Paylaş
Borsalarda tepki yükselişleri sürüyor. Bir bakıma baharın gelişi borsalara da yansımaya başlamış durumda. Virüsün etkileri ve yayılma hızındaki kötüye gidişin ivme kaybettiği söylemleri öne çıktı. Ancak koronavirüs ile ilgili çok umutlu olmak için erken. Ayrıca ekonomik faaliyetlerin olağan seyrine dönmesi için bir takvim henüz belirmiş değil, bu yöndeki belirsizlik sürüyor. Nisan ayından çok mayıs veya haziran ayı öne çıkarılmıştı. Ancak ABD Başkanı Donald Trump, ekonomiyi “daha yakın zamanda” açmanın, geç açmaktan daha iyi olduğunu ve bunu planladığını söyledi. ABD Hazine Bakanı Mnuchin ise, “Trump, rahat hisseder hissetmez Amerikan firmaları işlerini yeniden açabilir” dedi. Fakat Trump’ın sözleri ne kadar belirleyici ve güvenli olur, bu tartışmalı. Bu konuda daha önceki bir çok söylemi gerçeklik bulmadı. Olay bu yönü ile ele alındığında borsalarda yaşanan tepki hareketi veya yapılan fiyatlamalar acaba yalancı bahar mı sorusunu sormak gerekiyor. Bunu zamanla göreceğiz.
SENDİKASYON KREDİLERİ
Ancak şu an itibariyle borsalarda temkinli bir iyimserlikten söz etmek mümkün. Piyasaların güç aldığı konu, virüs ile ilgili takvimden çok ülkeler itibariyle hükümet ve merkez bankası nezdinde alınan önlemler. Düşük faiz ve hiç olmadığı kadar bol likiditenin daha önceki yazılarımızda bir çok defa vurgu yaptığımız üzere “su akar yolunu bulur” sözüne atıfla dönüp dolaşıp geleceği yerlerin başında altın ve borsalar geliyor. Geçen hafta içinde ABD hükümeti 2.3 trilyon dolarlık yeni bir ek yardım paketini devreye sokarken Avrupa Birliği AB ülkeleri 540 milyar Euro’luk Covid-19 kurtarma paketinde anlaştı. Diğer yandan IMF ve ABD Merkez Bankası (Fed) tam anlamıyla sahaya indi. Fed bilançosu tarihinde ilk defa 6 trilyon doları geçti. Hatırlanırsa geçen hafta 5.8, mart ayı başında ise 4.3 trilyon dolar seviyelerinde idi. Bu açıdan bakınca parasal genişlemenin boyutu anlaşılacaktır. Ayrıca Fed, diğer 14 ülke merkez bankasına swap kanalıyla para aktarım imkanı getirdi. Endonezya Merkez Bankası koronavirüs salgını sonrası yaşanan dolar sıkışıklığı nedeniyle likidite ihtiyacını karşılamak amacıyla New York Fed’den 60 milyar dolarlık swap imkanı sağladı. Cuma günü ise Türkiye ABD dahil bazı G-20 ülkeleriyle swap hattını görüşüyor, haberi geçti. Yine bazı Türk bankaları dışarıdan sendikasyon kredisi almaya başladılar. Komşuda pişer bize de düşer misali dış piyasalardaki parasal genişlemenin içeriye yansımaları görülmeye başlamış durumda.
RİSK PRİMİ DÜŞTÜ
IMF’e ise 90’ı aşkın üye ülke başvuruda bulunurken IMF Başkanı Kristalina Georgieva, “Türkiye dahil tüm ülkelerle yapıcı temas içinde olduklarını” açıkladı. Ancak Georgieva, Türkiye ile temaslara dair somut bir açıklamada ise bulunmadı. Bu haber sonrası Türkiye’nin risk primi (CDS) 600 seviyesinin altına gerilerken dolar/TL kurunda bir miktar gevşeme görüldü. Para bolluğu doğal olarak gitmesi gereken yerleri canlandırmaya başladı. Borsalar dışında altın (ons/dolar) fiyatı da sert yükseliş ile birlikte 1.700 dolar sınırına çok yaklaştı. Yaşananlara bakılınca 2008 küresel krizi sonrası ne oluyorsa aynı şeyler oluyor. Ama ölçekler çok daha büyük. Bank of America yapmış olduğu değerlendirmede, küresel resesyon uyarısında bulunurken yatırımcılarına dünya tarihinin gelmiş geçmiş en derin resesyonuna hazır olmaları uyarısında bulundu. Alınan önlemlerin büyüklüğüne bakılınca bankanın değerlendirmelerini haklı çıkaracak hamleler var.
ABD’DE İŞSİZLİK ARTTI
Ancak olay bu kadar vahim ise piyasalardaki bu iyimserlik boşuna mı? Veya Çinlilerin dediği gibi “kriz fırsattır” sözünde hareketle risk sever yatırımcılar krizi fırsata çevirmeye mi çalışıyor? Her ne kadar ekonominin işleyişi gereği düşük faiz ve bol likiditeye bağlı para ve sermaye piyasalarında hareketlenmeler oluyorsa da olayın reel ekonomi ayağında bir hareketlilik görülmüyor. Ekonomideki ani duruşun boyutları, tahribatı, faturası ortaya çıkmış değil. Belirsizlik sürüyor. Reel ekonomiler bakımından “açıktan geçen geminin dalgasının kıyıya daha sonra vurması” gibi bir durum yaşanması olasıdır. Piyasada merkez bankası ve hükümetlerin teşvik paketleriyle yapmaya çalıştığı daha önceleri de vurguladığımız üzere ilk etapta yangını söndürmek. Sonrasına ilerleyen zamanlarda bakılacak. Piyasaya pompalanan onca para ve düşük faiz, enflasyona neden olur mu sorusu, son günlerde çokça sorulur oldu. Fed Başkanı Powell, işler düzelene kadar faizler düşük kalmaya devam edecek dedikten sonra şu anda enflasyon gibi dertleri olmadığını söyledi zaten. Artan işsizlik sorunu nasıl aşılacak? ABD’de son üç haftada 17 milyon kişi işsiz kaldı.
Yüksek borçla yakalanan global ekonomi yine 2008 krizi sonrası görüldüğü üzere daha borçlu hale gelirken yavaşlayan ekonomilerle birlikte milli gelirler düşecek. Daha borçlu daha az kazanan bir küresel ekonomi bizi bekliyor. Ancak piyasalar bu aşamada bunu da dert etmiyor, para bolluğunu fırsata çevirmeye çalışıyor. Ne diyelim para uyumaz, ticaret durmaz. Borsalardaki iyimserliğe karşılık para piyasalarında dengeler sıkça değişiyor. Dolar bollaşmasına bağlı olarak ABD dolarındaki değerlenme ivme kaybetti ve Dolar Endeksi 100 seviyesinin altında kaydı. Buna karşı euro ise hafif değer kazandı. Son aylarda sert düşüş yaşayan petrol fiyatı ise oldukça dalgalı. OPEC+ toplantısı öncesi petrol üretim kesintisi beklentisiyle sert bir yükselişi yaşansa da toplantıdan beklentileri karşılamayan 10 milyon varil kesinti kararı çıkması üzerine tekrar düşüşe geçti. İç ekonomik gündemde ise yüzde 13.8 gelen ocak ayı işsizlik verileri, 190 milyar TL’yi bulan TCMB emisyon tutarı, mart ayı 40 milyar TL’lik Hazine nakit açığı, 3 nisan haftasında hisse senedi ve tahvil bonoda 523 milyon dolarlık yabancı çıkışı kayda değer notlar. Borsalarda tepki yükselişleriyle birlikte iyimserlik sürüyor. Kalıcı bir bahar havası mı, yoksa yalancı bahar mı olacağı konusunda daha çok virüs kaynaklı haber akışı belirleyici olacak.
TEPKİ YÜKSELİŞİ DEVAM EDİYOR
Borsada tepki yükselişi güç kazanmaya başladı. İlk dirençler 98.000-100.000 seviyelerinde. Bu seviyelerde kâr satışları görülebilir. Sonraki dirençler ise 103.500 ve 107.000-109.000 seviyelerinde bulunuyor. İlk destekler 95.000 ve 92.000 seviyelerinde görülüyor. 92.000 daha önemli. Tepki çıkışı bu seviyenin üzerinde gücünü koruyacak. Sonraki destekler 90.500 ve 87.000 seviyelerinde. Tepki çıkışı sürmekle birlikte direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.
DOLAR/TL KURUNDA DİRENÇLERE DİKKAT
Dolar/TL kurunda çıkış trendi sürüyor. İlk dirençler 6.80-6.85 seviyelerinde. Kısa dönem için önem kazanan bu seviyelere hareketlenmelerde kâr satışları görülebilir. Sonraki dirençler 7.00-7.20 seviyelerinde. İlk destekler ise 6.60-6.62 seviyelerinde. Bu seviyelerin üzerinde kalınması çıkışın devamı açısından önemli. Aksi takdirde sonrası destekler 6.50 ve 6.38 seviyelerinde bulunuyor. Yükseliş denemelerinde kâr satışlarına dikkat.
YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.
Paylaş