat enflasyon beklentileri hafif yükselişle aylık bazda yüzde 3’ün üzerinde şekillenirken yıllıkta yüzde 28’i aşmış durumda. Mevcut fotoğrafın çerçevesi bu görünümde olunca Borsa İstanbul’da temkinli görünüm etkisini sürdürüyor.
DIŞ PİYASALARDA ‘BARIŞ’ RÜZGÂRI ESİYOR
ABD Başkanı Trump, 5 Kasım’da seçilip 20 Ocak’ta göreve başlamasından bu yana genelde karamsar haberler ile gündeme geldi. Geçen hafta bu trend olumlu yönde biraz değişir gibi oldu. Deyim yerinde ise nihayet ağzından hayırlı bir haber çıktı. Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşını bitirmeye yönelik açıklamaları piyasalara olumlu yansıdı. Trump, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı sona erdirmeye yönelik güçlü bir adım attığını, hem Rusya Devlet Başkanı Putin hem de Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile çok verimli görüşmeler yaptığını söyledi. “Çin Devlet Başkanı Şi ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile benzerini yapmak, onlara ‘askeri bütçelerimizi yarıya indirelim’ demek istiyorum ve bunu yapabiliriz” dedi.
Birçok cephede Trump’tan gelen barış hamleleri piyasalar tarafından iyimser algılandı. Borsalardaki çıkışın yanı sıra petrol ve doğalgaz fiyatlarında kısa süreli düşüşler gözlendi, dolar zayıfladı. Olumlu algılanan bir diğer gelişme ise Trump’ın mütekabiliyet (karşılıklık) kararına imza atmasıydı. Trump, “Ülkeler ABD’ye ne uygularsa onu uygulayacağız” dedi. Bu durum gümrük tarifeleriyle ilgili katı algıyı yumuşattı. Bu ılıman hava ne kadar sürer bilinmez ama Gazze konusundaki açıklamaları tepki çekmeye devam ediyor.
Diğer yandan İngiltere’de imalat üretiminin yüksek gelmesi (%0.07) İngiltere Merkez Bankası’nın faiz indirim beklentilerini törpülediği için sterlinin değer kazanmasına neden oldu. Sterlin/dolar paritesi yükselerek 1.25 seviyesini geçti. Japonya’da ise yüksek gelen enflasyon verileriyle birlikte Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırım beklentileri korunduğu için Japon Yeni değer kazanırken Tokyo Borsası’nda yatay ve zayıf görünüm sürüyor.
POWELL TEMKİNLİ DURUŞUNU KORUYOR
Fed Başkanı Powell ABD Senatosu’ndaki konuşmasında ‘para politikası ayarlamalarında aceleci olmadıklarını’ söyledi. Bu konuşmadan ‘Fed de Trump politikasının sonuçlarını bir görmek istiyor’ izlenimi çıkıyor. Benzer görüş diğer Fed üyelerinde de gözlendi. Cleveland Fed Başkanı Beth Hammack, ‘faiz oranlarını bir süre’ sabit tutmanın uygun olduğunu söyledi. Fed’in 2025 yılı için faiz indirim beklentileri sayı olarak 1’e gerilerken başlaması için ise en erken eylül ayı ağırlık kazandı.
Trump’ın Fed’e faiz düşürme çağrısının enflasyonda iyileşme görülmeden karşılık bulması zor görülüyor. Geçen hafta açıklanan ABD ocak enflasyon verileri (TÜFE) yüzde 3’e yükseldi (önceki ay %2.9). Enflasyonu artırması beklenen Trump politikalarının etkisi henüz bu veriye dahil değil.
Almanya enflasyonu ise yüzde 2.3’de kaldı. Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirim beklentileri korunuyor.
BORSADA YATAY SEYİR SÜRÜYOR�
Borsada Aralık 2024 ayından bu yana yatay seyir devam ediyor. Tepki çıkışları güç kazanamazken geri çekilmelerde destek noktalarından tepki alımları geliyor. İlk destek ve tutunma noktaları 9.800-9.750 ve 9.620 seviyelerinde bulunurken satışla karşılaşması muhtemel dirençler 9.980 ve 10.180-10.276 olarak görülüyor. 10.180-10.276 daha önemli. Endekste yatay hareketin devamıyla tepki çıkış denemeleri direnç seviyelerini geçmekte zorlanabilir.
ALTINA KÂR SATIŞLARI GELİYOR
Son ayların gözde yatırım aracı altın, yeni zirve denemeleriyle çıkış eğilimini koruyor. Trump politikalarının belirsizliği çıkışa esas teşkil eden gerekçe olarak halen geçerli. Merkez bankalarının altın talebinin devam ettiğine dair haber akışları sürüyor. TCMB Başkanı Fatih Karahan da altın rezervlerinin artmaya devam ettiğini, toplam rezerv artışında altın fiyatlarındaki yükselişin etkisi olduğunu geçtiğimiz günlerde basın açıklamasında söylemişti. Dip not olarak vermek gerekirse; geçen haftanın dikkat çeken diğer haberi ise TCMB’nin 10 yıl sonra yeniden ABD tahvilleri almaya başlaması oldu. Bu durumu rezervlerdeki birikme ve iyileşmenin sonucu olarak görmek gerekecek.
Altın fiyatlarındaki yükselişi destekleyen diğer gelişme, Trump kaynaklı barışcıl ve daha yumuşak tondaki açıklamaların doları zayıflatıp ABD tahvil faizlerini gevşetmesi olmuştu. Ancak Trump’ın son söylemelerinin jeopolitik tansiyonu düşürmesi kâr satışlarını da beraberinde getirdi. 2.940 dolar direnci güç kazanmaya başladı. Geri çekilmelerde ise 2.860-2.850 ilk destek olarak takip edilebilir. Piyasa göstergelerine bakıldığında; ABD 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4.48, Euro/dolar paritesi 1.0489, dolar endeksi 106.71, brent petrol 74.40, altının ons fiyatı ise 2.883 dolar seviyelerinde seyrediyor.
İç piyasalarda gram altın TL ise 3.400’ü geçmişti. Ancak ons altına gelen satışlar içeriye de yansıdı ve 3.359 TL’den haftayı kapattı. 3.350 ve 3.325 noktaları ilk teknik destek noktaları olarak görülüyor. Diğer hareketlenen yatırım aracı ise gümüş oldu. Altındaki dalgalanma gümüşü de etkiledi. Onsu 33 doları geçmişti. Altına gelen satışlarla 32.16 dolara geriledi. Gümüşü altın fiyatı ile kıyaslandığında uzun dönemde halen oldukça primsiz bir görünüm veriyor. Petrolde ise zayıf seyir sürüyor. Küresel ekonominin görünümüne bağlı olarak talep yetersizliği petrol fiyatını baskılayan en önemli gerekçe olarak görülüyor. Trump söylediklerini yapar Rusya-Ukrayna barışını sağlarsa petrol ve doğalgaz fiyatları baskı altında kalmaya devam edebilir. Dolardaki zayıflama ve Avrupa’da doğalgaz stoklarının azaldığı haberlerinin etkisi ise bu aşamada oldukça sınırlı görülüyor.
Paylaş